Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan kimdir?
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan Karabağ savaşının kaybedeni. Paşinyan'ın Karabağ Savaşı’nı kaybetmesiyle istifası, hatta idamı bile istendi. Aliyev’in “Ne oldu Paşinyan?” dediği videoyla beraber siyasi ağırlığı iyice azaldı. Buna rağmen Paşinyan tekrar Ermenistan’ın Başbakanı seçildi. Türkiye’ye yaptığı ziyaretle tekrar gündeme geldi. "Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan kimdir?" sorusuna özel içeriğimizde yanıt aradık...
Nikol Paşinyan 1 Haziran 1975’te Ermenistan- Azerbaycan sınırındaki İcevan şehrinde dünyaya geldi. Annesi Rustu. O dönemde Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin bir parçasıydı. Paşinyan da bu ideolojiyle büyüdü.
Hayali gazeteci olmaktı. Bu nedenle hayallerinin peşinden giderek Ermenistan Devlet Üniversitesi’nde Gazetecilik okumaya başladı. Eğitimi için başkent Erivan’a yerleşti. Başarılı bir öğrenciydi. Okul hayatı boyunca hep yüksek notlar aldı. İyi derecede İngilizce, Rusça ve Fransızca biliyordu. Dağcılık yapıyor, doğada vaki geçirmekten hoşlanıyordu.
Daha genç yaşlarda siyasete ilgisi vardı. 90’ların başında Armenian Time adını verdiği bir gazete çıkardı. Burada yolsuzluk karşıtı bir makale yazmıştı. Gazetecilik okurken siyasi faaliyetleri ve özellikle yazdığı yolsuzluk karşıtı makale okul yönetimini rahatsız etti. Bu yüzden devamsızlığı gerekçe gösterilerek okuldan uzaklaştırıldı.
Mezun olduktan sonra gazetecilik yapmaya devam etti. Daha 25 yaşındayken Ermenistan’ın en çok satan gazetesinde baş editörlük yapmaya başladı. Yaptığı haberlerde saldırgan bir dil kullanıyordu. Özellikle Koçaryan ve Sarkisyan hükümetlerini sert bir dille eleştiriyordu. Onlarca kişiye hakaret etti, iftira attı…
Bu durum hapse girmesine neden oldu. Karalama ve iftira suçundan hapse atıldı. Bir süre sonra hapisten çıksa da cezaevi peşini bırakmıyordu. İkinci defa hapse girişi 2008’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde yaşandı.
Paşinyan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Petrosyan’ı destekliyordu. Büyük bir desteğe rağmen Petrosyan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamadı. Bunun üzerine halk sokağa döküldü. Halkın ayaklanmasının sebebi Paşinyan’a bağlanıyordu. Paşinyan halkı örgütlememekle suçlanıyordu. “Cinayet ve kitlesel kargaşa çıkarmak” suçlarından hakkında arama kararı çıkarıldı. Bir süre saklanan Paşinyan, 2009’da birden ortaya çıkarak teslim oldu. Teslim olduktan sonra tutuklanmasına karar verildi. Paşinyan için ikinci defa hapis yılları başlamıştı. İki yıl hapis yattıktan sonra genel afla serbest kaldı.
Cezaevinden çıktıktan sonra Paşinyan’ın yükseliş yılları başladı. 2012’de milletvekili seçildi. Ardından Toplumsal Sözleşme Partisi’nin başkanlığına getirildi. Paşinyan siyaset arenasında giderek güçleniyordu.
Nikol Paşinyan’ın siyasi görüşlerinde Ermenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Petrosyan’dan etkilendiğini rahatça söyleyebiliriz. Bunu kendisi de verdiği bir röportajda söylemişti. Petrosyan, birinci Karabağ Savaşı’na liderlik yapan isimdi. Petrosyan döneminde Birleşmiş Milletler tarafından Azerbaycan toprağı olarak tanınan Dağlık Karabağ ve etrafındaki reyonlar Ermenistan tarafından işgal edilmişti. Paşinyan da Karabağ konusunda aynı görüşe sahipti.
Petrosyan’ın iktidardan ayrılmasıyla Paşinyan muhalefet tonunu artırdı. Aynı zamanda Paşinyan’ın çıkardığı gazete ülkenin en önemli muhalif gazetesi konumuna geldi. İlerleyen dönemde Petrosyan ile yollarını ayırarak kendi hareketini kurdu.
Uzun yılar halk desteği pek fazla olmayan ufak muhalif yapılara liderlik eden Paşinyan, ilerleyen yıllarda Sarkisyan hükümetine muhalif adımlar attı. Açıkçası o, siyasi kariyerini Cumhurbaşkanı ve Başbakan olan Sarkisyan’a muhalefet etmek üzerine inşa etti.
Paşinyan kendisi gibi gazeteci olan Anna Hakobyan ile hayatını birleştirdi. Ama ikili resmi olarak henüz evlenmedi. Çiftin üç kızı bir oğlu oldu.
2018’de Paşinyan hayatının kırılma noktalarından birin yaşadı. Sarkisyan hükümetine istifa çağrısını yüksek desibelden söylemeye başladı. Sebebi ise 2015’teki referandumla yönetim sisteminin yarı başkanlıktan parlamenter demokrasiye geçmesiydi. Sarkisyan’ın bu değişimi görev süresini uzatmak için yaptığı düşünülüyordu.
Halk sokaklara dökülerek “Sarkisyan istifa” sloganları atıyordu. Paşinyan sokaklardaki kalabalığa liderlik eden isimdi.
Paşinyan’ın önderliğinde başlayan protestolar, onu önce muhalefetin en önemli liderliğine, sonra da iktidara taşıyacaktı. 2018’de yaşanan ve Sarkisyan’ın istifasıyla sona eren bu olay tarihe, “Kadife Devrim” olarak geçti. Bu süreçte giydiği kamuflaj desenli tişörtü ve şapkasıyla Kadife Devrim’in simgesi haline geldi.
Bunun üzerine dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Paşinyan ile görüşmeye karar verdi. Bu Ermenistan için tarihi bir görüşme olacaktı. Erivan’daki bir otelde yapılan görüşme televizyondan canlı yayınla verildi.
Sarkisyan söze “Görüşme talebime olumlu yanıt verilmesinden memnunum” diyerek başladı. Ama Paşinyan Sarkisyan’ın sözünü keserek “Bir yanlış anlaşılma var. Ben buraya istifanızın ve iktidarın barışçıl ve yumuşak bir şekilde geçişinin sağlanması için koşulları görüşmeye geldim” dedi.
Paşinyan canlı yayında “Karabağ Klanı” olarak bilinen Sarkisyan’ı köşeye sıkıştırmıştı. Görüşme Sarkisyan için son derece zor ilerliyordu. İyice köşeye sıkışan Sarkisyan canlı yayını terk etti. Giderken “Bu bir diyalog değil, şantajdır” diyordu. Bu, yıldırma stratejisinden başka bir şey değildi. Baskılara daha fazla direnemeyen Sarkisyan, “Paşinyan haklıydı, ben haksızdım. Görevimi bırakıyorum” diyerek Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etti. Aslında bu, Ermenistan siyasetinde “Karabağ klanı” olarak bilinen yapının kısmi çöküşüydü. Ama Sarkisyan gitse de güvenlik bürokrasisinde etkisini sürdürecekti.
Parlamentoda Paşinyan’ın da içinde bulunduğu üç küçük muhalif parti Çıkış İttifakı adını verdikleri ittifakla güçlerini birleştirdi. İttifak Avrupa’yla entegrasyonun artırılmasını, Batı’ya yaklaşmayı ve Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşması yapılmasını savunuyordu.
Sarkisyan’ın istifasının üzerinden çok geçmeden Paşinyan asıl amacı olan ve çok istediği iktidar koltuğunu devralmayı başardı. Parlamentoda yapılan oylamada Paşinyan başbakan seçildi. Başbakan seçilmesinin ardından başkent Erivan'da sevinç gösterileri düzenlendi. 2018'de yapılan genel seçimlerde de liderliğini yaptığı Benim Adımım bloku oyların yüzde 70,4'ünü aldı.
Muhalefette olduğu dönemde Batı’ya yakın bir profil çizerek Rusya ile yapılan ekonomik ve askeri anlaşmaları protesto etmişti. “Ne Rus, ne de Batı yanlısıyım. Ben Ermenistan yanlısıyım” demişti. Ama Başbakan olduktan sonra söylemleri değişti. Rusya’nın önemli bir müttefik olduğunu, ilişkilerin de önem taşıdığını söylemeye başladı.
Paşinyan’ın Başbakan olduktan sonra yaptığı ziyaretler de geleceğe dair mesajlar veriyordu. İlk ziyaretini de önce Karabağ’ın yönetim merkezi Hankendi’ye, sonra da Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmek üzere Soçi’ye gitti.
Rusya ile ilişkiler eskiden olduğu gibi yakındı. Ama Paşinyan ülkedeki Rus etkisini kırmak istese de bir yandan da yakın ilişkiyi devam ettiriyordu. Eski bir Sovyet ülkesi olan Ermenistan’da Rus askeri üsleri bulunuyor. Paşinyan bu üslere hakkındaki sorulara “Türkiye ile ilişkilerimizi düşünürsek, Rus askeri üsleriyle bir sorunum yok. Üsler ülkemizin sınırlarını koruyor. Bu yüzden Rus askeri üslerine ihtiyacımız var” cevabını veriyordu.
Aynı zamanda ABD ve Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirme sözüvermişti. Bunu yaparken de Moskova ile arayı bozmayacağını söylese de Batı’yla kurduğu yakınlık Rusya’yı rahatsız ediyordu.
O başbakanlık döneminde belli bir ideolojiye bağlı olmadığını söyleyerek, kimsenin ayrıcalıklı olmadığı, herkesin yasa önünde eşit olduğu, insan haklarına saygılı bir sistem kurmayı vadetti.
2018'de yaptığı bir konuşmada, "Kendimi liberal olarak görmüyorum. Modern dünyada artık 'izm'ler eskiden sahip oldukları anlamları yitiriyor. Artık insanların mutluluğun güvence altına alındığı, belli görüşleri temsil eden 'izm'lerin değil, insanların mutluluk ve özgürlüğünün önemli olduğu bir dönem başladı" diyordu.
Kendisini ideolojilerden bağımsız, insanların mutluluğunu temel alan bir hareketin lideri olarak tanımlarken, gerçekler pek de istediği gibi değildi… Tüm bu vaatlerini nasıl hayata geçireceği sorusu cevapsız kalıyordu. Hedeflerini, programını ve politikalarını net bir şekilde ortaya koymaması ve somut adımlar atamaması eleştirilmesine sebep oldu. Paşinyan'a yöneltilen eleştirilerin başında bu vaatlerini nasıl yerine getireceğine dair somut bir planının olmaması geliyordu.
Freedom House ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporlarına göre Ermenistan, ifade özgürlüğü, yolsuzlukla mücadele ve insan hakları gibi alanlarda ilerleme kaydetti.
Ayrıca Ermenistan ekonomisi de son yıllarda eski Sovyetler Birliği ülkeleri içinde en fazla büyüyen ülkeler arasındaydı. Ama 2020'de patlak veren koronavirüs salgını ve Karabağ Savaşıyla Ermenistan ekonomisi daraldı. Bu da ülkenin kredi notunu düşürdü.
Paşinyan ekonomik refah vaadini yerine getiremiyordu. Bu durum onu daha popülist bir siyasete sarılmaya itti. Batı onu “barış güvercini” olarak lanse etti. Ama o “yeni savaş, yeni topraklar” dedi. Böylece Ermenistan 11 Temmuz 2020’de Tovuz’a saldırdı. Paşinyan bu yöntemle iç sorunlara siyah bir örtü çekmeyi denese de başarılı olamadı.
Karabağ yaklaşık 30 yıldır Ermeni işgali altındaydı. Azerbaycan tatbikatlarını yoğunlaştırdı. Ağustos ve Eylül 2020’de Azerbaycan ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri ile ortak tatbikatlar yaptı.
27 Eylül 2020’de saat saba 6 sularında Ermenistan Azerbaycan ordusu mevzilerine ateş açtı. Azerbaycan ise karşı saldırı başlattı. Bu ikinci Karabağ Savaşı’nın başlangıcıydı.
Daha ilk günden 6 köy ve stratejik bölgeler Azerbaycan ordusu tarafından işgalden kurtarıldı. Azerbaycan 44 gün içinde işgal altındaki bütün topraklarını geri aldı. Ermenistan ordusu Kelbecer, Laçın ve Ağdam’ı terk etmek zorunda kaldı. 10 Kasım 2020’de Paşinyan, Ermenistan’ın yenilgisini kabul eden bildiriyi imzalamasıyla savaş sona erdi. Paşinyan işgali sonlandıran bildiriyi imzalamaktan başka şansının olmadığını söyledi. Yaptığı açıklamada “Çok acı verici bir anlaşma imzaladım” diyordu.
Savaşın sonlanmasıyla Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in, Paşinyan ile ilgili yaptığı konuşma büyük ilgi topladı.
Şüphesiz ki Türkiye’nin Azerbaycan’a desteği savaşın sonucunu etkiledi. Türkiye 6 milyon dolarlık askeri araç ve malzeme ithalatı ve özellikle Bayraktar TB2’lerle savaşın seyrini değiştirdi.
Türkiye’nin Azerbaycan;’a verdiği destek kadar, Rusya’nın Ermenistan’a vermediği desteğe de değinmek gerek. Ermenistan Rusya’dan umduğu ve neredeyse kesin gözüyle baktığı, hatta güvenerek savaşa girdiği desteği göremedi. Paşinyan yardım istese de Putin yardım talebini reddetti. Deyim yerindeyse Rusya Ermenistan’ı ortada bırakmıştı. Peki Rusya neden Ermenistan’ı yalnız bıraktı? Cevap basit… Putin Paşinyan’ı cezalandırmak istedi. Çünkü Paşinyan yüzünü Batı’ya dönmüştü. Bu da Putin’in affetmeyeceği bir hamleydi.
Azerbayan karşısında ağır yenilgi alması onu Karabağ’dan çekilmeye yönelik ateşkes anlaşmasını imzalamak zorunda bıraktı. Bunun üzerine halk Paşinyan’a karşı sokağa dökülerek protestolar düzenledi. Hatta idam edilmesini isteyenler bile vardı. 25 Şubat Ermeni Muhtrası ile ordu Paşinyan’ın istifasını istedi. Paşinyan’ın artık istifa etmekten başka bir seçeneği kalmamıştı. Aynı gün istifa ettiğini duyurdu.
20 Haziran 2021’de yapılan seçimlerde Paşinyan oyların yarısından fazlasını aldı. Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan ordusu karşısında aldığı büyük yenilgiye rağmen halk onu yeniden Başbakan yaptı. Ama Paşinyan artık ağırlığını kaybetmişti. Hatta alay konusu oluyordu.
Bunlardan biri de resmi açıklamalarında kullanılmak üzere iki farklı fotoğraf çektirmesiydi. Fotoğraflardan birini iyi haberlerde, diğerini ise kötü haberlerde kullanılması için çektirmişti. Olumlu haberlerde gülerken, kötü haberlerde somurturken verdiği poz kullanılıyor. Paşinyan'ın resmi siteden böyle bir yöntem kullanması ülkede gündem oldu. Çok sayıda Ermeni, Paşinyan'ın yöntemini eleştirerek alay etti.
Soykırım iddiaları nedeniyle gergin seyreden Türkiye-Ermenistan dış ilişkisinde son dönemde normalleşme adımları atıldı. Paşinyan Karabağ Savaşı’nın ardından ılımlı bir politika izleyerek sadece Türkiye ile değil Azerbaycan’la da normalleşmeye gitti. Ermeni diasporası bu adımlardan rahatsız olsa da yaklaşık iki yıldır ılımlı politika sürüyor. Bunun sonucunda, Türkiye Ermenistan arasında karşılıklı uçuşlara başlanmıştı.
Kısa bir süre önce ise bir ilk yaşandı. Paşinyan davetli olduğu Cumhurbaşkanlığı töreni için Türkiye’ye geldi. Ama törende dikkat çeken, uzun süre konuşulan ve mizahı yapılan pek çok ayrıntı vardı. Dikkati çeken ilk detay oturma planında Paşinyan’a Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev’in hemen arkasında yer verilmesiydi. Tebrikler esnasında ise Cumhurbaşkanı’nı Aliyev’in elini sıkarken Paşinyan’ın sıranın ona gelmesi için beklemesi de dikkat çekti. Bu detaylar “Türkiye kimin nerede durması gerektiğini gösteriyor” şeklinde yorumlandı.
Paşinyan’ın tavana bakarak Külliyeyi incelediği anlar da mizah konusu oldu. O anlar paylaşılarak “Paşinyan’ın Bayraktar TB2 travması var. Külliye’de İHA arıyor” denilerek paylaşıldı.
Paşinyan iktidara geldiğinde Batı onu her ne kadar barışçıl bir şekilde lanse etmeye çalışsa da gerçek bu değildi… Gazetecilik döneminde kara propaganda makinesi gibi çalışan Paşinyan, siyaset sahnesinde de aynı yöntemi kullanmaya devam etti. Aynı kara propaganda makinesi bugün hala Ermenistan’ı yönetiyor ve uluslararası arenada çalışmaya devam ediyor. Ama Paşinyan’ın benimsediği bu yöntem daha ne kadar sonuç vermeye devam edecek? Bu sorunun cevabını zamanla göreceğiz…