Dünya İngiltere'nin göçmenler için inşa ettiği yüzen hapishaneyi konuşuyor
İngiliz hükümeti 7 Mart'ta Manş Denizi üzerinden bot veya teknelerle ülkeye giren düzensiz göçmenleri engellemeye yönelik yasa tasarısını onayladı. Tasarının onaylanmasının ardından İngiltere’de, erkek mültecilerin barınması için hazırlanan ‘Bibby Stockholm’ adlı sığınmacı gemisinin görüntüleri tartışmaya yol açtı. Mavna ülkenin güneyindeki Portland limanına yanaştı.
Sığınmacı politikasıyla sık sık gündeme gelen İngiltere, ülkeye kaçak yollarla girmeye çalışan sığınmacıların başvuru süreçlerini denetlemek için bir yüzen hapishane inşa etti. Bu gemi süreç boyunca sığınmacıların ülkede istedikleri gibi gezmemelerini sağlamak için gözetlemeye de yarıyor.
'Bibby Stockholm' isimli mavnada 500 yetişkin erkek sığınmacı barındırılacak. Ülkeye kabul için değerlendirme süreçleri sırasında göçmenler otellerde barındırılıyordu. Hükümet, mavnanın 'önemli ölçüde daha ucuza geldiğini' söylüyor. Yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğündeki üç katlı yapı 222 odaya sahip.
İşletmeci firma tesiste, spor ve oyun salonları ile bar ve televizyonlar bulunduğu iddia ediyor. Ancak ortasındaki avlu ve soğuk görüntüsüyle birçok kullanıcı deniz aracını 'yüzen hapishaneye' benzetti.
İngiltere hükümeti başlangıçta mültecileri üç ila altı ay arasında mavnada tutmayı öngörürken, bu sürenin dokuz aya kadar uzatılabileceği de açıklandı.
Kararın ardından sığınmacıları barındıracak ‘Bibby Stockholm’ adlı geminin ülkenin güneyindeki Portland'a getirilmesinin ardından yayınlanan görüntüler viral oldu.
İnsan hakları örgütleri, uygulamayı 'insanlık dışı' olarak niteledi
Ülkede göçmen yanlısı sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütleri, sığınmacıların gemilerde barındırılmasının 'insanlık dışı' olduğunu savunuyor.
Göçmen yanlısı 50'den fazla örgüt ve kampanya, hükümetin sığınma talebinde bulunan kişileri barındırmak üzere kiraladığı 'Bibby Stockholm' gemisinin sahibi Bibby Marine şirketine açık mektup yazdı.
Mektupta, şirketin transatlantik köle ticaretiyle kanıtlanmış tarihi bağlarına değinilerek, gemide uygulanacak gözaltı benzeri koşullara işaret edildi ve şirketin kamuoyuna açık yanıt vermesi istendi.
Ada sakinlerinden bazıları güvenlikle ilgili endişelerini dile getirirken, bazıları da böyle bir yaklaşımın 'sığınmacıları hapishanede tutmakla eş değer' olduğu yorumunda bulundu.
"Bence bu yüzen hapishane"
Portland Adası sakinlerinden 72 yaşındaki Paula, hükümetin göçmen politikasını eleştirerek, "Savaştan kaçan insanlar buraya korku içinde geliyor ve biz de onları kilit altına alıyoruz. Bence bu yüzen hapishane." değerlendirmesinde bulundu.
Sığınmacılara yönelik bu yaklaşımı 'insanlık dışı' bulduğunu söyleyen Paula, "Hükümetimin diğer insanlara davranış biçiminden utanıyorum. Şu anda bu konu hakkında konuşmaktan utanıyorum." ifadelerini kullandı.
Adanın genç sakinlerinden Sofia ise İngiliz hükümetinin sığınmacılarla ilgilenmesi fikrinin hoşuna gittiğini dile getirerek, "Ancak muhtemelen bunu bir gemiyle yapmaktan daha iyi bir şekilde yapabilirler çünkü sanki burada mahkumlar gibi görünüyor." dedi.
Portland Adası'nın güvenliği konusundaki endişelerini dile getiren 72 yaşındaki Peter da "İnsanlar bir yerde yaşamak zorunda. Tek sorun, buraya tekneyle bu kadar çok insanın gelmesi ve hepsinin erkek olması. Aileler nerede? Eşler ve çocuklar nerede?" diye konuştu.
Bölge sakinlerinden Peter, Portland'ın bir ada olduğunu ve kendisinin bile burada kullandığı dile dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Hepsi bir arada aileler ve bunun gibi şeyler. Yani denizaşırı ülkelerden gelen biri için zor olur. Buradaki insanlar için de zor olur." dedi.
Portland sakinleri geminin adaya yanaşmasına itiraz etti
Ülke basınında yer alan haberlere göre, Portland sakinleri, geminin limana yerleştirilmesi sürecinde yerel topluma danışılmadığını belirtmiş ve geminin adada bulunmasına, sağlık hizmetleri gibi yerel hizmetler üzerindeki etkisinden endişe ederek karşı çıkmıştı.
Geçen hafta yapılan bir toplantıda Dorset Meclis Üyesi Laura Beddow, Portland Limanı'nın geminin yerleştirilmesi için yanlış yer olduğunu belirtmişti. Konseyin 'ciddi endişeleri' bulunduğunu dile getiren Beddow, ancak yasal süreç başlatmaları durumunda dahi bunun başarılı olma ihtimalinin düşük olduğunu söylemişti.
Sığınmacıların talepleri işleme alınırken aynı zamanda gemide konaklayacaklar
İngiltere İçişleri Bakanlığından 5 Nisan'da yapılan açıklamada, iltica sistemi üzerindeki baskıyı ve Manş Denizi üzerinden yasa dışı göçmen geçişlerindeki önemli artışın vergi mükelleflerine maliyetini azaltmak amacıyla, dev bir geminin sığınmacıların barınması için kullanılacağı duyurulmuştu.
Açıklamada, Portland Limanı'na yanaşacak ve en az 18 ay faaliyet gösterecek dev gemide, yaklaşık 500 bekar erkek sığınmacının barındırılacağı kaydedilmişti.
Sığınmacıların talepleri işleme alınırken aynı zamanda gemide konaklayacakları ifade edilen açıklamada, gemide temel ve işlevsel barınma, yemek ve sağlık hizmetinin sağlanacağı bildirilmişti.
Açıklamada, 'Bibby Stockholm' adlı geminin, sığınmacıların otellere yerleştirilmesi durumunu azaltacağına değinilerek, aynı zamanda bu uygulamanın, daha düzenli, maliyeti daha az ve sürdürülebilir bir barınma sistemi sağlayacağına işaret edilmişti.
Öte yandan, açıklamada, talepleri reddedilen ve temyiz haklarını kaybeden kişilerin İngiltere'den çıkarılacağı vurgulanmıştı.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da daha önce yaptığı açıklamada, düzensiz göçmenlerin otellerde konaklamasının vergi mükelleflerine maliyetinin günde yaklaşık 6 milyon sterlini bulduğunu ve bunun sürdürülemez olduğunu bildirmişti.