Ticaret şehri: Porto
Duoro’nun yamacına kurulmuş olan ticaret şehri Porto, günümüzde turistik bir şehir olarak öne çıkıyor. Porto sınırları içinde tarihi binalar bulunduğu kadar modern yapıların da yer alıyor.
Giriş kuyruğu bazen saatler süren Livraria Lello isimli kitapçı da bu şehirde yer alıyor. İlk ipucunu verdiğime göre hiç zaman kaybetmeden Porto’daki gezilecek yerleri sıralayayım.
Cais da Ribeira: Eski Porto’nun ticaret meydanı olan kıyı bölgesi, şehrin en turistik mekanlarına ev sahipliği yapıyor. Günümüzde her bir tarihi binanın girişinde kafe ve restoranlar bizi karşılasa da geçmişte buralar tamamen yaşam alanı olarak kullanılıyormuş. Yol boyunca ilerledikten sonra binaların arasından, ara sokaklara girdiğinizde pastel tonlardaki diğer eski yapıları da görebilirsiniz.
São Francisco Kilisesi: Porto'da inşa edilen son Gotik anıt, 1425'te tamamlanan São Francisco Kilisesi’dir. İç dekoru 1500'lerde ve 1700'lerde tekrar düzenlenen ve içerisinde birden çok yaldızlı tahtın olduğu kilisede, eski Gotik duvar ve sütun süsleri; kuşlar, melekler ve bitkilerin temsili bulunuyor.
Dom Luis Köprüsü: Kıyı boyunca yürürken karşınıza çıkacak köprü, şehrin sembollerinden biri. Eğer zamanınız varsa köprünün gece ışıklandırmasını da görmenizi öneririm. Köprünün altındaki yayalara ayrılan bölümden karşı tarafa geçebilirsiniz.
Clérigos Kilisesi: İnşaatı tamamlandığında Porto’nun en yüksek binası olma vasfına kavuşan Barok mimarili kilise zamanla bu vasfını yitirse de hala turistlerin en gözde mekânlarından biri. Çünkü 240 basamaklı tepeye çıktığınızda şehrin panoramik manzarası ayaklarınızın altında kalıyor. Kuleye çıkış bedeli sadece 2 Euro.
Livraria Lello: Sonunda sıra geldi meşhur kitapçıya. Binası Gotik detaylarla bezeli, Art Nouveau tasarıma sahip binanın içi tamamen ahşaptan oluşuyor. Zaten kitapçının ünlü olmasını da iç dekorundaki ahşap detaylar sağlıyor; en çok da kırmızı halılı ahşap merdiven. Bu kitapçıyı ziyaret etmek isterseniz yandaki biletçiden 5 Euro’ya bir bilet satın alıp hemen sıraya girmelisiniz, sırada dakikalarca bekledikten sonra muhteşem dükkânı gezebilirsiniz. Unutmadan, dükkâna çantayla girmek yasak.
Casa da Música: 2005 yılında açılan bu konser salonu, Hollandalı mimar Rem Koolhaas tarafından, yüksek teknolojiyle tasarlanmış. Görünümü ters olan bu yapının akustiği kusursuz. Eğer şansıysanız, binayı ziyaret ettiğiniz sırada orkestra provalarına denk gelebilirsiniz.
Foz do Douro: Porto’nun deniz feneri, dünyadaki diğer örnekleri gibi gemilere rehber olması için yapılmış. Ama bulunduğu konum dünyadaki örneklerine taş çıkartacak türden. Fener, 2009 yılında devre dışı bırakılsa da etkileyici okyanus manzarasını seyretmek için kesinlikle bu feneri bulmanızı öneririm.
Şehirdeyken Google’da Igreja dos Carmelitas rotasını aratın ve kesinlikle bu binayı görün, fotoğraf çekinin.
Porto'da nerede ne yenir?
Fabrica da Nata: Portekizlilerin pastel de nata dediği kremalı tatlı, Portekiz’de, özellikle de Porto’da oldukça sevilen bir tatlı. Kahveyle tüketilen bu tatlılın tanesi 1 Euro’ya satılıyor.
Leitaria da Quinta do Paco: Eklerle devam edelim. Normalde Fransızlarla özdeşleşmiş bir tatlı olan ekler, Portekiz’de de oldukça popüler. Tanesi 1.5 Euro’ya satılıyor.
Leitaria da Quinta do Paco: Eklerle devam edelim. Normalde Fransızlarla özdeşleşmiş bir tatlı olan ekler, Portekiz’de de oldukça popüler. Tanesi 1.5 Euro’ya satılıyor.
Café Santiago F: Ve geldik Portekiz’in en meşhur fastfooduna; francesinha. Görüntüsü kadar tadı da çok garip olan bu yemek hemen her restoranda 9 Euro’ya satılıyor.
Ben, iki ay boyunca gezdiğim tüm Avrupa ülkelerindeki deneyimlerimi GZT’de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Yayımlanan diğer tüm gezi GZT'den ulaşabilirsiniz.
Sevgiler,