Doğayı sevin! Lavanta tarlasının gönüllü işçileri

Bütünlük açısından Türkiye'nin en büyük lavanta tarlası olduğu belirtilen Burdur'un Yeşilova ilçesindeki Akçaköy Lavanta Deresi, hasat dönemi boyunca 150 gönüllüyü ağırlıyor.

Lisinia Doğa Proje Merkezi'nin bünyesinde, tek parselde 370 dekar arazide ekimi gerçekleştirilen lavanta tarlasında yurt genelinden ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen gönüllü işçiler lavanta hasadı yapıyor.

Uçsuz bucaksız mor tarlada hasat yapmanın tadını çıkaran gönüllüler toprakla ilgilenip lavantayı ve çiçekten elde edilen ürünleri tanıma fırsatı buluyor.

Bu yıl hasat dönemi boyunca Akçaköy Lavanta Deresi'ndeki mor şöleni fotoğraflamak için bölgeye ziyaretçiler için de Ağustos sonuna kadar uygun alanlar bırakılacak.

Bölgeye gelen gönüllüler, lavanta bahçelerinde hasat yaparak deniz, kum, güneş gibi klasik tatil anlayışını yıkıp alternatif tatilin keyfini çıkarıyor.

Yılda bin gönüllü

Merkezin kurucusu Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, 10 yıldan beri gönüllülük projesini uyguladıklarını, yurt içinden ve dışından lavanta hasadı ile bağlantılı işler yapmak üzere yıllık bin kadar gönüllü ağırladıklarını söyledi.

Proje alanına gelen gönüllülerin yaban hayvanlarının bakımı, doğa eğitimi, sıfır kimyasal üretimler ve sularla ilgili projeler kapsamında geliştirilen aromatik bitki programlarına katıldıklarını anlattı.

Gönüllülerin, yılın bu döneminde özellikle lavanta hasadına katıldıklarını belirten Sarıca, "Lavanta hasadı döneminde fazlasıyla gönüllü ağırlıyoruz. Gönüllüler buraya gelerek lavanta hasadına katılıyor, lavantanın kurutulmasını ve lavanta ürünlerinin nasıl yapıldığını görüyorlar" dedi.

Sarıca, Lisinia Doğa Proje alanında gönüllülerin barınma ve yeme içme ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Bu yıl özellikle yurt dışından Avustralya, Almanya, Yeni Zelanda, Tayvan ve Çin'den gönüllüler ağırladık. Bunun yanında bu yıl ülkemizden gönüllülük faaliyetinde gözle görülür bir artış var. Özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gönüllü katılımcıların başını çekiyor. Bu sezon yurt içinden en çok İstanbul'dan gönüllü ağırladık. Biz alanımızın kapasitesine göre gönüllülerimizi sıraya koymaya çalışıyoruz. Lavanta hasadında gönüllülerimizi iki, üç günlük periyotlar halinde ayarlıyoruz. Çünkü katılımcı talebi çok fazla herkesin lavanta ve lavanta hasadını deneyimlemesini istiyoruz."

Lavantanın evrensel bir dili olduğunu vurgulayan Sarıca, dünyadaki insanların lavantaya farklı bir gözle baktığını, çiçeğin çekici bir unsur olduğuna dikkati çekti.

Sarıca, lavanta hasadının gönüllülerle birlikte 370 dekarlık alanda devam ettiğine değinerek şunları kaydetti:

"Toplamda biz 900 dekara yakın lavanta alanında çalışıyoruz. Türkiye'nin bütünsellik açısından en büyük lavanta bahçesi ve Avrupa'nın da görsellik açısından en önemli lavanta bahçelerinden biri olan 370 dekarlık bu alanda bir buçuk ay boyunca 150 kadar gönüllüyü ağırlayacağız. Tüm dünyadan ve Türkiye'den lavanta severleri buraya davet ediyorum."

"Burası çok büyük ve değerli"

İstanbul'dan gelen veterinerlik bölümü öğrencisi Gözde Erten de lavanta hasadına ilk defa katıldığını belirterek, lavanta bahçelerinin Türkiye'de başka yerlerde de bulunduğunu ancak buranın çok büyük ve değerli olduğunu söyledi.

Burdur'daki lavanta bahçelerinin tıbbi aromatik bitki üretimini yaygınlaştırmak için oluşturulduğunu ifade eden Erten, "Bu bitkilerin başında lavanta geliyor o yüzden Akçaköy Lavanta Deresi'nde gönüllü çalışmak çok değerli" diye konuştu.

İzmir'den gelen İletişim Fakültesi mezunu Minel Yörük, bir haftadır Burdur'da olduğunu söyleyerek, "Fotoğraflardan gördüğümüz, bildiğimiz lavantaları yerinde görmek, hasadını yapmak lavantadan ürünler elde etmek muhteşem bir duygu" dedi.

Toprağa ve lavantaya ait birçok şey öğrendiğini dile getiren Yörük, "Lavanta biçmeyi, onları demetlemeyi, çay yapılmasını, lavanta keselerinin yapılmasını, kreminin yapılmasını öğrendim. Bu konuda burada gönüllü çalışan herkes birbirine yardım ediyor. Burada hep birlikte mutluyuz" ifadelerini kullandı.

Ankara'dan lavanta hasadı için gelen Börte Çiçek Sipahi de iki yıldan beri gönüllülük organizasyonlarına katıldığını belirterek, "Doğa için bir şeyler yaptığımda kendimi çok iyi hissediyorum. Bu yüzden buradayım. Burası aynı zamanda görsel bir şölen. İnsanların hem gözüne hem ruhuna hitap ediyor" değerlendirmesinde bulundu.