Güvenli Bölge: Fırat’ın doğusu ve batısı için ‘bir gece ansızın’
GZT'nin büyük beğeni toplayan programı "Güvenli Bölge"de bu hafta Türkiye gündemini yakından ilgilendiren Fırat'ın doğusuna gerçekleştirecek operasyon, sosyal medya ve dış basın tarafından yapılan algı yönetimi ve Bolton'ın Türkiye ziyareti İsmail Halis ve Mete Yarar'ın sunumuyla masaya yatırıldı.
"Cumhuriyet tarihinin en büyük yığınaklanması"
Fırat'ın doğusuna Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük yığınaklanmanın yapıldığını söyleyen Mete Yarar, "Bu ne Afrin ne Fırat Kalkanı’yla karşılaştırılabilecek bir yığınaklanma değil. Bu yığınaklar hesaplanarak otaya çıkartılıyor. Harekatın büyüklüğü riskin büyüklüğü anlamına da geliyor. Faktörler bunu etkiliyor, ne kadar derine inersen karşına çıkacak olan grubun büyüklüğü de yığınaklanma oranına göre değişiyor. Bugün görünen şey şu ki Türkiye güney sınırlarına bugüne kadar olmayan en büyük yığınaklanmayı yapmış durumda." dedi.
"Türkiye’ye karşı stratejik bir yapılanma söz konusu"
"3 kaynağa dikkat ederim"
Ben hep Ortadoğu’daki gelişmeleri okumaya çalıştığımda Türkiye dışında 3 tane kaynağa hep çok dikkat ederim. Birisi İngiltere, birisi ABD basını biri de İsrail basını. Bu 3 basın arasındaki dil birliği belli bir noktaya geldiğinde tehlike çanları çalmaya başlıyor.
"Altyapısı oluşmamış hiçbir atak gerçekleşmez"
"Şahıs El-Nusra diye mi bağırdı"
Rus büyükelçisi öldürülmeden önce Türkiye’nin El-Nusra’yla bağlantılı olduğu konusunda özellikle Amerika’da ve İsrail basının hemen arkasından hepimiz Türkiye’de bir El-Nusra açıkçası bekliyorduk. O sırada New York’ta toplantı için gitmiştim. O gün konsolosun yanına toplantıya uğrayacaktım daha binaya girmeden önce telefonum çaldı ve Rus büyükelçisinin öldürüldüğü söylendi.
Başka hiçbir bilgi yok. 10-15 dakika sonra yukarı çıkabildim. Konsolosun odasına girdiğimde söylediğim kelime aynen şöyleydi. Şahıs El-Nusra diye mi bağırdı diye sordum. Daha sonra otomatikman her şey El-Nusra’yı gösterdi. Yani Türkiye sanki El-Nusra örgütünü destekliyor algısı oluşturmaya çalıştılar.
Türklerin Kürtlere saldırdığı yalanı
- Her şeyin bir hazırlığı var bugün gördüğüm iki tane hazırlık yapılıyor. Sosyal medya üzerinden ABD basını İsrail basını ve Avrupa basını üzerinden 2 önemli mesaj üzerinden gidiyorlar. Bunlardan bir tanesi Türklerin Kürtlere saldırdığı gibi büyük bir yalan, ikincisi de Türkiye’deki Suriyeliler ile ilgili durum.
"Suriyeli misafirler konusu o kadar gündemin ötesinde"
İkincisi Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar, Suriyeli misafirler konusu o kadar gündemin ötesindeki, gündemin üzerine doğru çıkartılmaya çalışıldı… Özellikle bazı ilerimizde Suriye’den gelen sığınmacıların sayısı belli rakamların üzerinde. İstanbul’da ciddi bir Suriyeli misafir nüfusu var.
Bu son dönemde yaşanan sürecin içerisinde. Türkiye, Suriyelilerin Türkiye’deki eğitim projelerine devam ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu konuyla alakalı çok güzel açıklama yaptı. Ben tebrik ediyorum zamanlaması da çok önemliydi. Türkiye’ye katkıları var mı yok mu tartışmaları açıldığı dönemde önemli veriler açıkladı.
Tuzak şunun üzerine kuruluyor. Türkiye'ye gelen sığınmacıların tamamını yakını normal sığınmacı görüntüsü içinde olmayabilir. Çünkü beyan üzerine Türkiye’ye girdiler. Bu şahıslar yani insanlar evlerinden kaçtıklarında pasaportları nüfus cüzdanları falan yoktu. Çoğu sınır kapılarına geldiklerinde çocuklar ayakları çıplak olarak gelmişlerdi.
Son dönemde ısrarla hiç olmayan olaylar bu şahısların üzerine yıkılarak toplumda bir dolduruş amaçlanıyor."