Prof. Dr. Ceyhan 'beyin yiyen amip' açıklaması: Türkiye'de de görüldü
ABD'de bir kişi "Naegleria Fowleri" adlı tek hücreli organizmanın yol açtığı hastalığa yakalanarak hayatını kaybetti. Hastalık ile ilgili değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye'de de beyin yiyen amip türleri olduğunu dile getirdi, 2017 yılında Eskişehir'de bir vakanın rapor edildiğini açıkladı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ceyhan, ABD'de bir kişinin 'naegleria fowleri' adlı tek hücreli amipin yol açtığı hastalığa yakalanarak, hayatını kaybetmesine ilişkin değerlendirmede bulunup, amiplerin çok çeşidinin olduğunu belirtti. Ceyhan, amiplerin 1-9 gün kuluçka süresinin olduğunu belirterek, suya giren insanların burnundaki koku sinirlerinden beyne gittiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Ceyhan, önce ateş, baş ağrısı, bulantı-kusma, birkaç gün içinde ise menenjite bağlı bulguların ortaya çıktığını, bilinç bulanıklığı, havale nöbetlerinin görüldüğünü söyledi. Ceyhan, daha sonraki süreçte ise bilinç bulanıklığının arttığını kaydederek, bu safhanın ardından vakaların yüzde 100 ölüm ile sonuçlandığını dile getirdi.
'Yaygın olarak yaz aylarında görülüyor'
Türkiye'de de bazı amip türlerinin görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Güneydoğu'da görülen, bağırsakları etkileyen, bazen kana da geçip organları da etkileyen amip, bizde çok yaygın, özellikle yaz aylarında görülüyor. Ama dünyanın değişik bölgelerinde başka amipler de var. Bu amip de daha çok ABD'de görülen, uzun zamandır bilinen ve daha çok sudan insanlara buluşan bir amip. Beyin dokularını tutuyor, nadir vakalar şeklinde Amerika'da her sene görülüyor" dedi.
'Türkiye'de de amip vakası görüldü'
Prof. Dr. Ceyhan, Türkiye'de 2017 yılında Eskişehir'de amip vakasının rapor edildiğini kaydederek, "Ayrıca özellikle veterinerlik fakültelerinin yaptığı çalışmalar var. Birçok ili kapsayan sularda bu etkenlerin araştırıldığı çalışmalarda da rapor edilmiş. Yani Türkiye'de de var; ama çok sık görülen bir hastalık değil. Olduğu zaman genellikle beyin zarları ve beyin dokusunu tutan; ama erken tanı konulduğunda tedavi edilebilen bir hastalık. Sulardan bulaşıyor, henüz insandan insana bulaştığı belirtilmemiş" diye konuştu.
'50 binin üzerinde mutasyon tarif edildi'
Prof. Dr. Ceyhan, koronavirüsün geçirdiği mutasyonlara da değinerek, "Şu ana kadar 50 binin üzerinde mutasyon tarif edildi. Bu koronavirüsün en kötü tarafı. Çünkü bu şekilde sürekli yeni tipler oluşturarak bağışıklıktan kaçıyor. Burada da çok çeşitli, her gün dünyanın değişik yerlerinde mutasyonlar yayımlanıyor. En son ABD'de yeni bir mutant tipin insanlarda bulaşmaya başladığı, bunun orijinal virüse göre daha çok bulaşıcı olduğu, o nedenle eski virüsün yerini almasını beklediklerini; ama 'daha az öldürücüdür' demek için biraz daha beklemek gerektiğini yayımladılar" dedi.
'Mutasyon konusunda ümitliyim'
Dünyada koronavirüs ölüm oranlarının düşmeye başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, şunları kaydetti:
"Bunun birçok nedeni olabilir; mutasyon da onlardan bir tanesi. Örneğin; yaşlıların daha çok korunup gençlerin hasta olması ölüm oranını düşürüyor. Bir diğeri test sayısının giderek dünyada artması. Onun dışında artık salgın ile mücadele şeklinde de tecrübe kazanıldı. Bunun dışında bir diğer şey de 'mutasyon araca etkin midir' diye. Bu çok sıkı şekilde dünyada takip ediliyor. Bir mutant virüs gelişebilir; fakat insandan insana bulaşıcı özelliği düşük olur, diğer virüsün yerini alamaz. Virüsün aynı zamanda şu andaki hastalık yapan orijinal virüsün yerini de alması lazım. Yerini almazsa çok fazla bir anlamı olmuyor. Bu insanlarda çoğalmaya devam ediyor. Bunun çoğalmasını bitirecek, onun yerini kendisi alacak, daha iyi davranan bir virüs mutasyonu lazım. Onun gelişmesini de bekliyoruz. Mutasyon konusunda ümitliyim, zamanını söylemek mümkün değil. Ama bu salgının aşıyla ya da toplumsal bağışıklıkla değil mutasyon ile biteceğini düşünüyorum."