‘Dünyayı kadınlar kurtaracak’

Banu Özkan Tozluyurt.
Banu Özkan Tozluyurt.

Dut Ağacı romanının yazarı Banu Özkan Tozluyurt kendisi ve kitabı hakkında merak edilenlere Gzt.com aracılığıyla yanıt verdi.

Mart ayında okuyucuyla buluşan ve şimdiden üçüncü baskısını yapan Dut Ağacı kitabının yazarı Banu Özkan Tozluyurt ile harika bir söyleşi gerçekleştirdik. Banu Özkan Tozluyurt ile kadının toplumdaki yerinden Dut Ağacı’na kadar birçok konuda sohbet ettik. Başarılı yazar merak edilen “Dut Ağacı’nın devamı gelecek mi?” sorusuna da yanıt verdi.

'Kadının Adı Var' 

                                    
                                    
                                    
                                    Banu Özkan Tozluyurt'u blog yazıları, 'Kadının Adı Var' gösterisi ve 2Kadın Anadolu projesinden tanıyoruz. Peki, Banu Hanım siz kendinizi nasıl tanımlarsınız? 

  


  
İstanbul doğumluyum. İstek Vakfı Özel Belde Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri’ni bitirdim. Ortaokul yıllarında mahallemizdeki bir düğme fabrikasında delikleri kapalı çıkan düğmeleri delerek başladığım iş hayatım lise ve üniversitede ders vererek devam etti. Annemin de eğitimci olmasının da etkisi ile eğitmen ve yönetim danışmanı olarak iş hayatına devam ettim. 1996 yılından beri kişisel gelişim, yönetim kültürü, iletişim becerileri, çağrı merkezi, müşteri ilişkileri, hizmette kalite, sunum teknikleri konularında eğitimler vermekteyim. Yaşam koçluğu sertifikası sahibiyim ve bireysel koçluk yapmaktayım. Türkiye’nin ilk blog yazarlarından olup 2005 yılından bu yana Banu’nun Dünyası adlı sayfamda yazılarıma devam etmekteyim. Farklı kadın hikayelerinden derleyerek hazırladığımız “Kadının Adı Var” gösterisinin üç kadınından, iki gezgin olarak devam eden 2Kadın Anadolu’da projemizin iki kadınından biriyim. “Hayat Çocukla Güzel” adlı ilk kitabımdan sonra  “İmza Kızın”, “İmza Karın” “İmza Ben” üçlemesinin de derleyicilerindenim. Son kitabım, roman türünde, Dut Ağacı. Mart ayında okurla buluştu. Evli ve Duru adında bir kız çocuğu annesiyim. Pamuk adında bir köpeğimiz, Mia adında bir kedimiz var.
'Kadının Adı Var' Banu Özkan Tozluyurt'u blog yazıları, 'Kadının Adı Var' gösterisi ve 2Kadın Anadolu projesinden tanıyoruz. Peki, Banu Hanım siz kendinizi nasıl tanımlarsınız? İstanbul doğumluyum. İstek Vakfı Özel Belde Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri’ni bitirdim. Ortaokul yıllarında mahallemizdeki bir düğme fabrikasında delikleri kapalı çıkan düğmeleri delerek başladığım iş hayatım lise ve üniversitede ders vererek devam etti. Annemin de eğitimci olmasının da etkisi ile eğitmen ve yönetim danışmanı olarak iş hayatına devam ettim. 1996 yılından beri kişisel gelişim, yönetim kültürü, iletişim becerileri, çağrı merkezi, müşteri ilişkileri, hizmette kalite, sunum teknikleri konularında eğitimler vermekteyim. Yaşam koçluğu sertifikası sahibiyim ve bireysel koçluk yapmaktayım. Türkiye’nin ilk blog yazarlarından olup 2005 yılından bu yana Banu’nun Dünyası adlı sayfamda yazılarıma devam etmekteyim. Farklı kadın hikayelerinden derleyerek hazırladığımız “Kadının Adı Var” gösterisinin üç kadınından, iki gezgin olarak devam eden 2Kadın Anadolu’da projemizin iki kadınından biriyim. “Hayat Çocukla Güzel” adlı ilk kitabımdan sonra “İmza Kızın”, “İmza Karın” “İmza Ben” üçlemesinin de derleyicilerindenim. Son kitabım, roman türünde, Dut Ağacı. Mart ayında okurla buluştu. Evli ve Duru adında bir kız çocuğu annesiyim. Pamuk adında bir köpeğimiz, Mia adında bir kedimiz var.
“Her şey Almanya seyahatinde başladı”

                                    
                                    
                                    Blog yazmaya nasıl karar verdiniz? 2005 yılının ağustos ayında Almanya’da bir seyahatteydim. Türkiye’den yazıştığım bir arkadaşım, blog diye bir şeyden bahsetti ve kendi açtığı bloğu anlattı. O gün orada karar verdim. Ben de blog yazmalıydım. İlk yazım Almanya üzerine oldu ve tam 12 yıldır yazıyorum. Şaka bir yana 12 yıl olmuş vallahi. O gün bloğumun adını Lacivert koymuştum. Önümde lacivert bir vazo vardı, o an çok etkilenmiştim. Hiç düşünmeden öylesine geldi aklıma, bloğumun ismi. Şimdi ise banunundunyasi.com
“Her şey Almanya seyahatinde başladı” Blog yazmaya nasıl karar verdiniz? 2005 yılının ağustos ayında Almanya’da bir seyahatteydim. Türkiye’den yazıştığım bir arkadaşım, blog diye bir şeyden bahsetti ve kendi açtığı bloğu anlattı. O gün orada karar verdim. Ben de blog yazmalıydım. İlk yazım Almanya üzerine oldu ve tam 12 yıldır yazıyorum. Şaka bir yana 12 yıl olmuş vallahi. O gün bloğumun adını Lacivert koymuştum. Önümde lacivert bir vazo vardı, o an çok etkilenmiştim. Hiç düşünmeden öylesine geldi aklıma, bloğumun ismi. Şimdi ise banunundunyasi.com
“Blog yazarlığının etkisi var”

                                    
                                    
                                    
                                    Blog yazarlığından roman yazma fikrine nasıl geçtiniz?Aslında 2010 yılında çıkardığım ilk kitabım Hayat Çocukla Güzel, blog yazarlığından kitap yazarlığına geçişimin temeli. Kızımla yaptığımız aktiviteleri bloğa yazıyordum ve epey bir arşiv oluşmuştu. Daha çok insana ulaşır ümidiyle o zaman kitabı çıkarmıştım. Dut Ağacı romanımı disiplinli ve kurgu şeklinde yazmamda bloğumun etkisi var ama romana geçişim blog yazarlığı ile oldu diyemem.
“Blog yazarlığının etkisi var” Blog yazarlığından roman yazma fikrine nasıl geçtiniz?Aslında 2010 yılında çıkardığım ilk kitabım Hayat Çocukla Güzel, blog yazarlığından kitap yazarlığına geçişimin temeli. Kızımla yaptığımız aktiviteleri bloğa yazıyordum ve epey bir arşiv oluşmuştu. Daha çok insana ulaşır ümidiyle o zaman kitabı çıkarmıştım. Dut Ağacı romanımı disiplinli ve kurgu şeklinde yazmamda bloğumun etkisi var ama romana geçişim blog yazarlığı ile oldu diyemem.
Duygularını yazarak aktarıyor

                                    
                                    
                                    
                                    Dut Ağacı’nı yazmaya nasıl karar verdiniz? Ben okuma yazmayı öğrendiğimden beri duygularını yazı ile ifade eden biriyim. Küçükken anneme kızar mektup yazardım, eşime mektup yazarım… Yani yazmak en büyük tutkum. Bir roman yazma fikri, devam ettiğim bir yazarlık atölyesi ile oluştu. Orada aldığım bilgileri biriktirdim, süzdüm, hayallerimle birleştirdim ve ortaya ‘Dut Ağacı’ çıktı.
Duygularını yazarak aktarıyor Dut Ağacı’nı yazmaya nasıl karar verdiniz? Ben okuma yazmayı öğrendiğimden beri duygularını yazı ile ifade eden biriyim. Küçükken anneme kızar mektup yazardım, eşime mektup yazarım… Yani yazmak en büyük tutkum. Bir roman yazma fikri, devam ettiğim bir yazarlık atölyesi ile oluştu. Orada aldığım bilgileri biriktirdim, süzdüm, hayallerimle birleştirdim ve ortaya ‘Dut Ağacı’ çıktı.
Yaşayan bir mekan Kadıköy…

                                    
                                    
                                    
                                    'Dut Ağacı' akıcı bir dile sahip. Kitabın sayfaları arasında kaybolmak istiyorsunuz. Romanda geçen mekanların sizin hayatınızda önemli bir yeri var mı?Kadıköy’ün yeri bende çok özeldir. Genç kızlığım, arkadaşlarımla ilk buluşmalarım, kendi başıma ilk alışverişe çıkışım, Kadıköy şahittir her birine.  Evlendikten sonra mutfak alışverişi yaptığım, çarşı pazar dolaştığım yer.
Yaşayan bir mekan Kadıköy… 'Dut Ağacı' akıcı bir dile sahip. Kitabın sayfaları arasında kaybolmak istiyorsunuz. Romanda geçen mekanların sizin hayatınızda önemli bir yeri var mı?Kadıköy’ün yeri bende çok özeldir. Genç kızlığım, arkadaşlarımla ilk buluşmalarım, kendi başıma ilk alışverişe çıkışım, Kadıköy şahittir her birine. Evlendikten sonra mutfak alışverişi yaptığım, çarşı pazar dolaştığım yer.
"Anne olmaması gereken biri"

                                    
                                    
                                    
                                    Yanlış bilgi edinmediysem Nihan'la aynı üniversite de okumuşsunuz:) Nihan ve Cemile Hanım beni çok etkiledi. Bu karakterleri nasıl yorumlarsınız?Evet, İstanbul Üniversitesi. Nihan geleneğe karşı gelen, geleneksel olmamak için her şeyi yapan ama özellikle evliliğinde çok geleneksel bir son yaşayan, aslında hepimizden biri olan Türk kadını. İnatçı, hırslı, hayattan ne istediğini bildiğini sanan ama aslında kayıp bir hayat yaşamasına kendi sebep olan, ailenin küçüğü. 

  
Cemile Hanım, belki de oğlunun durumundan dolayı kendini suçlayıp, bu suçunu dinle örtmeye çalışan, sabit fikirli, gelişime, değişime kapalı bir kadın. Belki de hiç anne olmaması gereken biri.
"Anne olmaması gereken biri" Yanlış bilgi edinmediysem Nihan'la aynı üniversite de okumuşsunuz:) Nihan ve Cemile Hanım beni çok etkiledi. Bu karakterleri nasıl yorumlarsınız?Evet, İstanbul Üniversitesi. Nihan geleneğe karşı gelen, geleneksel olmamak için her şeyi yapan ama özellikle evliliğinde çok geleneksel bir son yaşayan, aslında hepimizden biri olan Türk kadını. İnatçı, hırslı, hayattan ne istediğini bildiğini sanan ama aslında kayıp bir hayat yaşamasına kendi sebep olan, ailenin küçüğü. Cemile Hanım, belki de oğlunun durumundan dolayı kendini suçlayıp, bu suçunu dinle örtmeye çalışan, sabit fikirli, gelişime, değişime kapalı bir kadın. Belki de hiç anne olmaması gereken biri.
"Hayalleri peşinde giden kadınlara ihtiyaç var"

                                    
                                    
                                    Dut Ağacı için "Tüm kız çocuklarına" ifadesine yer vermişsiniz! Bu kararı vermenizde etkili olan nedir?Bugünün kız çocukları yarının erkeklerini yetiştirecek olan kadınlar. İnanıyorum ki dünyayı kadınlar kurtaracak ve bir kadın ne kadar güçlü olursa aileler de toplum da, ülke de o kadar güçlenecek. Bu yüzden ayakları yere basan, ne istediğini bilen, hayalleri olan ve hayallerinin peşinde giden kız çocuklarına ve onları yetiştirecek kadınlara ihtiyacımız var.
"Hayalleri peşinde giden kadınlara ihtiyaç var" Dut Ağacı için "Tüm kız çocuklarına" ifadesine yer vermişsiniz! Bu kararı vermenizde etkili olan nedir?Bugünün kız çocukları yarının erkeklerini yetiştirecek olan kadınlar. İnanıyorum ki dünyayı kadınlar kurtaracak ve bir kadın ne kadar güçlü olursa aileler de toplum da, ülke de o kadar güçlenecek. Bu yüzden ayakları yere basan, ne istediğini bilen, hayalleri olan ve hayallerinin peşinde giden kız çocuklarına ve onları yetiştirecek kadınlara ihtiyacımız var.
Sürpriz!

                                    
                                    
                                    Dut Ağacı seri mi olacak? Bir sonraki kitabı ne zaman okuyacağız:) 
  
Bilmem, sürpriz.
Sürpriz! Dut Ağacı seri mi olacak? Bir sonraki kitabı ne zaman okuyacağız:) Bilmem, sürpriz.
Kitap üçüncü baskıyı yaptı

                                    
                                    
                                    
                                    Kitaba olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?Kitap, çıktığının ikinci ayında üçüncü baskıyı yaptı. Sanırım bu sorunun yanıtını bu şekilde vermiş oluyorum. Beni en çok mutlu eden, hiç tanımadığım insanların kitabı okuyup bana geri dönüp yorum yapmaları. Yazdıklarının başkalarına ilham olması, yarattığın kahramanların birilerinin hayatıyla uyum sağlaması, bunlar harika duygular.
Kitap üçüncü baskıyı yaptı Kitaba olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?Kitap, çıktığının ikinci ayında üçüncü baskıyı yaptı. Sanırım bu sorunun yanıtını bu şekilde vermiş oluyorum. Beni en çok mutlu eden, hiç tanımadığım insanların kitabı okuyup bana geri dönüp yorum yapmaları. Yazdıklarının başkalarına ilham olması, yarattığın kahramanların birilerinin hayatıyla uyum sağlaması, bunlar harika duygular.
“Sahnede hayatlarımızı paylaşıyoruz”

                                    
                                    
                                    ‘Kadının Adı Var’ projesini bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Üç kadın; Özge Uzun, Ebru Tuay ve ben sahnede deneyimlerimizi, uzmanlıklarımızı, hayatımızı paylaşıyoruz aslında. Türkiye’de kadın olmayı, çocuk gelinleri, cinsiyet eşitsizliklerini, regl olan kız çocuklarını konuşuyoruz. İstatistiksel verilere değinirken yeri geliyor vapurda bir skeç oynuyoruz ya da Mersin’deki narenciye işçisinin hayatını gözler önüne seriyoruz. Aslında sosyoekonomik durumu ne olursa olsun her kadının beklentisini konuşuyoruz. Bir buçuk saat süren gösterimiz kadın erkek herkese açık. Zaten sloganımız da Kadına ve Erkeğe Eşit Uzaklıkta İnsana Yakın Gösteri.
kadininadivar.com
“Sahnede hayatlarımızı paylaşıyoruz” ‘Kadının Adı Var’ projesini bir de sizden dinleyebilir miyiz? Üç kadın; Özge Uzun, Ebru Tuay ve ben sahnede deneyimlerimizi, uzmanlıklarımızı, hayatımızı paylaşıyoruz aslında. Türkiye’de kadın olmayı, çocuk gelinleri, cinsiyet eşitsizliklerini, regl olan kız çocuklarını konuşuyoruz. İstatistiksel verilere değinirken yeri geliyor vapurda bir skeç oynuyoruz ya da Mersin’deki narenciye işçisinin hayatını gözler önüne seriyoruz. Aslında sosyoekonomik durumu ne olursa olsun her kadının beklentisini konuşuyoruz. Bir buçuk saat süren gösterimiz kadın erkek herkese açık. Zaten sloganımız da Kadına ve Erkeğe Eşit Uzaklıkta İnsana Yakın Gösteri. kadininadivar.com
“Sokakları keşfe çıkıyoruz”

                                    
                                    
                                    Bir de 2KadınAnadolu’da var. Biraz da ondan bahseder misiniz?Yol arkadaşım Armağan Portakal ile beraber yaptığımız proje. Aslında o da bir sosyal sorumluluk projesi. Amacımız ülkemizi tanıtmak, Anadolu’yu anlatmak ve bunu İki Kadın olarak yapmak. Anadoludaki yerel hikayeleri, yemekleri, el sanatlarını Anadolu’nun zengin kültürünü yerinde görüp anlatıyoruz, videolarla gösteriyoruz. Amacımız iki kadın olarak Anadolu’da rahatça gezilebileceğini göstermek. O kadar güzel karşılanıyoruz ki ve o kadar güzel geri dönüşler alıyoruz ki, artık herkesin gittiği popüler yerler, restoranlar değil arka sokakları da keşfe çıkarıyoruz kadınları. ikikadinanadoluda.com
“Sokakları keşfe çıkıyoruz” Bir de 2KadınAnadolu’da var. Biraz da ondan bahseder misiniz?Yol arkadaşım Armağan Portakal ile beraber yaptığımız proje. Aslında o da bir sosyal sorumluluk projesi. Amacımız ülkemizi tanıtmak, Anadolu’yu anlatmak ve bunu İki Kadın olarak yapmak. Anadoludaki yerel hikayeleri, yemekleri, el sanatlarını Anadolu’nun zengin kültürünü yerinde görüp anlatıyoruz, videolarla gösteriyoruz. Amacımız iki kadın olarak Anadolu’da rahatça gezilebileceğini göstermek. O kadar güzel karşılanıyoruz ki ve o kadar güzel geri dönüşler alıyoruz ki, artık herkesin gittiği popüler yerler, restoranlar değil arka sokakları da keşfe çıkarıyoruz kadınları. ikikadinanadoluda.com
“Daha çok okuyan daha çok konuşan kadınlar”

                                    
                                    
                                    
                                    Bir anne olarak kendi ayakları üzerinde duran bir kız çocuğu yetiştirmek için sevenlerinize tavsiyeleriniz var mı? Herkes eminim kendisine göre en doğrusunu yapıyordur, haddim değil bu konuda ahkam kesmek. Sadece şunu belirtmek isterim, ayakları üzerinde bir kız çocuğu yetiştirmek için, ayakları üzerinde duran kadınlar olmamız gerekiyor. Bir kadın hayatının direksiyonunu eline alır ve bu hayatta bir şeyler üretirse, çocuklarına, kız/erkek ancak öyle rol model olur. Bunun için de daha çok okuyan, daha çok üreten, daha çok konuşan kadınlar olmak önemli.
“Daha çok okuyan daha çok konuşan kadınlar” Bir anne olarak kendi ayakları üzerinde duran bir kız çocuğu yetiştirmek için sevenlerinize tavsiyeleriniz var mı? Herkes eminim kendisine göre en doğrusunu yapıyordur, haddim değil bu konuda ahkam kesmek. Sadece şunu belirtmek isterim, ayakları üzerinde bir kız çocuğu yetiştirmek için, ayakları üzerinde duran kadınlar olmamız gerekiyor. Bir kadın hayatının direksiyonunu eline alır ve bu hayatta bir şeyler üretirse, çocuklarına, kız/erkek ancak öyle rol model olur. Bunun için de daha çok okuyan, daha çok üreten, daha çok konuşan kadınlar olmak önemli.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >