İran ile İngiltere arasında yeni perde: 2007'nin ardından 'tanker savaşları' ne olacak?
● ABD yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra İran petrolünü hedef alan yaptırımlarının bir sonucu olarak görülen Basra Körfezi'ndeki gerginlik, ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve İran arasında adeta tanker savaşlarına dönmüş durumda.
● İran ve İngiltere'nin karşılıklı olarak petrol tankerlerine el konulmasıyla başlayan gerginlik, 2007'de İran kara sularını ihlal ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan İngiliz donanma askerlerini akıllara getirdi.
● İran, 2007'de Basra Körfezi'nde kara sularına girdiği gerekçesiyle esir aldığı 15 İngiliz donanma askerini büyük bir propaganda malzemesine dönüştürmeyi başarmıştı.
● 2007'de İngiltere ile girdiği psikolojik savaşta büyük üstünlük sağlamayı başaran İran'ın "tanker savaşlarında" da aynı başarıyı gösterip gösteremeyeceği ise merak konusu oldu.
İran ve İngiltere arasında karşılıklı olarak birbirlerinin petrol tankerlerinin alıkonulmasıyla başlayan gerginlik, 2007'de İran kara sularını ihlal ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan İngiliz donanma askerlerini akıllara getirdi.
Basra Körfezi'ndeki gerginliğin nedeni ne?
ABD yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra İran petrolünü hedef alan yaptırımlarının bir sonucu olarak görülen Basra Körfezi'ndeki gerginlik, ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve İran arasında adeta tanker savaşlarına dönüştü.
İngiltere'ye bağlı Cebelitarık Özerk Yönetimi, 4 Temmuz'da Suriye'ye yönelik ambargoları ihlal ettiği iddiasıyla İran'a ait bir petrol tankerini İngiliz donanması tarafından düzenlenen operasyonla alıkoydu. İngiltere Savunma Bakanlığının yayımladığı görüntülerde İran tankerine İngiliz askerlerinin çıkarak tankeri ele geçirdiği görüldü.
İranlı yetkililer, Grace 1 adlı Panama bandıralı tankerin serbest bırakılmasını aksi halde misillemede bulunacaklarını açıkladı ancak Cebelitarık yönetimi, cuma günü İran tankerini alıkoyma süresini 15 Ağustos'a kadar uzattığını duyurdu.
İran'ın 'İngiltere' hamlesi
İran Devrim Muhafızları Ordusu, aynı günün akşamı İngiltere bandıralı Steno Impero adlı petrol tankerini, Hürmüz Boğazı'ndan geçişi sırasında denizcilik kurallarına riayet etmediği gerekçesiyle alıkoydu.
İngiltere'ye ait Liberya bandıralı Mesdar adlı petrol tankerine de müdahale eden İran güçleri, tankeri uluslararası denizcilik kuralları konusunda uyardıktan birkaç saat sonra serbest bıraktı.
İran tarafından dün yayımlanan görüntülerde, Devrim Muhafızları Ordusu'na ait sürat tekneleriyle çevresi sarıldıktan sonra tankere helikopterden yüzleri maskeli İran askerlerinin indirildiği görüldü.
İngiltere hükümeti hedef tahtasına oturtuldu
İngiliz tankerinin İran tarafından alıkonulması çalkantılı bir süreç geçiren İngiltere hükümetine eleştirileri de beraberinde getirdi. Ülke basınına konuşan Kraliyet Donanmasının eski komutanı Lord West, hükümeti İran'ın misilleme tehditlerini ciddiye almamakla suçladı.
West, "İngiltere hükümeti, İran Körfezi'nde İngiliz tankerlerini ele geçirdiği için şaşırmış gibi davranmasın. Olağanüstü bulduğum şey, İranlıların birkaç gün önce böyle bir şey deneyeceklerini biliyor olmamızdı. Buna rağmen bölgede gemilerin güvenliğini sağlayacak kontrol mekanizmasını uygulayamamak beni hayrete düşürdü." diyerek hükümeti hedef aldı.
'Tanker krizi' nükleer anlaşmayla ilgili mi?
Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn de Orta Doğu'da İngiltere'nin çıkarlarını tehdit eden gelişmelerin ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesiyle başladığını anlatırken Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, meselenin Trump ya da nükleer anlaşmayla ilgili olmadığını savundu.
İngiltere tankerin kanuna aykırı bir şekilde uluslararası sularda alıkonulduğunu iddia ederken Avrupa Birliği (AB) ve bazı Avrupa ülkeleri de Tahran yönetimini gemiyi bir an önce serbest bırakmaya çağırdı.
İran'a ait tanker serbest bırakıldı
Öte yandan Suudi Arabistan'ın, yaklaşık 3 aydır Cidde Limanı'nda 26 kişilik mürettebatıyla alıkoyduğu İran'a ait petrol tankerini serbest bırakması dikkati çekti. Bu adımın ardından İran da Hürmüz'de daha önce alıkoyduğu Suudi Arabistan'a petrol taşıyan Cezayir gemisini bıraktı.
İran ile İngiltere arasındaki ne oluyor?
İran ve İngiltere arasında karşılıklı olarak birbirlerinin petrol tankerlerinin alıkonulmasıyla başlayan gerginlik, 2007'de İran kara sularını ihlal ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan İngiliz donanma askerlerini akıllara getirdi.
İran, 23 Mart 2007'de Basra Körfezi'nde kara sularına girdiği gerekçesiyle 15 İngiliz donanma askerini gözaltına alarak 13 gün esir tuttu. İngiltere ise askerlerinin Körfez'deki Irak kara sularında rutin denetleme sırasında ele geçirildiklerini ileri sürdü.
Bu durumu büyük bir propaganda malzemesine dönüştürmeyi başaran İran, İngiliz askerlerinin görüntülerini devlet televizyonunda yayımladı ve 4 Nisan'da Hristiyanların Paskalya Bayramı'na denk getirip askerleri salıverdi. Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad düzenlenen törende askerleri Hazreti Muhammed'in öğretisine uyarak affettiklerini ve "İngiltere halkına hediye" olarak serbest bırakacaklarını açıkladı.
İki hafta boyunca esir tutulan İngiliz askerlerin İran kara sularına izinsiz girdiklerini itiraf ettikleri ve özür diledikleri görüntüler, İran devlet televizyonunda yayımlanınca eski Başbakan Tony Blair liderliğindeki İngiltere hükümeti, krizi çözmekte yetersiz kalmakla suçlandı.
'İngiliz kamuoyunun çaresizliği!'
İngiliz kamuoyu, esir alınan 15 donanma askerinin görüntülerini şok ve çaresizlik içerinde izlerken kadın asker Faye Turner'ın başörtülü görüntüleri İngiltere hükümetinde öfkeye neden olsa da hükümet, İran'a karşı psikolojik savaşında ciddi yara aldı.
İngiliz basını, İran’ın gözaltına aldığı 15 İngiliz askerinin görüntülerinin İran devlet televizyonunda yayımlanmasını tepki gösterirken “tutsakların İran’ın propaganda savaşı için teşhir edildiği" ortak görüş olarak basında yer aldı. Dışişleri Bakanlığı da sert eleştirilerin hedefi oldu.
Askerleri dini öğretileri gözeterek serbest bıraktığını açıklayan İran'ın propaganda savaşı İngiltere kamuoyunun yanı sıra din adamları arasında da alıcı buldu. İngiliz Silahlı Kuvvetlerindeki Katolik askerler ve ailelerine rehberlik yapan rahip Tom Burns, askerleri serbest bırakma kararında İranlıların dini inançlarının önemli rol oynadığını, İranlı yöneticilerin dini ilkelere uygun şekilde askerlere merhamet gösterdiğini söylemesi üzerine o dönem Muhafazakar Partinin Gölge Savunma Bakanı Liam Fox, rahibi saflıkla suçlayarak İran'ın propaganda savaşına kendisini kaptırdığını ifade etti.
O dönemde İngiltere ile girdiği psikolojik savaşta büyük üstünlük sağlamayı başaran İran'ın "tanker savaşlarında" da aynı başarıyı gösterip gösteremeyeceği merak ediliyor.