Murat Bardakçı: Tek parti döneminde mum yakmak bile yasaktı
Tarihçi yazar Murat Bardakçı, Habertürk’teki köşesinde ilk defa yayınladığını vurguladığı belgelerle tek parti dönemindeki uygulamalara dair önemli bilgiler verdi. Bardakçı, devletin 1930’lu ve 40’lı senelerde uyguladığı dinî alandaki yasakların Arapça ezan okuma ve kamet getirme ile sınırlı kalmadığını, izinsiz dinî eğitimin şiddetli şekilde takip edildiğini, Alevî vatandaşların âyin yapmalarının da suç sayıldığını, hattâ diğer dinlerin mensuplarının bile bazı yasaklamalarla karşı karşıya bulunduklarını gösteren belgeler yayınladı.
Tarihçi yazar Murat Bardakçı, "Tek Parti zamanında yasak olan sadece Türkçe ezan değildi; hem Müslümanlar, hem de diğer dinlerin mensupları çok sıkı takip altındaydı!" başlığıyla Habertürk’te bir yazı yayımladı.
CHP'nin Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ezanın Türkçe okunmasını istemesiyle başlayan tartışmaya katılan Bardakçı, "Bugün burada ezanın Arapça okunmasının yasak olduğu senelerden kalma bazı belgelere yer veriyorum… Ankara'da, Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde bulunan bu belgeler, ilk defa burada yayınlanıyorlar" diye yazdı.
1930'lu ve 40'lı yıllarda yaşananları belgeleriyle paylaşan Bardakçı’nın yazısının satır başları şöyle:
“Türk vatandaşı olmayan papazlar bile takip edilmiş”
- "Devletin o senelerdeki din politikasının temeli sadece Müslümanlar'ı değil, Türkiye'de mevcut diğer dinleri de kontrol altında tutmaya dayanıyordu! Meselâ, Türk vatandaşı olan Yahudiler'in de izinsiz dinî eğitim vermeleri yasaklanmış ve çocuklarına İbranice okutan Yahudi vatandaşlar mahkemeye sevkedilmişler, hattâ bu ailelerin evde Fransızca öğretmeleri bile suç olarak görülmüştü! Kontroller ve yasaklamalar bu kadarla da sınırlı kalmamış, Türkiye'de yaşayan ama Türk vatandaşı olmayan papazlar bile takip edilmiş, meselâ Edirne'deki İtalyan Konsolosluğu'nda görevli bir papaz ile din dersi verdiği çocukların gizlice fotoğrafları çekilmiş ve İçişleri Bakanlığı bütün bu takibatın neticesinden Cumhurbaşkanlığı'nı da haberdar etmişti!"
“Mum yakarken yakalananlar adliyeye sevkediliyorlar”
“Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde mevcut böyle dosyalar dolusu belgenin yanısıra Cumhurbaşkanlığı'na her ay sunulmuş "dirlik ve düzenlik raporları" da bulunuyor ve illere göre ayrı ayrı düzenlenen bu raporlarda yeralan hadiselerin ekseriyetini "Arapça ezan", "Arapça kamet", "çocuklara Kur'an okumayı öğretmek", "âyin yapmak" gibi "suçlar" teşkil ediyor. Hattâ, halkın evliya türbesi kabul ettiği mekânlara mum dikmesi bile suç olarak görülüyor ve mum yakarken yakalananlar da adliyeye sevkediliyorlar."