Diyarbakır'da tarihe yolculuğun adresi: Yerleşim 8 bin yıl önce başlamış!
'Diyarbakır'ın kalbi' olarak nitelendirilen tarihi Sur ilçesinde yapılan kazı çalışmaları sonucunda Amida Höyük'te yerleşimin 8 bin yıl önce başladığı tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen kazı çalışmaları, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yürütülüyor. Yıldız, "Höyükte 8 bin yıl önce yerleşimin başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha alt seviyelerde yapılacak kazılarda yerleşim tarihi daha da geriye gidebilir" dedi.
Tarihi Sur ilçesinde bulunan ve "Diyarbakır'ın kalbi" olarak nitelendirilen Amida Höyük'te arkeolojik kazı çalışmalarının bu yılki bölümü tamamlandı.
Hurri-Mitanniler, Urartular, Persler, Romalılar, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular ve Artukluların da aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan Amida Höyük'te, Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Dicle Üniversitesi (DÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarının bu yılki bölümü tamamlandı.
Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün iş gücü katkısıyla yaklaşık 40 kişilik ekibin görev aldığı kazıda, önceden höyükte milattan önce 3-4 bin yıllarında başladığı bilinen yerleşimin daha eski olduğu belirlendi.
Prof. Dr. Yıldız, 1962 yılındaki ilk arkeolojik kazıda Artuklu hükümdarı Melik Salih Nasıreddin Mahmud (1200-1222) dönemine ait sarayın temelleri ile renkli taş ve cam küplerden oluşan mozaik süslemelerin ortaya çıkarıldığını söyledi.
Bölgenin askeri alanda yer alması ve mülkiyetinin belediyeye ait olması dolayısıyla höyükte o tarihten bu yana kazı yapılamadığını belirten Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanlığının kararıyla geçen yıl kazıya yeniden başladıklarını ifade etti.
Geçen yılki kazıda höyüğün içinden geçen bir su kanalı ve kanala ulaşan tünel tespit ettiklerini dile getiren Yıldız, bu suyun, Artuklular döneminde ünlü İslam alimi El-Cezeri'nin yaptığı sistemle Artuklu sarayına çıkarıldığını anlattı.
Artuklular döneminde bilim ve kültür merkezi olarak kullanılan sarayda El-Cezeri'nin yaklaşık 25 yıl kaldığını vurgulayan Yıldız, burada bugünkü otomasyon sistemleri, sibernetik ve robot biliminin öncü çalışmalarının gerçekleştirildiğini kaydetti.
'Cam ve taş mozaik, bölgedeki tek örnek'
Yıldız, bu yıl çalışmalarda divanhane ve kabul salonun bir kısmının ortaya çıkarıldığına dikkati çekerek, "Divanhaneyi, havuz, sebil ve mozaikli su kanalıyla ortaya çıkardık. Evliya Çelebi 1650'deki ziyaretine ilişkin divanhanenin çok süslü olduğunu ve bunların sadece Mısır'daki Kayıtbay Medresesi'nde bulunduğunu belirtmiş. Buradaki cam ve taş mozaik, bölgedeki tek örnek." ifadelerini kullandı.
'Yerleşim tarihi daha da geriye gidebilir'
Sarayın üst katmanlarında Roma, Bizans, Mervani ve Artuklulardan kalma kalıntıların bulunduğunu belirten Yıldız, şöyle konuştu:
"Daha önce burada yerleşimin milattan önce 3-4 binde olduğu biliniyordu. Neolitik döneme ait ele geçen kalıntı ve seramiklerden, höyükte yerleşimin milattan önce 6 bin yılından itibaren başladığını görüyoruz. Höyükte 8 bin yıl önce yerleşimin başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha alt seviyelerde yapılacak kazılarda yerleşim tarihi daha da geriye gidebilir."