Rusya destekli Güney Osetya'daki seçimlere Gürcistan'ın tepkisi ne oldu?
Gürcistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya'nın 34 koltuklu sözde parlamentosuna girmek için 7 partiden 188 aday yarışıyor. Seçimler için Rusya, Güney Osetya ile Abhazya'da sandıklar kuruldu.
Gürcistan, Litvanya ve Estonya Rusya'nın desteğiyle Gürcistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya'da düzenlenen parlamento seçimlerine tepki gösterdi.2008 yılında, Rusya ile Gürcistan arasında çıkan savaş bütün dünyada endişeye neden oldu. BM Güvenlik Konseyi, Rusya’nın veto kartı nedeniyle, birçok olayda olduğu gibi bu çatışmada da bir önleyici karar alamadı.
Rusya’nın desteğiyle Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’ndeki geçtiğimiz yıl gerçekleşen seçimler büyük tartışmalara neden oldu.Gürcistan Dışişleri Bakanlığı'ndan ülkeden tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya'da düzenlenen sözde parlamento seçimlerine ilişkin yazılı açıklama geldi.
Açıklamada, Gürcistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden ve Rusya'nın desteklediği Güney Osetya'da bugün sözde genel seçim yapıldığı bildirildi.
Sözde seçimlerin, Rusya Federasyonu'nun Gürcistan'a uyguladığı şiddet ve işgal politikasının devamı olduğu belirtilen açıklamada, "Rusya Federasyonu, 12 Ağustos 2008'de Avrupa Birliği'nin ara buluculuğuyla imzalanan ateşkes anlaşmasını hiçe sayarak işgal altındaki bölgeleri askerileştirmeyi sürdürüyor." ifadeleri kullanıldı.
Sözde seçimlerin, Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı atılan bir adım olduğu belirtilen açıklamada, bölgede yaşayan Gürcülerin yıllar önce buradan sürgün edildiği hatırlatıldı.
Açıklamada şu değerlendirmede bulunuldu:
- "Sözde seçimler, Rusya ve onun işgal rejimi tarafından Tskhinvali bölgesinde (Güney Osetya) Gürcülere uygulanan etnik temizlik ve yasa dışı işgalle Gürcistan'ın egemen sınırlarını zorla değiştirmenin sonuçsuz bir çabasıdır."
Rusya, Güney Osetya ve Abhazya'da halk sandık başına gitti
Gürcistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya'nın 34 koltuklu sözde parlamentosuna girmek için 7 partiden 188 aday yarışıyor. Sözde seçimler için Rusya, Güney Osetya ile Abhazya'da sandıklar kuruldu.
Öte yandan Litvanya ve Estonya'nın sözde seçimlere tepki göstererek Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğini destekledikleri bildirildi.
Güney Osetya'nın kopuş süreci: 2008 Rusya-Gürcistan Savaşı
SSCB dağıldıktan sonra Eduard Şevardnadze 1995’ten 2003 Gül Devrimine kadar Gürcistan Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiştir. Şevardnadze görevi boyunca Rusya'ya yakın bir politika güttü.
Gürcistan'da 2003 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hile yapıldığı gerekçesiyle dünyanın ‘Gül Devrimi’ olarak adlandırdığı muhaliflerin kırmızı güllerle parlamento binasına girmesi neticesinde Şevardnadze görevinden istifa etti.
'Gül Devrimi'nin ardından gerçekleşen ilk seçimlerde Batı'ya NATO'ya yakın politikalar izleyen Mihail Saakaşvili cumhurbaşkanı olarak seçildi. Rusya'nın sıcak bakmadığı Mihail Saakaşvili'nin seçilmesinin ardından ülke karışmaya başladı.
Nitekim tarihler 2006'yı gösterdiğinde Osetler bağımsızlık referandumu yapmış, bu referandumda %90 bağımsızlık kararı çıkmıştı.
Seçilmiş Gürcistan yönetiminin batıya yakın olması Rusya’nın Osetlere arka planda destek çıkmasına neden oldu. Güney Osetya'da yaşayanların yüzde 90’ının Rus pasaportu olması bölgenin Rusya'nın güdümünde olduğunun bir nevi kanıtı olarak gösterildi.
8 Ağustos 2008'de Gürcü birlikleri tek taraflı bağımsızlık ilan eden Güney Osetya’ya operasyon düzenledi, operasyonda 2 Rus savaş uçağı da düşürüldü. Bunun üzerine de Rusya güçlü bir birlikle Osetya’ya girdi ve Rusya- Gürcistan ordusu karşı karşıya geldi.
İki ülke arasında 5 gün süren savaş sonucunda Rusya ordusu Gürcistan'ı dize getirdi. 5 günün sonunda Rusya ile Gürcistan arasında Avrupa Birliği üyesi ülkelerin araya girmesiyle ateşkes imzalandı.
26 Ağustos’da da Rusya Federasyonu Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan ilk devlet oldu.
Abhazya'nın tek taraflı bağımsızlık ilanı ettiği süreç nasıl gerçekleşti?
Gürcistan içerisindeki özerk cumhuriyetlerden biri olan Abhazya SSCB’nin dağılması sürecinde Tiflis yönetimi ile savaşmış, 30 Eylül 1993 tarihinde Gürcistan’dan ayrılmış ve de facto olarak bağımsızlığını ilan etmiştir; ancak Abhazların bağımsızlık ilanı o tarihte hiçbir ülke tarafından kabul görmemiştir. 2008 yılında yaşanan Rus-Gürcü savaşının ardından Abhazya’nın bağımsızlığı Rusya Federasyonu tarafından kabul edilmiştir.
Rusya'nın dışında Abhazya’nın bağımsızlığını Suriye, Venezuela, Nikaragua, Nauru ve Vanuatu tanımıştır.
Türkiye'nin tavrı ne yönde oldu?
Türkiye ise Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanımadı, her platformda Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü savundu.
Rusya'ya en sert tepki ABD'den geldi
Rusya-Gürcistan Savaşı Rusya’nın ilk kez kendisini test ettiği bir çatışma oldu. Savaş Rusya açısından aynı zamanda ABD, NATO, AB, gibi Batılı ülke ve kuruluşlara rağmen gerçekleştirildiğinden geleceğe dönük bir takım mesajlar da içeriyordu. Bu mesajların ilki ABD’ye ve NATO’ya yönelikti. Rusya’ya karşı en sert tepki ABD’den gelmişti.
ABD savaşa doğrudan müdahale etti mi?
ABD’den gelen bu en üst düzey tepkiler karşısında Rusya, müdahalenin Gürcistan’ın başlattığı savaşta Güney Osetya’daki sivil vatandaşların can güvenliğini korumaya yönelik olduğunu ileri sürdü.
Rusya’nın bu iddialarına ABD çevrelerinden cevaplar gecikmedi. ABD’nin BM Elçisi Zalmay Khalilzad, Rusya’nın iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Khalilzad 11 Ağustostaki bir basın toplantısında şunları kaydetti:
- "Rusya’nın iddiaları doğru olsaydı, müdahale Güney Osetya toprakları ile sınırlı kalırdı. Oysa Rusya Gürcistan topraklarına da girmiştir. Rusya’nın Güney Osetya’dan başka savaşı Abhazya’ya da yayması iddialarla çelişmektedir."
12 Ağustos'ta da ABD’nin Başkan adaylarından John McCain “Rusya Yöneticileri harekâtı sadece Osetyalıları korumak için düzenlediklerini söylüyorlar; ama bombardımanlar bütün Gürcistan topraklarında sürdürülmüştür. Yüzlerce günahsız insan ölmüş binlercesi de yaralanmıştır” dedi.
ABD’nin kısa süren savaş boyunca izlediği politika bu söylemlerden ileriye gitmedi. Bu açıklamaların Rusya’yı caydırıcı bir etkisi yoktu. Her ne kadar ABD, savaş sırasında 140.000 tonajlık iki gemisini Gürcistan’a manevi destek amacıyla Karadeniz’e göndermeye çalışmışsa da, Türkiye’nin bunun Montreux Sözleşmesine aykırı olacağını açıklaması üzerine geri adım attı; ancak üç küçük gemi gönderebildi.
ABD’nin savaş aşamasındaki bir başka somut girişimi de Iraktaki koalisyona katılmış olan 2000 Gürcistan askerini gemilerle Gürcistan’a göndermesi oldu
NATO'nun tepkisi ne yönde oldu?
Savaştan sonra NATO Moskova ile askeri ve politik işbirliğini dondurma kararı aldı; ancak NATO’nun soruna yaklaşımı hiçbir zaman Rusya’yı geri adım atmaya zorlayacak düzeyde olmadı.
Rusya-Gürcistan Savaşı ve Birleşmiş Milletler
Rusya-Gürcistan savaşı sırasında krize müdahale etme ve soruna çözüm üretme sorumluluğu olan uluslararası mekanizmaların başında şüphesiz BM gelmekteydi; ancak Birleşmiş Milletler savaş sırasında ve sonrasında çok etkili bir politika izleyemedi ve yetersiz kaldı.
BM’nin sorun karşısında etkin olamayışının en önemli nedeni Rusya’nın Güvenlik Konseyi’ndeki veto kartını kullanması oldu.
Savaşın ardından neler yaşandı?
5 gün süren savaşta Rusya'nın ezici şekilde üstünlük sağlaması, Batı’nın savaş karşısındaki zayıf reaksiyonu Rusya’da Putin’i daha güçlü bir siyasi aktör haline getirdi.
Gürcistan Savaşında elde edilen askeri başarı Putin’in Rusya Devlet Başkanlığına daha güçlü olarak geri dönmesinin yolunu açtı.
Rusya’da Putin’in otoriterliğini eleştiren kesimler azalırken Rus halkının büyük bir çoğunluğu hükümetin Gürcistan’a askeri müdahalesine destek verdi.
Gürcistan’da ise iç politika gelişmeleri Rusya’dan çok farklı bir yönde seyretti. Abhazya'nın ve Güney Osetya'nın tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin faturası Gürcistan'da Saakaşvili yönetimine kesildi. Batı’ya karşı Gürcü halkının güveni sarsıldı. Ülkede Gül Devriminden bu yana Batı’yla entegre olma ve demokratikleşme hayalleri büyük darbe yedi.
Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’ndeki tartışmalı seçimler
Rusya’nın desteğiyle Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’ndeki geçtiğimiz yıl gerçekleşen seçimler de büyük tartışmalara neden olmuştu.
Rusya’nın desteklediği seçimlerde, yaklaşık 2 milyon 800 bin seçmenden yüzde 80’inin seçimlere katılım gösterdiği gözlenmişti.
Donesk’te Denis Pushilin, Luhansk’ta ise Leonid Pasechnik kazandığı seçimlere Ukrayna, NATO, Avrupa Birliği ve ABD'den tepki gelmişti.
ABD seçim öncesi bölgedeki yaşayanlardan seçimleri boykot etmesini istemişti.
Ukrayna Krizi: Neler Oldu?
Ukrayna’da 2004 yılındaki Turuncu Devrim ile ülke yönetimi Rus odağından batı odağına dönmeye başladı. Ukrayna’daki krizin başlangıcı ise 22 Kasım 2013’te Yanukoviç hükümetinin AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayı reddetmesi üzerine ortaya çıktı.
Bu karar sonrası Batı yanlısı muhalefet ve destekçileri sokaklarda ve meydanlarda gösteriler düzenlemeye başladı
Muhalefet idari organları ele geçirdi
Gösteriler büyüyerek devam etti ve muhalefet, Kiev’in ana caddesi Khreschatyk’ta Kiev Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu pek çok kamu binasını ele geçirdi.
Yönetimi elinde bulunduran tüm gösterilere rağmen direnmeye devam etti.
Tarihler 24 Şubat 2014’ü gösterdiğinde ülkenin batısında ve başkenti Kiev’de kontrolü ele geçiren muhaliflerden sonra Yanukoviç Rusya’ya kaçtı. Ukrayna’da geçiş hükümeti kuruldu.
Daha sonra yapılan seçimlerde ise, Rusya karşıtı ve AB yanlısı söylemleriyle bilinen ve ülkesini AB ve NATO’ya üye yapmak istediğini kaydeden Ukraynalı işadamı Petro Poroşenko, ülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Rusça konuşan ülkenin güneydoğusu Kiev yönetimini tanımadı
Geçiş hükümetinin ardından ise Yanukoviç yanlıları ülkenin güney ve doğusunda düzenledikleri gösterilerde yerel yönetimler güvenliğin merkez Kiev yönetimi tarafından değil, kendileri tarafından sağlanacağını açıkladı. Rusya yanlısı ve Ukrayna’da Rusça konuşan ülkenin güneydoğusundaki Harkov, Donetsk, Lugansk, Dnepropetrovsk, Zaporojye, Herson ve Kırım otonomisinin katıldığı “Ukrayna Cephesi” adlı kongreden çıkan bildiride şöyle denildi:
- “Bölgelerde güvenlik, şu andan itibaren yerel yönetimlerin eline geçiyor. Kongre’de temsil edilen bölge yöneticileri, emrindeki güvenlik güçleri ve halkla birlikte anayasal düzeni korumak için birlikler oluşturacak. Başkent Kiev’de oturumlar düzenleyen parlamentonun son iki günde aldığı tüm kararların baskı altında kabul edildiğini varsayıyoruz. Rusya’ya bölgelerimizde düzen ve huzurun muhafaza edilmesi için ayrıca yardım çağrısı yapıyoruz.”
Rusya’nın Kırım İlhakı
Yanukoviç’in kaçtığı açıklanmadan önce 23 Şubat’ta ise Kırım’ın güneyindeki Sivastopol’da Rus yanlısı gösteriler başlamış, üç dört gün sonrada Rus bayraklarını göndere çeken, Rusya destekli olduğu iddia edilen silahlı milis güçler birçok bölgeyi ele geçirdi.
6 Mart’ta Kırım Yüksek Konseyi 16 Mart tarihinde Kırım’ın Rusya’ya katılıp katılmayacağını belirleyen referandum yapacaklarını açıklamıştır.
Uluslararası hukuka aykırı olarak 16 Mart 2014’de yapılan referandumda Kırım’da %96.77, Sivastopol’de ise %95.6 oranında Rusya’ya bağlanma yönünde oy çıktı.
Türkiye’nin tutumu
Türkiye Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunuyor. Türkiye’den her platformda Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün esas olduğunu ve her meselenin Ukrayna’nın toprak bütünlüğü çerçevesinde konuşulması gerektiği çerçevesinde açıklamalar geliyor.