Demokratlar bir kez daha canlı yayında kozlarını paylaştı
● ABD’de 2020’de yapılacak başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayı olmak için yarışan 12 isim CNN ve New York Times gazetesinin ortak tartışma programı için kürsüye çıktı.
● Demokrat Parti aday adaylarına moderatörlerin sorularına yanı vermek için 75 saniye verildi. Adayların birbirlerine yanıt vermeleri 45 saniye ile sınırlandırılırken, konuşmalarına açıklık kazandırma süresi 15 saniye olarak belirlendi.
● Aday adayları arasındaki yarışta ismi öne çıkan eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, Vermont Senatörü Bernie Sanders ve Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren'ın yanı sıra diğer 9 aday adayı da birçok konuda görüşlerini paylaşırken, sağlık sigortası ve Trump'ın Suriye kararı en çok konuşulan iki konu oldu.
ABD'de 2020'de yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde Demokrat aday adayı 12 isim CNN canlı yayınında kozlarını paylaştı.
Adaylara, moderatörlerin sorularına yanı vermek için 75 saniye verildi. Adayların birbirlerine yanıt vermeleri 45 saniye ile sınırlandırılırken, konuşmalarına açıklık kazandırma süresi 15 saniye olarak belirlendi. Aday adayları arasındaki tartışma yaklaşık 3 saat sürdü.
Tartışmada ağırlıklı olarak ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye’den asker çekmesi, sağlık sigortası reformu ve Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı öne çıktı.
Haber kanalı CNN ve New York Times gazetesinin ortak tartışma programı için Ohio’da kürsüye çıkan adayların ilk gündem maddesi Trump'ın azil soruşturması oldu. Diğer tartışma programları sağlık sistemi sorularıyla başlamıştı.
Programın ilk 15 dakikalık bölümünde aday adaylarından biri hariç hepsi Trump’ın azledilmesine tam destek verdi.
İlk soru Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren’a yöneltildi. ‘’Başkanlık seçimlerine bir yıl kalmışken seçmenler neden Başkan’ın kaderini tayin etmesin?’’ soruna yanıt veren Warren, "Bazı meseleler bazen siyasetin de üzerindedir ve bence azil soruşturmasıyla ilgili durum da bu. Kimse hukukun üstünde değil, buna başkan da gelecekteki başkanlar da dahil" ifadelerini kullandı.
Here's a fact check of the candidates' claims during the #DemDebate https://t.co/JepeK2gN2T
— CNN (@CNN) October 16, 2019
Sanders ve Biden da Trump'ın azledilmesinden yana
Vermont Senatörü Bernie Sanders da Demokrat’ların azil dışında bir seçeneği yok mı sorusuna, "Hayır yok. Trump bugüne kadarki en yoz başkan" dedi.
Azil soruşturmasının açılmasına neden olan Ukrayna krizinin baş aktörlerinden eski Başkan Joe Biden’dan da destek aldı. Biden, "Demokratlar’ın azil sürecini işletmekten başka seçeneği yok’" dedi.
Trump'ın azil süreci nedir?
- ABD istihbaratından adı açıklanmayan bir yetkili, Başkan Donald Trump'ın büyük bir skandala yol açtığı iddiasını ortaya atmıştı. İddialar ABD Başkanı Trump'ın Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyle ilgili.
- Beyaz Saray ve Başkan Trump Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ile yapılan telefon görüşmesinin tamamen kanunlara, yönetmeliklere ve devlet geleneklerine uygun olduğunu savunuyor.
- Ancak ABD Kongresi'nin Temsilciler Meclisi, Başkan'ın görevini kötüye kullanarak 2020 Başkanlık seçimlerindeki olası rakibi Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın soruşturulması için Ukrayna'ya baskı yaptığı şüphesiyle görevden azil sürecini başlattı.
Biden oğluna yönelik suçlamaları reddetti
Tartışmanın azil süreciyle ilgili bölümünde son soru Joe Biden’a yöneltildi. Trump’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’yle 25 Temmuz’da yaptığı telefon görüşmesinde Biden ve oğlu Hunter’ın Ukrayna’daki faaliyetlerini araştırmalarını istediği ortaya çıkmıştı. Biden’a "Bir başkanın ailesinin yabancı iş bağlantıları olması kabul edilmezken, siz başkan yardımcısıyken neden oğlunuz için kabul görsün" sorusu yöneltildi.
"Oğlum yanlış bir şey yapmadı. Ben yanlış bir şey yapmadım’’ diyen Biden, "Oğlumun açıklaması her şeyi anlatıyor diyerek" Hunter Biden’in televizyon kanalı ABC’ye verdiği mülakatı işaret etti. Joe Biden, "Trump benim peşime düştü çünkü aday olursam onu davul gibi döveceğimi biliyor" diye konuştu.
Biden, "Oğlunuza Ukrayna’da iş yapmasına izin vermekle hata mı yaptınız" sorusunaysa "Oğlumla bu konuları hiç konuşmadım. Potansiyel bir çıkar çatışması yoktu" yanıtını verdi.
Aday adayları Trump'ın Suriye kararını eleştirdi
Tartışmanın dış politika ile ilgili bölümünde ise tüm Demokratlar net bir dille ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'nin kuzeydoğusundan çekilme kararını eleştirdi.
CNN moderatörünün Türkiye ile ilgili bir sorusuna yanıt veren Biden, "asıl sorunun Türkiye olduğunu" iddia etti ve Trump'ın "Kürtlerin katledilmesine izin verdiğini" ileri sürdü.
Suriye'de YPG/PKK'ya destek veren Obama'nın yardımcılığını yapan Biden'ın, Türkiye'nin YPG/PKK'yı temizleme operasyonuna tepki göstermesi dikkati çekti.
Daha önce Beşşar Esed rejimini öven açıklamalarıyla gündeme gelen bir diğer aday adayı Hawaii vekili Tulsi Gabbard ise "Trump'ın elinde Suriye'deki Kürtlerin kanı var" sözleriyle Trump'a yüklendi.
Warren ise "Orta Doğu'dan kesinlikle çıkmalıyız ancak bunu daha akıllıca bir şekilde yapmalıyız." sözleriyle Trump'ın kararının bir bölümüne katıldığını fakat yöntemin yanlış olduğunu belirtti.
Sanders ise Türkiye'nin artık ABD'nin müttefiki olmadığını savunarak, Trump'ın "Kürtleri yüz üstü bıraktığı" görüşünü dile getirdi.
Canlı yayında ABD'deki sağlık sistemi de konuşuldu
Genel sağlık sigortası ve vergi tartışmalarında ise anketlerde Joe Biden ile başa baş giden Elizabeth Warren diğer adaylarca eleştirildi. Pete Buttigieg, Warren'ın herkes için sağlık sigortası planının daha yüksek vergi anlamına geleceğini savundu. Warren, varlıklılara daha fazla vergi getirme planını eleştirenleri, zenginleri korumakla itham etti.
🗳️ ABD’de 3 Kasım 2020’de yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde Demokratlar arasında aday adaylığı yarışı yaşanıyor.
— gzt (@gztcom) June 13, 2019
👊 Trump'ı hangi isim yenebilir?
🔗 https://t.co/C8YipFNX01 pic.twitter.com/fAHWKeMwe7
Amerika'da kürtaj karşıtı yasaların bazı eyaletlede kabul edilmesi, tartışmanın sağlık bölümünde kendine yer bulan bir başka konuydu. Kamala Harris, ''İnsanların kadınların vücutlarından ellerini çekmesi ve kadınların kendi hayatlarıyla ilgili karar vermelerine karışmamaları gerekiyor'' dedi. Harris bu konunun hiçbir tartışma programında gündeme gelmemesini de eleştirdi. Amy Klobuchar, Trump'ın aile planlaması kararlarını eleştirdi ve başkan olursa bu konuya daha fazla bütçe ayıracağı sözü verdi.
ABD'de başkan nasıl seçiliyor?
Bilinenin aksine Amerikan başkanı, teknik olarak doğrudan halk oyu ile seçilmiyor. Sandık başına giden Amerikan halkı seçiciler kurulu (“Electoral College”) denen ve sadece başkan seçmekle görevlendirilen bir meclisin delegelerini seçiyor. Aslında seçilen bu meclis tamamen sembolik bir görevi yürütüyor. Nitekim, delegeler oyları ile bağlı. Yani hangi aday için seçilmişlerse, o aday için oy kullanmak mecburiyetindeler.
“Seçici kurul”da her eyalet, 538 üyeli Amerikan Kongresine gönderdiği toplam üye kadar, seçici delege oyuna sahip. Seçim günü sayısal olarak adayların bu mecliste kazandıkları oy sayısına göre başkan belirlenmekte. Salt çoğunluk (yarının bir fazlası) oyu (270 seçici delege) kazanan aday başkan seçilmiş kabul ediliyor.
En kritik eyaletler California (55), Teksas (38), New York (29), Florida (29), Illinois (20) ve Pennsylvania (20). California, New York ve Illinois eyaletleri Demokratların, Teksas eyaleti ise Cumhuriyetçilerin kalesi olarak görülüyor.
Başkanlık yarışının sonucunu genelde, en çekişmeli seçim bölgeleri olan Ohio ve Florida belirliyor.
Sandıkta en fazla oyu alanın başkan seçilmeme olasılığı var mı?
Electoral College sistemi nedeni ile bu olasılık özellikle oy sayıları birbirine yakın çekişmeli başkanlık seçimlerinde var. Nitekim, 1876, 1888 seçimlerinde ve son olarak 2016 yılındaki başkanlık seçiminde ülke genelinde en fazla oy alan aday, electoral college’da daha az sayıda sandalye kazandığı için başkan olamadı. 2000 yılında Al Gore, ülke çapında toplam halk oyunda George W. Bush’tan yarım milyon daha fazla oy aldı;ancak Florida’da Bush’a 500 oy farkla yenildi. Bu 500 oy farkı da mahkeme kararıyla kabul edildi.
ABD'de 2016'da önemli bir sürprize imza atan Cumhuriyetçi Donald Trump, Demokrat rakibi Hillary Clinton'dan yaklaşık 200 bin daha az oy almasına rağmen, başkanlık için gereken 270 seçici kurul üye sayısını geçerek başkan oldu.
“Blue states (mavi eyaletler)”, “red states (kırmızı eyaletler)” nedir?
Amerikan siyasi geleneğinde Demokrat Partinin rengi mavidir. Cumhuriyetçi Partinin rengi ise kırmızıdır. Bütün Amerikan medyası, seçim haberlerinde Demokratların kazandığı eyaletleri haritada mavi renkle, Cumhuriyetçilerin kazandıkları eyaletleri ise kırmızı renkle boyar.
Bu nedenle, uzun süredir Demokrat Partinin kazandığı eyaletler, Demokratların kalesi anlamında “blue states” ifadesiyle, Cumhuriyetçi Partinin kazandığı eyaletler ise “red states” ifadesiyle anılıyor. Bu iki parti arasında gidip gelen eyaletlere ise “swing states (değişken eyaletler)” deniyor.