Kolsuz ve bacaksız bebeklerin doğmasına sebep olan tıp dünyasının katil ilacı: Thalidomide
Dünyada sadece iki ülkede satışı onaylanmadı; Türkiye ve ABD...
Contergan, Alman ilaç firması Chemie Grünental GmbH tarafından 1957 yılında piyasaya sürülen bir ilaçtı. Önce solunum yolu hastalıkları için kullanılan ilaç daha sonra hamileler için uyku, bulantı gibi sorunları ortadan kaldırmak için kullanıldı. Ama sonuçlarının böyle acı olacağını kimse tahmin edemedi.
Gördüğü ilgi sayesinde kısa sürede yayılan ilaç yaklaşık 50 ülkede kullanılmaya başlandı. İlacın etken maddesi olan "Thalidomide" sebebiyle 1959 yılında başta Batı Almanya ve Britanya olmak üzere 3000'e yakın oluşum ve gelişim bozukluğu olan çocuk dünyaya geldi.
1961'de pek çok doktor tarafından bu ilacın yan etkileri ortaya koyuldu. Fakat bu zamana kadar 10.000'in üzerinde doğumu gerçekleşmiş, gelişiminde bozukluk olan çocuk için geç kalınmıştı. 1962'de piyasadan kaldırılan ilaç yine de bazı ülkelere kullanılmaya devam edildi. Nitekim 1964 yılında İsrailli bir doktor aynı ilacı cüzzamlı hastalar üzerinde de kullandı. Denetimler sıklaşsa da Brezilya'da 1965 ile 1996 tarihleri arasında Thalidomide bağlı bazı sorunlu bebekler görüldü.
Bu kadar talihsiz olayla beraber ilaç hala kesin ve net olarak kaldırılmadı. 1998 yılında cüzzamlı hastalar için kullanılması onaylandı. Bununla beraber 2008'de kemikleri zayıflatan hatta kıran, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin düşüren ve böbrek rahatsızlığına yol açan bir hastalık olan Multipl Myelom için kullanılmaya başlandı. Ve 2010 tarihine kadar dünyanın bazı bölgelerinde doğum bozukluğu olan bebekler kayıtlara geçti.
Bugün özellikle Almanya'da yaşları 45-55 arasında olan 3000'e yakın "Contergan" maduru insan hala yaşamlarına devam etmeye çalışmaktadır.
Bu kadar zarara rağmen Contergan dünya üzerinde sadece iki ülkede resmi olarak onaylanmadı. Türkiye ve ABD...
Hatta dünyada tek Thalidomide vakası görülmeyen ülke Türkiye oldu diyebiliriz. Ülkemizde bu korkunç faziayı önleyen isim ise Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün'dür.
Türkiye'de ilk hücre tedavisi hakkında çalışmalar yapan bu isim o dönemde Sağlık Bakanlığı'nı ciddi biçimde uyararak ilacın ülkemizde onay olmamasını sağlamıştır.
Haberimizi bitirmeden bugün hala ilaç firmasına karşı verdikleri zararlardan dolayı hukuki mücadelesini devam ettiren ailelerin olduğunu da hatırlatalım.
Gördüğü ilgi sayesinde kısa sürede yayılan ilaç yaklaşık 50 ülkede kullanılmaya başlandı. İlacın etken maddesi olan "Thalidomide" sebebiyle 1959 yılında başta Batı Almanya ve Britanya olmak üzere 3000'e yakın oluşum ve gelişim bozukluğu olan çocuk dünyaya geldi.
1961'de pek çok doktor tarafından bu ilacın yan etkileri ortaya koyuldu. Fakat bu zamana kadar 10.000'in üzerinde doğumu gerçekleşmiş, gelişiminde bozukluk olan çocuk için geç kalınmıştı. 1962'de piyasadan kaldırılan ilaç yine de bazı ülkelere kullanılmaya devam edildi. Nitekim 1964 yılında İsrailli bir doktor aynı ilacı cüzzamlı hastalar üzerinde de kullandı. Denetimler sıklaşsa da Brezilya'da 1965 ile 1996 tarihleri arasında Thalidomide bağlı bazı sorunlu bebekler görüldü.
Bu kadar talihsiz olayla beraber ilaç hala kesin ve net olarak kaldırılmadı. 1998 yılında cüzzamlı hastalar için kullanılması onaylandı. Bununla beraber 2008'de kemikleri zayıflatan hatta kıran, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin düşüren ve böbrek rahatsızlığına yol açan bir hastalık olan Multipl Myelom için kullanılmaya başlandı. Ve 2010 tarihine kadar dünyanın bazı bölgelerinde doğum bozukluğu olan bebekler kayıtlara geçti.
Bugün özellikle Almanya'da yaşları 45-55 arasında olan 3000'e yakın "Contergan" maduru insan hala yaşamlarına devam etmeye çalışmaktadır.
Bu kadar zarara rağmen Contergan dünya üzerinde sadece iki ülkede resmi olarak onaylanmadı. Türkiye ve ABD...
Hatta dünyada tek Thalidomide vakası görülmeyen ülke Türkiye oldu diyebiliriz. Ülkemizde bu korkunç faziayı önleyen isim ise Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün'dür.
Türkiye'de ilk hücre tedavisi hakkında çalışmalar yapan bu isim o dönemde Sağlık Bakanlığı'nı ciddi biçimde uyararak ilacın ülkemizde onay olmamasını sağlamıştır.
Haberimizi bitirmeden bugün hala ilaç firmasına karşı verdikleri zararlardan dolayı hukuki mücadelesini devam ettiren ailelerin olduğunu da hatırlatalım.