"Pençe-Kartal Operasyonu" tamamlandı: Hangi detaylar öne çıktı?
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından teröristlere ait Irak’ın kuzeyindeki hedeflere, Pençe-Kartal Operasyonu ile ağır darbe vuruldu.
GZT, 'Pençe-Kartal Operasyonu nasıl değerlendirilmeli?' ve 'Hangi mühimmatlar kullanıldı' sorularını Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz'a sordu.
Operasyonun üç ayağı olduğuna işaret eden Oğuz, 81 hedefin vurulduğu 'Pençe-Kartal Operasyonunu' önleyici vuruş olarak değerlendirdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından teröristlere ait Irak'ın kuzeyindeki hedefler Pençe-Kartal Operasyonu ile yerle bir edildi. Çeşitli muharip filo komutanlıklarından kalkan uçaklar sınır ötesindeki 81 hedefi vurdu.
GZT'nin ulaştığı Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, "Pençe-Kartal Operasyonu"nu ve operasyonda kullanılan yerli ve milli mühimmatları değerlendirdi.
🇹🇷🇮🇶 #pencekartal‘da basariyi getirenler:
— Turan Oguz (@TyrannosurusRex) June 15, 2020
•Diplomasi: Irak engel cikarmadi.
•Istihbarat: Irak’a hakimiyet. Uzun sureli titiz calisma.
•Askeri: Deneyimli personel. Onleyici vurus tecrubesi. Derin vurus kabiliyeti. Ag merkezli harekat. Yerli muhimmat.pic.twitter.com/nlsC6AW3zJ
Pençe-Kartal Operasyonu nasıl değerlendirilmeli?
Turan Oğuz, son dönemde Irak’ın kuzeyinden karakol ve üs bölgelerine taciz ve saldırı teşebbüslerini artırarak hudut ve halkın güvenliğini tehdit eden PKK terör örgütüne yönelik Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hava harekatı düzenlendiğine dikkati çekerek operasyonun; istihbarat toplanarak lojistik kaynaklarını vurmayı amaçlayan bir operasyon olduğunu belirtti.
"Türkiye 'önleyici vuruş' yaptı"
Vurulan noktaların toplanma alanları, mağaralar, sığınaklar gibi yerler olduğunu söyleyen Oğuz, "Bunları vurarak önleyici bir vuruş yaptı Türkiye. Derin vuruş kabiliyeti içerisinde sınırdan 150 kilometre içeride 'önleyici vuruş' yaptı. Tabii bu yapılan Türkiye'nin daha önce de yaptığı rutin bir uygulama. Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) uçağı, tanker uçaklar, F-16'lar, F-4'ler, arama kurtarma helikopterleri ve arama kurtarma uçakları, Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterinde bulunan istihbarat uçakları gibi bir bütün içerisinde çeşitli unsurlar operasyonda kullanıldı. Ek olarak ANKA-S'ler de operasyonda yer aldı" dedi.
Operasyon nasıl düzenlendi?
Operasyonun üç ayağı olduğuna değinen Turan Oğuz, "Birinci ayakta Irak'la siyasi ilişkilerinizin çok kuvvetli olması lazım. Türkiye ile Irak arasında siyasi ilişkiler uzun süredir iyi durumda. Eskiden Birleşmiş Milletler'e (BM) şikayet ediyorlardı fakat şu an 'büyük bir yaygara' kopmuyor" ifadelerini kullandı.
İkinci ayağın 'çok iyi bir istihbarat' ağıyla doğrudan ilişkisi olduğunu belirten Turan, "Hem insanlı hem insansız bir ağdan bahsediyoruz. Yerdeki istihbarat ağı; PKK'ya ekmek götüren adamdan başlar veya PKK'nın bir yerden bir yere gitmek için kullandığı eşeği satan kişiye kadar uzanır. Sahada, bu "muhbirleri" yöneten Türk personel çok önemlidir. Uydu da bir istihbarat şeklidir hatta uçaklar ve insansız hava araçları da çok önemlidir. Çok uzun süre bu bilgiler toplandı ve 81 nokta vurulmadan önce her bir noktanın yeri, koordinatı belliydi" şeklinde konuştu.
Operasyonun üçüncü ayağının 'askeri' yönden ele alınması gerektiğini savunan Turan Oğuz şöyle konuştu:
81 hedef vuruldu
"Üçüncü ayaksa çok iyi bir askeri operasyon olması. Bu kadar uzun süreli ve çok sayıda savaş uçağının katıldığı bir operasyondan bahsediyoruz. 81 hedef vuruldu bu da çok uzun süre uçuş saati, çok sayıda sorti demektir. Dolayısıyla bunlar da başarıyla tamamlandı. Verilen hasarla ilgili bugün bir rapor hazırlanır en azından bir kısmı da kamuoyuyla paylaşılır diye düşünüyorum"
Yerli ve milli mühimmatlar
Milli Savunma Bakanlığı'nın resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada önemli bir detay dikkati çekmişti. Açıklamada, harekatta azami oranda yerli ve milli mühimmat kullanıldığı ve terör örgütünün anılan bölgelerdeki varlığına ağır bir darbe indirildiğinin üzerinde duruldu.
Konuya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Turan Oğuz, yerli ve milli mühimmatlar konusunda şunları aktardı:
- "Kullanılan mühimmatların çok büyük kısmı yerli ve milli. Bizim için Kandil ve çevresini vurmak çok rutin bir olay. Dolayısıyla bu operasyonlar Türkiye içinde yapılıyormuş gibi rahat biçimde tamamlanıyor. Operasyonda da envanterimizde çok fazla bulunan yerli ve milli mühimmatlar kullanıldı. Elimizdeki ithal 'önemli' mühimmatlar hariç kalan ithalleri ise harcıyoruz. Çünkü elimizde uzun süredir duruyordu ve bunların bir raf ömrü var. O raf ömürleri de dolmadan bunların kullanılması gerekir. Çünkü imha etmekte ilave para ve zaman istiyor. Bomba ya da füzeyi imha edilmesi için herhangi bir yere atamıyorsunuz. İçindeki patlayıcıyı çok özel yerlerde imha ve boşaltma tesislerinde çıkartmanız lazım. Bu maliyetlere de katlanmamak için önce raf ömrünün sonuna gelen mühimmatlar kullanılır. Şu an Türkiye eskiden birer ikişer attığı bombaları çok daha rahat bir şekilde kullanabiliyor çünkü kendimiz üretiyoruz. Hiçbir ülkeden istemeden, kendi envanterimizde çok sayıda var olan mühimmatları rahatlıkla kullanabiliyoruz".