Göğüs ağrılarınız kalp damarlarınızın bozulmasıyla alakalı olabilir
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Kargın yaşanan göğüs ağrılarına yönelik bir açıklama yaptı. Kargın yaptığı açıklamada,"Kalp damarlarımızın sağlam yapısının bozulmasının en sık belirtisi göğüs ağrısıdır. Daha az sıklıkla da nefes darlığı, sol kolda uyuşma veya mide ağrısı gibi görülmektedir. Kalp damar hastalığındaki en tehlikeli durum ise ani kalp krizine neden olmasıdır" ifadelerini kullandı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Kargın yaptığı açıklamada, kalp damar hastalığının en sık karşılaşılan kalp hastalığı olduğunu ve zamanında önlem alınmazsa kalp krizine ve ölüme kadar gidecek bir sürece neden olabildiğini söyledi.
Erken tanıyla yapılan yaşam tarzı değişiklikleri ve tedavi uygulamalarının hastalığın ilerlemesini ve oluşturduğu olumsuz sonuçları önemli oranda önlediğini dile getiren Kargın, kalbin devamlı kan pompalama işlevi görerek vücudun kan ihtiyacını düzenlendiğini aktararak, kalp damar yapısına ilişkin bilgi verdi.
Kargın, kalp damarlarının sağlam yapısının bozulmasının "ateroskleroz" olarak tanımlandığı kolesterol ve birçok moleküler birleşim sonucu oluştuğunu, bunun kalp damar yapısının bozulmasının en önemli aşaması olduğunu belirterek, 30'lu yaşlardan itibaren başlayan bu sürecin 10 yıllar içinde kalp damarlarının sağlam yapısının belirgin derecede bozulmasına ve kalp kan akımının bozulmasına neden olduğunu aktardı.
'Kalp damarlarının bozulması göğüs ağrılarına neden oluyor'
Bu durumun kalp fonksiyonlarının bozulmasına sebep olarak, kalp yetersizliğine kadar ilerleyebileceğine işaret eden Kargın, şu bilgileri verdi:
- "Kalp damarlarımızın sağlam yapısının bozulmasının en sık belirtisi göğüs ağrısıdır. Daha az sıklıkla da nefes darlığı, sol kolda uyuşma veya mide ağrısı gibi görülmektedir. Kalp damar hastalığındaki en tehlikeli durum ise ani kalp krizine neden olmasıdır. Kalp krizi erken tedavi edilmez ise kalp kaslarında kalıcı hasar bırakabilmektedir. Kalp krizindeki en üzücü diğer bir nokta ise kalp damar hastalarının yarısı hastalığını ancak bu şekilde öğreniyor olmasıdır.
- Kalp damarlarının sağlam yapısındaki bozulma sıklıkla damarda daralma şeklinde olup, nadiren damarda genişleme şeklinde de olabilmektedir. Kalp damarlarının sağlam yapısının bozulmasına neden olan sebepler ise sigara kullanımı, şeker, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, genetik yatkınlık, ilerleyen yaş, spor yapmama, alkol tüketimi, stresli yaşam, şişmanlık gibi sağlıksız beslenme alışkanlıklarıdır."
'Faydalı aktiviteler yapın'
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Kargın, kalp damar hastalığının tedavisine ilişkin de bilgi vererek, bunları yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavi uygulamaları, perkütan koroner girişim (stent uygulamaları), açık kalp ameliyatı olarak sıraladı.
Bu hastalar için çok önemli unsurlardan birinin de ise kalp damarlarına zarar veren durumlardan sakınarak, bu açıdan faydalı aktiviteleri günlük yaşamlarına uygulamaları olduğunu dile getiren Kargın, şöyle devam etti:
"Kalp damar hastalığı gelişme riski yüksek veya hastalığın geliştiği kişilerin öncelikle yapması gereken günlük davranışlardır. Bu davranışlar hastalığın oluşmasını önlerken, hastalık gelişenlerde de sorunun zarar verici etkilerini azaltmaktadır. Bu uygulamada en önemli nokta hastalık gelişmeden önlem alınmasıdır. Bu da değiştirilebilir kalp damar bozucu risk faktörlerinden kurtulmak ve bu risk faktörlerinin tedavi edilmesi ile sağlanır. Bu kapsamda sigara kullanılıyorsa bırakmak, düzenli fiziksel egzersiz yapmak, haftada 5-7 gün en az 30 dakikalık hafif tempoda yürümek veya koşmak, sağlıklı beslenmek, tuz tüketimini azaltmak, aşırı kilo almaktan kaçınmak, alkol tüketmemek önemli unsurlardır."
Doç. Dr. Kargın, yaşam tarzı değişikliğiyle ilaç tedavi uygulamalarının bir bütün halinde uygulandığını belirterek, kan sulandırıcı, kolesterol düşürücü, tansiyon düşürücü, ritim düzenleyici, damar genişletici, göğüs ağrısını giderici ve kalp damar koruyucu ilaçların hastalığın durumuna göre ayarlandığını, hastalığın ciddiyeti ve uygulanan ilave tedavilere (stent /by-pass) göre 1, 3 ya 6 ay ila 1 yıl gibi aralıklarla kişinin düzenli takip edilmesi gerektiğini aktardı.