🤦♀️GZT uzmana sordu: Gelecek kaygısı ile nasıl başa çıkılır?
2020 yılının başından beri peş peşe Türkiye'de ve dünyada etkili olan olaylar birçok insanda gelecek kaygısı oluşturdu. Yaşanan kötü olayların bitmeyeceği gün geçtikçe katlanarak artacağı düşünülüyor. Bu ruh halinden kurtulmanın yollarını Psikolog Sema Özcan, GZT'ye anlattı.
Türkiye'de ve dünyada 2020'nin en başından beri peş peşe kötü olaylar yaşandı. Son olarak koronavirüs salgını bir çok insanı gelecek kaygısına sürükledi. Bu durumla baş etmenin yollarını Psikolog Sema Özcan sıraladı.
Özcan'ın açıklamalarından satır başları bu şekilde;
2020 yılının başından beri olan olaylarına baktığımızda ülkemizde; doğal afet, salgın, kazalar, terör saldırıları, kadına şiddet ve çocuk istismarı gibi birçok olumsuz olayın yaşanmasının toplumsal travmalara zemin hazırladığını görüyoruz. Teknolojinin yaygın kullanımı, insanların her türlü habere erişimini kolaylaştıracak nitelikteyken, olayları görmek, duymak ve yorumlamak psikolojik olarak olumsuz etkiler hale gelmiştir. İnsan, doğası gereği biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Bir bütün içerisinde değerlendirdiğimizde biyolojik, sosyal ve psikolojik alanlarda sağlıklı bir birey olabilmek mutluluğu ve yaşanan problemlere karşı daha kolay başa çıkılabilmesini de beraberinde getirecektir.
Aşırı kaygı hayatımızı zorlaştırır
Toplumda yaşanan olaylar insanları doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Ruh ve beden sağlığı bir bütündür. Dünyada ve toplumumuzda yaşanan birçok olay toplum ruh sağlığını derinden etkilemekte ve süreklilik arz edebilecek bir gelecek kaygısı yaşamalarına neden olmaktadır. Kaygı asgari düzeyde olduğunda faydalıdır. Ancak aşırı kaygı hayatımızı zorlaştırır, uyku ve yeme düzenimizi etkileyerek bağışıklık sistemimizin dengesini bozabilir.
2020 yılı başlangıcından itibaren üst üste gelen olumsuz etkileyen olaylar kişilerde gelecek kaygısı oluşturmaya başlamıştır. Sürekli en kötüsünü düşünme, zihinde tekrar eden olumsuz senaryolar, geleceğe yönelik belirsizlik kaygıyı arttıran en önemli faktörlerdendir. Olayların ne zaman, nerede nasıl ortaya çıkacağı bilinmediği için net bir şey söylemek mümkün değildir. Bu yüzden belirsizlik kişileri kötü bir şey olacak korkusuna, sürekli kötü sonuçları düşünmeye, zihinde tekrar eden olumsuz otomatik düşüncelere artık inanmaya ve bu korkunun gerçekleşeceği beklentisini yaşayarak kaygının oluşumuna itmektedir. Düşünceleri durdurma yeteneğine sahip değiliz ancak düşüncelere alternatif düşünceler üretebilir, var olan bilişsel çarpıtmalarımızı değiştirebilir ve kaygıyla başa çıkabiliriz.
Bu düşüncelerin bilişsel çarpıtmalar üzerinden örnekleri
- “Her şey kötü olacak, 2020 kötü başladı hep böyle gidecek”
- “Her an bir şey olabilir, şimdi başımıza kesin bir olay gelecek”
- “Nasılsa ne yaparsam yapayım bir şey değişmeyecek”
Genellikle bu gibi cümlelerde aşırı genelleme, katastrofize etme(olay ile ilgili en kötü sonucu düşünüp buna odaklanma), felaketleştirme yapılmaktadır.
Olaylar hepimizi etkilemektedir. Ancak olaydan ziyade, olaya yüklenen anlam kişileri kaygıya götürmektedir.
Kaygı ile başa çıkabilmenin yolları
- *Yaşadığınız durumu tanımak için ne hissettiğinize odaklanın, hissettiğiniz duyguyu tanımlayın
- *Düşüncelerinizi değerlendirin, sürekli böyle olacağını düşündüren düşüncelerinizin doğruluğunu ve yanlışlığına dair bir liste yapın
- *Kaygıyı yönetebileceğinize inanın
- * Uyku ve beslenme düzeninize dikkat edin
- *Haberler olumsuz etkiliyorsa sürekli takip etmeyin
- *Fiziksel egzersiz yapmaya çalışın, düzenli egzersiz yapmak stres ve kaygıyı azaltır
- *Felaketleştirmenin tuzağına düşmeyin
- *Kendinize iyi gelen şeyleri düşünün, uzun zamandır ertelediğiniz eylemleri adım adım tempoyu arttırarak eyleme geçirin,
- *Geçmişten gelen bir pişmanlık, keşke cümlesi kaygı yaratabildiği gibi, geleceğe yönelik belirsizlik de kaygı yaratır. An’da yaşamak bu yüzden önemlidir. Şimdi, şu anda ne yaptığınızı düşünün. Fiziksel duyumlarınızı devreye sokarak kaygı ile baş edin….
Ruh ve beden sağlığı birbirinden ayrı düşünülemez, bir bütündür. Ruhunuza, bedeninize iyi bakın…