Suikastçinin ailesi konuştu: Böyle bir oğlum yok, cenazeyi getirmeyin
19 Aralık'ta Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'u öldüren çevik kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş'ın ailesi konuştu.
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik suikasttan sonra gözaltına alınıp 2 gün sorgulandıktan sonra serbest bırakılan saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş'ın babası Esrafil ve annesi Hamidiye Altıntaş, Aydın Söke'den ayrılıp bir akrabalarının yanına gitti. Gazete Habertürk'ten Mehmet İnmez'in haberine göre Altıntaş'ın dayısı Hasan Furuncu, kimse ile görüşmeyen ve telefonlara çıkmayan anne ve babanın cenazeyi istemediğini söyledi.
"Aile olarak FETÖ'ye karşıyız"
Furuncu, "Anne, 'Benim, başımı öne eğdiren, düşmanlık yapan bir oğlum yok. Cenazeyi Söke'ye de getirmeyin, kimsesizler mezarlığına gömün' diyor. Hiçbir anne vatan haini doğurmaz, sonradan vatan haini olur. Aile olarak FETÖ'ye karşıyız" dedi.
"Ciğerleri yansın"
Soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan dayı Furuncu, Altıntaş'ın anne ve babasının sözlerini şöyle aktardı: "Biz devletimizi ve milletimizi seven insanlarız. Oğlumuzun bir terör örgütüyle bağlantısı olacağını bilmiyorduk. Büyüttüğümüz oğlumuzun böyle biri olacağını bilemezdik. FETÖ ile bağlantısı olduğunu bilsek ihbar ederdik. Hem vatanımızı hem oğlumuzu kurtarırdık. Onu bu hale getirenlerin ciğerleri yansın."
'Arapça bilmezdi'
Hasan Furuncu, olay sonrası görüntüleri izlediğini ve şok geçirdiğini de ifade etti. Furuncu, "İzlerken 'Bu Mert olamaz' dedim. O kadar profesyonelleştirilmiş. O konuşmayı okumak için bile günlerce çalışmıştır. 5 vakit namaz kılan biriydi ama Arapça bilmiyordu. Arapça konuşmak için dahi çalışmış. Hiç takım elbise giymezdi" diye konuştu.
3 ay önce Kuşadası'na gelen yeğeninin siyasi konularla ilgili hiç konuşmadığını dile getiren dayı, "Evde FETÖ'nün kesinlikle adı geçmezdi. Biz siyasi düşüncemizi söylerken, hiç yorum yapmıyordu. Demek ki çok iyi gizlemişler ve beynini yıkamışlar" yorumunu yaptı. Furuncu, "Sakin ve içine kapalı biriydi. İddia edildiği gibi kesinlikle Körfez Dershanesi'ne gitmedi ve burs almadı. Terör örgütleri, polis okulunda beynini yıkamış. Devlet oradaki yapılanmayı çözerse, Mert'in arkasındaki bağlantılar da ortaya çıkar" ifadesini kullanarak her zaman devletin yanında olduklarını kaydetti.
"Canlı ele geçirilse konuşturulurdu"
Hasan Furuncu, yeğeninin ölü olarak ele geçirilmesiyle ilgili olarak da "Ben bu işin uzmanı değilim. Keşke yaralı ele geçirilseydi, konuşturulup arkasındaki bağlantılar, onu kullananlar ortaya çıkarılsaydı. Bana anlatılanlara göre, kendini öldürtmek için elinden geleni yapmış" değerlendirmesinde bulundu.
Dayı Hasan Furuncu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY bağlantısı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel Ata Ortaokulu'nda müdürlük yapmasına ilişkin de şunları söyledi: "FETÖ'ye ait olduğu için kapatılan bir okulda 1 yıl müdürlük yaptığım için beni gözaltına alıp bıraktılar. Örgütle bağlantım hiç olmadı, ben sadece okul müdürlüğü yaptım. Milliyetçi biriyim ve herkes benim FETÖ düşmanı olduğumu bilir."
"Aile olarak FETÖ'ye karşıyız"
Furuncu, "Anne, 'Benim, başımı öne eğdiren, düşmanlık yapan bir oğlum yok. Cenazeyi Söke'ye de getirmeyin, kimsesizler mezarlığına gömün' diyor. Hiçbir anne vatan haini doğurmaz, sonradan vatan haini olur. Aile olarak FETÖ'ye karşıyız" dedi.
"Ciğerleri yansın"
Soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan dayı Furuncu, Altıntaş'ın anne ve babasının sözlerini şöyle aktardı: "Biz devletimizi ve milletimizi seven insanlarız. Oğlumuzun bir terör örgütüyle bağlantısı olacağını bilmiyorduk. Büyüttüğümüz oğlumuzun böyle biri olacağını bilemezdik. FETÖ ile bağlantısı olduğunu bilsek ihbar ederdik. Hem vatanımızı hem oğlumuzu kurtarırdık. Onu bu hale getirenlerin ciğerleri yansın."
'Arapça bilmezdi'
Hasan Furuncu, olay sonrası görüntüleri izlediğini ve şok geçirdiğini de ifade etti. Furuncu, "İzlerken 'Bu Mert olamaz' dedim. O kadar profesyonelleştirilmiş. O konuşmayı okumak için bile günlerce çalışmıştır. 5 vakit namaz kılan biriydi ama Arapça bilmiyordu. Arapça konuşmak için dahi çalışmış. Hiç takım elbise giymezdi" diye konuştu.
3 ay önce Kuşadası'na gelen yeğeninin siyasi konularla ilgili hiç konuşmadığını dile getiren dayı, "Evde FETÖ'nün kesinlikle adı geçmezdi. Biz siyasi düşüncemizi söylerken, hiç yorum yapmıyordu. Demek ki çok iyi gizlemişler ve beynini yıkamışlar" yorumunu yaptı. Furuncu, "Sakin ve içine kapalı biriydi. İddia edildiği gibi kesinlikle Körfez Dershanesi'ne gitmedi ve burs almadı. Terör örgütleri, polis okulunda beynini yıkamış. Devlet oradaki yapılanmayı çözerse, Mert'in arkasındaki bağlantılar da ortaya çıkar" ifadesini kullanarak her zaman devletin yanında olduklarını kaydetti.
"Canlı ele geçirilse konuşturulurdu"
Hasan Furuncu, yeğeninin ölü olarak ele geçirilmesiyle ilgili olarak da "Ben bu işin uzmanı değilim. Keşke yaralı ele geçirilseydi, konuşturulup arkasındaki bağlantılar, onu kullananlar ortaya çıkarılsaydı. Bana anlatılanlara göre, kendini öldürtmek için elinden geleni yapmış" değerlendirmesinde bulundu.
Dayı Hasan Furuncu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY bağlantısı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel Ata Ortaokulu'nda müdürlük yapmasına ilişkin de şunları söyledi: "FETÖ'ye ait olduğu için kapatılan bir okulda 1 yıl müdürlük yaptığım için beni gözaltına alıp bıraktılar. Örgütle bağlantım hiç olmadı, ben sadece okul müdürlüğü yaptım. Milliyetçi biriyim ve herkes benim FETÖ düşmanı olduğumu bilir."