Dünyanın 'yeni küresel lideri' olmak için adımlarını hızlandırdı: 'Bir Kuşak, Bir Yol'
● Dünyada 'yeni küresel lider' olmak isteyen Çin'in 'Bir Kuşak, Bir Yol' projesi bölge adına atılmış en büyük adımlardan biri.
● Proje, 'modern İpek Yolu' olarak tanımlanırken, Asya'dan çıkan ürünlerin Anadolu ve Akdeniz üzerinden Avrupa'ya aktarılması planlanıyor.
● Jeopolitik konumundan dolayı büyük bir öneme sahip Türkiye'nin kilit rol oynayacağı bekleniyor.
● 2030’da dünya ticaretinin yüzde 50’sinin bu bölgeden yapılması öngörülüyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Donald Trump'ın, ticaret savaşında öne sürdüğü tüm taleplerini kabul edeceklerini ve yuan değerinin "mantıklı, dengeli düzeyde" tutulacağını vurgulamıştı.
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı bitiyor mu?
İki ülkenin başrolde olduğu 'ticaret savaşı'nda sular durulmuş gözükse de Pekin ve Washington arasındaki ipler iyiden iyiye gerilmiş durumda. ABD'nin ticaretle ilgili taleplerini kabul ettiğini duyuran Çin, gelecek yüzyılı hegemonyası altına almak için bir dizi faaliyetleri de elden bırakmıyor.
'Modern İpek Yolu'
Dünyadaki ekonomik dengeleri alt-üst edecek girişim geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti! Hedefine odaklanan Çin'in küresel lider olma adına attığı bu adımların 'başarıya' ulaşacağı konusunda uzmanlar neredeyse hemfikir...
'Bir Kuşak, Bir Yol' projesi nedir?
Geçtiğimiz hafta sonu Pekin'de düzenlenen 2. 'Bir Kuşak, Bir Yol' zirvesi ise bu adımların en büyüğü. 'modern İpek Yolu' diye de tanımlanan proje, dünyanın neredeyse 3'te birini kapsıyor. Yeryüzünün bugüne dek gördüğü en büyük ekonomi ve kalkınma projesi...
- Milliyet gazetesinden Verda Özer'in de dikkati çektiği 'Bir Kuşak, Bir Yol' zirvesi neleri kapsıyor? Neyi amaçlıyor? Gelin uzun yıllara yayılan ve Çin'i küresel lider yapacak projeyi yakından tanıyalım.
2049'da tamamlanması planlanıyor
Çin'den başlayıp Anadolu ve Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşmayı hedefleyen proje, 65 ülkeden geçmeyi planlıyor. Küresel hattın ise 2049'da tamamlanması öngörülüyor.
2049'da tamamlanması planlanan projeyi Verda Özer ise şöyle değerlendiriyor:
"Dünyanın ağırlık merkezi değişiyor"
"2050’den itibaren dünyanın ağırlık merkezinin sallanacağı anlamına geliyor! 21. yüzyıla şimdiden “Pasifik Yüzyılı” denilebilir. 2030’da dünya ticaretinin yüzde 50’sinin bu bölgede yoğunlaşması bekleniyor. İşte Çin de buradaki başat güç olarak öne çıkıyor. Bugün dünyanın 2. büyük ekonomisi olan Çin, daha şimdiden küreselleşmenin bayraktarlığına oynuyor. Devlet Başkanı Şi Jinping tarihi İpek Yolu’nu yeniden canlandırarak, bu vizyonu hayata döküyor."
Zirveye 100 ülke katıldı
Geçtiğimiz hafta düzenlenen zirveye 100 ülke katıldı. Avusturya, İsviçre, İtalya gibi ülkelerin yanı sıra 37 ülke ise en üst düzeyde katılım gösterdi. Katılımın bu kadar yoğun ilgiyle karşılanması ise Çin'in ABD ekonomisine rağmen küreselleşmeye öncülük ettiği yönüyle değerlendirildi.
Pasifik'te önlenemez bir ivme yakalayan Çin'in önüne taş koyan ABD Başkanı Donald Trump'ın bir süre önce 'ticaret savaşı' başlatması da Çin'in projelerini durdurmaya yetmezken, Çin yine ABD'ye aynı tavırla karşılık vermişti. İki ülke arasında bu çekişmenin son bulması adına karşılıklı adımlar 'olumlu sinyal' olarak değerlendirilse de aslında iki ülkenin birbirlerine yakınlaşmasının altında aynı sebep yatıyordu, bu politikadan iki ülke de ekonomik zarar gördü...
Türkiye önemli rol üstlenecek
Asya ve Avrupa arasındaki 'köprü' görevini gören Türkiye'nin ise projedeki rolü yadsınamaz. Peki, Türkiye'nin projeye bakışı nasıl? Verda Özer Türkiye'nin tutumunu şöyle özetledi:
"Gelelim bize... 2017’deki 'Bir Kuşak, Bir Yol' zirvesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katılmıştı. Hem dünyadaki yeni güç dengesinde Türkiye’ye şimdiden yer açmak, hem de ülkenin bu hattaki stratejik konumunu güçlendirmek için. Bu yıl ise iç siyasi gündemin yoğunluğundan olsa gerek, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan zirveye gitti.
Bu projenin Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasındaki köprü rolünü ve dünyadaki konumunu çok daha öne çıkaracağı kesin. Ne var ki o gün geldiğinde bu küresel rolü oynamaya hazır olmamız lazım. Bunun yolu da önce kendi içimizde refahı, huzuru ve güveni sağlamaktan geçiyor."