SİHA'nın karadaki en 'büyük' ortağı: TRLG-230
Roketsan'ın TRLG-230 füze sistemine uygulanan lazer arayıcı başlıklar sayesinde İHA ve SİHA'ların işaretlediği hedefler karadan vurulabilecek.
GZT'nin ulaştığı Savunma Sanayi Analisti Kadir Doğan, İHA'nın işaretlediği hedefin anlık olarak verisinin paylaşılmasının önemine işaret ederek, "Müşterek biçimde kullanabilmek çok büyük bir artı kazandırıyor. İHA'nın işaretlediği bir noktayı bir füzenin vurması müşterek bir çalışmanın kabiliyeti. Bu kabiliyete sahip olmak da Türkiye'yi her alanda ileriye taşıyor" dedi.
Son dönemde önemli başarılarda imzası bulunan Türkiye, yerli ve milli sistemlerle donattığı savunma sanayisinde önemli bir adımı daha hayata geçirdi. Roketsan'ın TRLG-230 füzesine lazer arayıcı başlık eklendi. SİHA'ların işaretlediği hareketli hedefler 70 kilometre menzilden karadan vurulabilecek.
GZT'nin ulaştığı Savunma Sanayi Analisti Kadir Doğan, son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Lazer arayıcı başlıklar nasıl çalışır?
Hedefin lazerle aydınlatıldığına dikkati çeken Kadir Doğan, bu gelişmenin ne anlama geldiğini şöyle yorumladı:
"Belli dalga boylarında kaynaklar vardır bunlar belirli hedefleri işaretler. Bunları insan gözüyle göremiyorsunuz fakat o dalga boylarını görebilecek aygıtlar var ve o dalga boylarında hedef sürekli olarak aranır. Hedef işaretlendikten sonra ise orası aydınlatıldığında; siz gözle görmeseniz bile arayıcı başlık onu görür ve füze belirlenen hedefe kilitlenir. Aydınlatmaya devam edildiği sürece de hedef hareket halinde dahi olsa hedefi takip etmeye devam eder"
Neden önemli?
Son dönemde dünyada harp alanlarında çok dinamik unsurların varlığına dikkati çeken Doğan, "Herhangi bir bölgede 20-30 terörist Doçka'yı bir arabanın üstüne bağlıyorlar diyelim ve başlarında da bir terörist lideri olduğunu varsayalım. İHA'lar ile görüntü alıyorsunuz. İHA TB2 veya ANKA 4 tane MAM-L taşıyor fakat hedef 30 tane. 30 hedef 4 MAM-L ile imha edilemez. Bu şu işe yarıyor; orası aydınlatılıyor TRLG-230 konuşlu füzeler ile müşterek bir şekilde veriler paylaşılıyor ve aydınlatılan hedefi imha edebiliyor" şeklinde konuştu.
Sınır ötesi operasyonlarda da kullanılacak
Bir diğer problemin de düşman unsurunun hava sahasında bu işlemin yapılması halinde oluşacağına değinen Doğan sınır ötesi operasyonlar hakkında şöyle konuştu:
- "Hava savunma sistemleri oluyor, füzeyi atmak için belli bir irtifaya inmeniz, alçalmanız gerekiyor İHA'nın operasyonel olarak kabiliyetini sınırlandıran unsurlar mevcut. Kara konuşlu olduğunda ise 70 kilometre menzili var füzelerin. Aydınlatılmış alana Türkiye sınırından gönderilen füze 70 kilometre uzaklıktaki hareketli hedefi imha edebiliyor. Hem hareket kabiliyetini artırıyorsunuz hem çok daha güvenli bir çözüm sağlamış oluyorsunuz hem de daha az maliyetli oluyor. Bu gibi sistemler; MAM-L gibi MAM-C gibi İHA'dan atılan füzelere göre harp başlıkları daha büyük bu da daha fazla alanı tahrip edebilmek daha fazla alanı yok edebilmek demek"
İHA'nın işaretlediği hedefin verisini anlık olarak paylaşmanın ve müşterek biçimde kullanabilmenin çok büyük bir artı olduğunu savunan Kadir Doğan, "İHA'nın işaretlediği bir noktayı bir füzenin vurması müşterek bir çalışmanın kabiliyeti. Bu kabiliyete sahip olmak da her alanda Türkiye'yi ileriye taşıyor" dedi.