Osmanlı'da ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Darülaceze
Yaklaşık 150 yıldır İstanbul'da binlerce insana kapısını açmış, Abdülhamid Han'ın kurdurduğu Darülaceze'nin kurulduğu yıllara geri döndük. Kimsesiz ve yardıma muhtaçlara kucak açan Darülaceze'nin tarihini sizler için derledik.
Osmanlı-Rus savaşı sonrası, Rumeli’den gelen yoğun mülteci akını ve yoksulluğun arttığı bir dönemde 1000 kişilik sınırlı kapasite ile kuruldu.
Darülaceze kurulduğu önemde Hamidiye Etfal Hastanesi ile birlikte Abdülhamid Han dönemi “imparatorluk hayırseverliğinin” en önemli sembollerinden birisini oluşturmuştur. Kurumun resmi açılış tarihi Abdülhamid Han’ın doğum gününe denk getirilmiştir.
Darülaceze’nin en büyük bağışçısı Abdülhamid Han’dı. Bundan dolayı 2. Meşrutiyet döneminde pek önem verilmemiş, etkisini yitirmiştir.
Darülaceze imalathanelerinde gençlere meslek öğretilip cüzi miktarlarda da maaş veriliyordu.
Cumhuriyet dönemi
1920 ve 1930’larda Darülaceze’ye kabul edilen çocukların sayısında büyük bir artış görülmektedir.
1942 yılında Lütfi Kırdar’ın İstanbul valisi ve belediye başkanı olmasıyla birlikte darülacezenin kurucusu olarak dönemin dâhiliye nazırı Halil Rıfat Paşa’nın ismi ön plana çıkartıldı. Ve paşanın büstü bahçeye dikildi. 35 yıl kurucusunun Halil Paşa olmadığı ortaya çıkmasıyla büst yıktırıldı.
Darülaceze’nin kuruluş amacı İstanbul’da dilenciliğin önlenmesidir. İstanbul doğumlu olup da çalışamayacak durumdaki acezenin, Darülacaze’de bakım ve korunmaya alınması, yaş ve bedene çalışacak durumda olduğu halde işsiz güçsüz gezen veya dilencilik yapan kimselerin ise memleketlerine gönderilmesini amaçlıyordu. Bir diğer amacı ise bedene uygun olan acezenin özellikle küçük çocuk ve gençlerin meslek edindirilip kendilerine yeterli hale getirilerek topluma geri kazandırılmaları
Darülaceze 1940’lı yılar boyunca ülkenin kent yoksulluğuna yönelik politikalarını kamuoyu nezdinde temsili işlevini üstlenmiştir. 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş savaşı ve 2. Dünya savaşı sırasında ekonomik sıkıntılardan dolayı Darülaceze binalarında tahrip oluştu hatta bazı binaların çatısı çöktü.
1941 yılında İstanbul’da tanınmış kişilerle yapılan toplantı sonucu da kurumun ihtiyaçlarının karşılanması için bir dernek kurulma kararı alındı. O dönem İstanbul’daki bütün dernekler Darülaceze’nin kalkındırılması için seferber oldular.
40’lı yıllarda Darülaceze imalathanelerinden daha fazla verim alabilmek için terzilik, marangozluk ve demircilik kısımları yeni makinelerle güçlendirildi. 1947 yılında Darülaceze’nin dikimhanesi yılda 60-70 bin takım elbise dikebilecek seviyeye gelmiştir.
Kaynak olarak Toplumsal Tarih dergisi ve belgelerlegercektarih internet sitesinden yararlanılmıştır.