Hayatınız kökten değişecek!
İzmir’de teleskopik göz içi mercek uygulaması!
İleri yaşlarda en önemli görme kaybı nedenlerinin başında gelen sarı nokta hastalığı tedavisinde uygulanan teleskopik mercek uygulamaları hastalığa hala tam tedavi sağlayamasa da, hastaların normal hayatlarını sürdürebilmelerine önemli katkı sağlıyor. Özellikle son teknoloji katlanabilir teleskopik göz içi mercek yerleştirilmesi operasyonuyla hastalar 10-15 dakikalık bir operasyonun ardından görme kapasitelerinde yüzde 15-20’ye varan iyileşme kazanıyor.
İzmir’de katlanabilir teleskopik göz içi mercek yerleştirilmesi operasyonu yapan tek hastane olma özelliği taşıyan Kaşkaloğlu Göz Hastanesinin hekimlerinden Prof. Dr. Tansu Erakgün, yeni jenerasyon merceklerin katarakt ameliyatı sırasında yine dikişsiz olarak implante edilebildiğini ve yüzde 2’lere kadar düşen görme yetisinin ise yüzde 20’lere kadar yükselebildiğini söyledi. Sarı nokta hastalığında kullanılan teleskopik merceklerle hastalığın kendisinin tedavi edilmediğini ancak optik olarak görme seviyesinin artırılmasının hedeflendiğini kaydeden Erakgün, ’’Teleskopik mercek uygulamaları 2000’li yılların başında başlamış farklı teleskopik mercekler kullanıma sunulmuş ve her yeni jenerasyon mercekle daha iyi sonuçlar hedeflenmiştir. Ancak teleskopik mercekler her sarı nokta hastası için uygun değildir. Son teknoloji katlanabilir teleskopik merceklerin operasyonu eski merceklere oranla çok daha basit. Aynı, katarakt ameliyatında olduğu gibi küçük bir kesiden dikişsiz olarak mercekleri yerleştiriyoruz. Bu da hastalar için büyük kolaylık sağlıyor. Operasyon başta İngiltere olmak üzere; Almanya ve Fransa’da da uygulanıyor. Biz de bu operasyonu gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan da İzmir’de tekiz’’ bilgisini verdi.
"Başka yolu yok"
Toplumda sarı nokta hastalığı olarak bilinen makula dejeneresansının ileri yaş görme kayıpları arasında ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Erakgün, ’’Bazı tiplerinde göz içine yapılan iğne tedavisi ile kısmen durdurulabilse ya da yavaşlatılabilse de ilerleyici görme kaybı yapan bir hastalıktır. Özellikle gecikmiş olgularda, tedaviye dirençli olgularda merkezi görmenin kaybı ne yazık ki; kaçınılmazdır. Bu duruma gelmiş hastalarda başka bir tedavi seçeneği maalesef bulunmuyor. Bu genellikle her iki gözü de etkileyen bir rahatsızlıktır. Her iki gözün de görmesinin çok azaldığı bir durumda hastanın günlük hayatını sürdürmesi çok zor oluyor. Yardımcı görme aletleri olarak anılan özel gözlüklerle büyüteç etkisi oluşturularak kısıtlı da olsa bir nebze görme artışı sağlanabilmektedir. Ancak günlük hayatta bu özel gözlüklerin kullanımları son derece zordur. Bu gözlüklerin görme alanları çok dar olup, hasta anahtar deliğinden bakar gibi görmektedir. Hastaların bu gözlüklere uyum sağlama oranları yüzde 10’dur’’ diye konuştu.
"Yeni bir sarı nokta oluşturuyoruz"
Kullanımları zor olan dürbün gözlükler yerine, son yıllarda benzer bir mantıkla teleskopik göziçi lenslerin geliştirildiğini belirten Prof. Dr. Erakgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
’’Bunlar da minyatür teleskopik lens olarak adlandırılmaktadır. Gözlük olarak kullanılan teleskopların göz içine uyarlanmış şeklidir. Hastanın avantajı, teleskopik gözlüklerde yaşanan çevresel görmeden mahrum olma durumu yaşanmamasıdır. Hasta hem merkezi, hem de çevresel görmeyi yapabilmektedir. Bu sistemde öncelikle hastanın katarakt ameliyatı geçirmemiş olması gerekmektedir. Çünkü teleskopik göz içi lensleri katarakt cerrahi uygulanarak göz içine yerleştirilmektedir. Fakoemülsifikasyon yöntemiyle hastanın merceği alındıktan sonra görüntüyü büyütme etkisi olan katlanabilir teleskopik mercek dikişsiz olarak göz içine yerleştirilmektedir. Bu lensler mevcut görüntüyü büyütmekte ve görüntüyü hastalıklı görme merkezinden daha sağlıklı bir retina bölgesine taşımaktadır. Yani hastaya yeni bir sarı nokta oluşturulmaktadır.’’
"Hayatınızı kökten değiştirir"
Katlanabilir teleskopik göz içi mercek yerleştirilmesi operasyonlarına başlamalarının ardından çok sayıda hasta telefonu ve başvuru almaya başladıklarına değinen Prof. Dr. Erakgün, sarı nokta hastalığından muzdarip hastaların mutlaka bir uzmana görünmelerini ve eğer şartları uygunsa operasyona girmeleri gerektiğini söyledi. Erkagün, yüzde 15-20 gibi görme yetisini geri kazanmanın ilk etapta küçük bir oran gibi görünmesine rağmen, hayatın akışını iyi yönde kökten değiştiren bir kazanım olduğunu vurguladı.