Google’ın yenilenebilir enerji hamlesi
İnternet devi Google bu yıl yenilenebilir enerji kullanımını %100 haline getirmek için çalışmalarını son hızla sürdürürken yenilebilir enerjinin giderek daha düşük maliyetli bir seçenek olduğunu düşünüyor.
Sürekli artan enerji talebi, dünyayı her geçen gün yeni kaynaklar aramaya itiyor. Dünyanın önündeki alternatifler arasında en dikkat çekici iki enerji yöntemi ise nükleer enerji ve yenilenebilir enerji olarak başı çekiyor. Fakat son yıllarda yenilenebilir enerjili sistemler, dünyanın en çok kabul gören sistemi haline geldi. Üzerine daha çok çalışmalar yapılıyor ve firmalar yeni sistemler geliştirebilmek için faaliyette bulunuyor. Bu konuda başı çeken Google firması hummalı bir çalışma içinde.
Google'ın veri vermezleri 70.000'e yakın personel için tüm ofisleri yenilenebilir enerjiyle aydınlatma yolunda bu yıldan itibaren dönüm noktası olacak şekilde harekete geçti. İnternet devi hali hazırda, dünyanın en büyük yenilenebilir elektrik alıcısı. Sadece geçen yıl enerji tüketiminin %44'ünü rüzgar ve güneş enerjisi çiftliklerinden satın aldı. Şimdi bu oranı %100 olacak şekilde yükseltiyor.
Teknoloji şirketleri hızlı büyüme sonucunda %2 sera gazı emisyonu ile havacılık endüstrisine rakip hale geldi. Enerji konusunda en büyük talep firmaların veri merkezleri konusunda oluyor. Google yenilenebilir enerji kaynakları kullanmanın yanı sıra veri merkezini de yapay zeka yoluyla daha verimli kullanmak için çalışma sürdürüyor. Google'daki uzmanlar rüzgar ve güneş enerjisi fiyatlarındaki düşüşün bu yıl içinde kullanımın %100'e ulaşması konusunda en ucuz teknoloji olarak daha cazip gözüktüğü görüşünde. Ancak Google'ın bu konuda başarılı olması konusunda engellerde yer almakta. Çünkü düşük giderlere sahip enerji kaynağı için daha önceden imzalamış olduğu nükleer enerji anlaşmaları mevcut.
Ayrıca şirketin %100 yenilenebilir enerjisi, Google'ın tüm enerjisini doğrudan rüzgar ve güneş enerjisi üzerinden aldığı anlamına gelmiyor. Ancak, yıllık olarak yenilenebilir kaynaklardan satın aldığı miktar, faaliyetleri sonucu tükettiği elektriğe eşit hale geliyor. Çevreci gruplar Google'ın bu tutumuyla; diğer şirket ve topluluklara da örnek oluşturacağı konusunda hemfikir.
Google'ın Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Asya'da veri merkezleri bulunmaktadır. Bu gibi merkezlerin, verimli çalışabilmesi için hava sıcaklığı, basınç ve nemdeki sabit ayarlamaların yanı sıra soğutma için de önemli enerji gerekir. Google, veri merkezlerindeki bu enerji kullanımı azaltmak için yapay zekayı kullanarak başarılı adımlara imza atıyor. Bunu tüm merkezleri için kullanıma hazır hale getirme çabasında.
Bu yöntemle veri merkezlerinde %15 enerji azaltımı yapıldı. Böylece veri merkezlerindeki yönetim işinde, yapay zeka algoritmasının bir insandan daha iyi performans gösterebileceği kanıtlanmış oluyor. Google, veri merkezlerinin ne kadar enerji kullandığını tam olarak açılamasa da şirket olarak küresel elektik kullanımının %0.01'inden sorumlu olduğunu ve çoğunun veri merkezlerinden kaynaklandığını düşünebiliriz.
Yukarıdaki tabloya baktığımızda, Google'un ne kadar mesafe katettiğini görebiliyoruz. En yakın rakibi Amazon'dan bile kat kat fazla yenilenebilir enerji tüketimi yaptığını düşünürsek. Bu konuda takdiri hak ediyor.
Google'ın veri vermezleri 70.000'e yakın personel için tüm ofisleri yenilenebilir enerjiyle aydınlatma yolunda bu yıldan itibaren dönüm noktası olacak şekilde harekete geçti. İnternet devi hali hazırda, dünyanın en büyük yenilenebilir elektrik alıcısı. Sadece geçen yıl enerji tüketiminin %44'ünü rüzgar ve güneş enerjisi çiftliklerinden satın aldı. Şimdi bu oranı %100 olacak şekilde yükseltiyor.
Teknoloji şirketleri hızlı büyüme sonucunda %2 sera gazı emisyonu ile havacılık endüstrisine rakip hale geldi. Enerji konusunda en büyük talep firmaların veri merkezleri konusunda oluyor. Google yenilenebilir enerji kaynakları kullanmanın yanı sıra veri merkezini de yapay zeka yoluyla daha verimli kullanmak için çalışma sürdürüyor. Google'daki uzmanlar rüzgar ve güneş enerjisi fiyatlarındaki düşüşün bu yıl içinde kullanımın %100'e ulaşması konusunda en ucuz teknoloji olarak daha cazip gözüktüğü görüşünde. Ancak Google'ın bu konuda başarılı olması konusunda engellerde yer almakta. Çünkü düşük giderlere sahip enerji kaynağı için daha önceden imzalamış olduğu nükleer enerji anlaşmaları mevcut.
Ayrıca şirketin %100 yenilenebilir enerjisi, Google'ın tüm enerjisini doğrudan rüzgar ve güneş enerjisi üzerinden aldığı anlamına gelmiyor. Ancak, yıllık olarak yenilenebilir kaynaklardan satın aldığı miktar, faaliyetleri sonucu tükettiği elektriğe eşit hale geliyor. Çevreci gruplar Google'ın bu tutumuyla; diğer şirket ve topluluklara da örnek oluşturacağı konusunda hemfikir.
Google'ın Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Asya'da veri merkezleri bulunmaktadır. Bu gibi merkezlerin, verimli çalışabilmesi için hava sıcaklığı, basınç ve nemdeki sabit ayarlamaların yanı sıra soğutma için de önemli enerji gerekir. Google, veri merkezlerindeki bu enerji kullanımı azaltmak için yapay zekayı kullanarak başarılı adımlara imza atıyor. Bunu tüm merkezleri için kullanıma hazır hale getirme çabasında.
Bu yöntemle veri merkezlerinde %15 enerji azaltımı yapıldı. Böylece veri merkezlerindeki yönetim işinde, yapay zeka algoritmasının bir insandan daha iyi performans gösterebileceği kanıtlanmış oluyor. Google, veri merkezlerinin ne kadar enerji kullandığını tam olarak açılamasa da şirket olarak küresel elektik kullanımının %0.01'inden sorumlu olduğunu ve çoğunun veri merkezlerinden kaynaklandığını düşünebiliriz.
Yukarıdaki tabloya baktığımızda, Google'un ne kadar mesafe katettiğini görebiliyoruz. En yakın rakibi Amazon'dan bile kat kat fazla yenilenebilir enerji tüketimi yaptığını düşünürsek. Bu konuda takdiri hak ediyor.