Danıştay'ın kararının ardından Ayasofya nasıl olacak?
10 Temmuz'da Danıştay kararıyla Ayasofya ibadete açıldı. Ayasofya'nın bu kararın ardından nasıl olacağı büyük bir merak konusu oldu. Fresklerin kapatılması, UNESCO ve başka ülkelerin tepkileri, imamı gibi bir çok konu ele alınıyor.
Tarihi kararın ardından Ayasofya ile ilgili bir çok konu sorgulanmaya başladı.
'Ayasofya’da geri adım olmaz'
Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi'nin köşe yazısına göre;
Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması, dış politikaya yeni bir dosya ekledi. İslam dünyasından destek gelirken, başını Yunanistan’ın çektiği bazı ülkeler ise beklendiği gibi karara tepki gösterdi. O nedenle öncelikle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile konuştum, Ayasofya kararına yönelik tepkileri sordum.
Çavuşoğlu çok keskin bir çizgi ile ayırdı.
“Ayasofya Camisi, 1462’de cami olarak vakfedilmiştir ve buna uygun olarak cami olarak kullanılmalıdır. Bu konuda ‘Ayasofya açılsın’, ‘Açılmasın’ gibi görüşlere saygımız var. İnsanlar olumlu-olumsuz görüş bildirebilirler. Herkesin görüşüne katılmasak da saygı duyarız. Ama Türkiye’nin egemenlik haklarına müdahale edici şekilde yapılan açıklamaları ve yorumları da şiddetle reddediyoruz” dedi.
Yunanistan'a tepki gösterdi
Türkiye’nin hükümranlık haklarına müdahale edici açıklamalar yoğunlukla Yunanistan’dan geliyor. Çavuşoğlu’na Yunanistan tarafından yapılan açıklamaları sordum.
“Yunanistan şu anda Avrupa’da başkentinde cami olmayan tek ülke. Ülkenin ikinci büyük şehri olan Selanik’te de sürekli açık bir cami yok. Diğer taraftan Lozan Antlaşması’na rağmen Batı Trakya’daki Müslümanlara yaptığı zulüm ortada. Yunanistan bu konuda dünyada en son konuşacak ülke” diye konuştu.
Yunanistan’ın tepkisi sürpriz değil. Ama Yunanlılar biraz çizmeyi aşmaya ve Ankara’nın sabrını zorlamaya başlamış.
UNESCO'nun tepkisi yerinde mi?
Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararına bir tepki de UNESCO’dan geldi. Ayasofya, Dünya Kültür Mirası’nda yer aldığı için Çavuşoğlu’na UNESCO’nun tepkisinin ne anlama geldiğini sordum.
“UNESCO’dan ‘Cami olmasına karar verilmeden önce bize bilgi verilmedi veya danışılmadı’ anlamına gelecek yorumlar yapılıyor. Bu doğru değil. UNESCO’ya cami olarak faaliyete geçeceği konusunda bir bilgilendirmede bulunmak zorunda değiliz. Cami olarak açılma konusunu UNESCO’ya soracak değiliz. UNESCO’nun ilgili sözleşmesine baktığımız zaman zaten onunla da çelişmiyor. UNESCO sözleşmesine baktığımız zaman kültür mirasına dahil edilen bir eserin öyle veya böyle kullanılması konusunda UNESCO’nun görüşünü almak şart değil. Öyle bir zorunluluk yok. Ama içeride yapılacak çalışmaların dünya kültür mirasına girerken istenen kriterlere halel getirmeyeceğini anlatacağız.”
Dünya Kültür Mirası'na uygun olarak korunacak
UNESCO’nun sormadığı soruyu Çavuşoğlu’na ben sordum. Peki, Ayasofya’yı camiye dönüştürürken Dünya Kültür Mirası’na aykırı düzenlemeler yapacak mıyız?
Dışişleri Bakanı net konuştu. “Hayır. Hiçbir zaman dünya kültür mirasına aykırı bir iş yapmadık. Ayasofya, 481 sene cami olarak hizmet etmiştir. O dönemde nasıl korunduysa, ondan sonraki dönemde de nasıl korunduysa ve bugüne kadar geldiyse, bundan sonra aynı şekilde korunacak” diye güvence verdi.
Geri adım yok
Ayasofya konusunda Batı dünyasından ya da Kiliseler Birliği’nden tepkiler geldi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na “Bu tepkiler Türkiye’ye geri adım attırır mı?” diye sordum.
“Yok, artık bu konuda bir geri adım atmak söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız Rusya Devlet Başkanı Putin’le de görüştü bu konuyu. Şu anda herkes ‘Kararınıza saygı duyuyoruz ama kültürel miras korunsun’ deme noktasına geldi. Daha önce başka türlü yorum yapanlar, ‘Cami olarak açılmasın’ diyenler de şimdi bunu demeye başladı. Yunanistan gibi hazımsız olan bazı ülkeler halen bunun tersini savunuyor ama bu konuda artık geri adım atmak olmaz” diye karşılık verdi. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından, hem Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile yaptığım görüşmeden çıkardığım sonuç: En ufak bir geri adım söz konusu değil. Akıllardan dahi geçmiyor.
Çavuşoğlu: Ayasofya ziyarete açık olacak
Ayasofya cami olacak ama ziyareti açık olacak mı? Bizim aklımıza hiç gelmeyen bir soru bu. Çünkü bizim tarihi camilerimiz açık. Belli ki Hıristiyan dünyasının bir kısmında böyle bir kaygı oluşmuş. Çavuşoğlu, “Ayasofya ziyarete açılacak” dedi. Ardından ekledi: “Hem de ücretsiz olarak ziyaret edilecek.”
İşte Dışişleri Bakanının sözleri: “Aynı zamanda şu da unutulmasın, burası ziyarete açık olacak. Cami olarak ne zaman ibadet edilecek, ne zaman ziyarete açılacak bu belirlenecek. Ama burayı ziyaret etmek isteyen herkes gelecek. Ha bundan sonra nedir, geçmişte burası parayla ziyaret ediliyordu. Müslüman olsun, Hıristiyan ya da başka bir dine mensup olsun, inanan inanmayan görmek isteyen herkes ücretsiz bir şekilde burayı ziyaret edecek. Burası ciddi bir gelir kaynağıydı. Şimdi herkes ücret ödemeden ziyaret edebilecek.”
İslam dünyasından destek var
Hep tepkileri konuştuk. Peki, Ayasofya kararına destek geliyor mu?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Dünyanın her yerinden destek açıklamaları var. İslam dünyasından destek veren açıklamalar var. Ümmetten çok güçlü destek açıklamaları var. Olumsuz şeyler bizde de ön plana çıkarıldığı için destek açıklamaları biraz geri planda kalmış olabilir ama çok destek açıklamaları var” dedi. Çavuşoğlu’nun önünde duran listeye göre Malezya, Katar, İran, Pakistan, Umman, Filistin, TOGO ve KKTC’den destek, Almanya, Portekiz ve Tayland’daki İslam topluluklarından da mesajlar gelmiş.
- Ayasofya'nın ilk imamı
- 24 Temmuz’da ilk namazın kılınacağı Ayasofya Camii’nin imam ve müezzinleri belli olmaya başladı. Edinilen bilgilere göre, 86 yıl sonra kapılarını cami olarak cemaate açacak olan Ayasofya’ya ilk imam olarak Ferruh Muştuer, müezzin olarak da Alpcan Çelik’in görevlendirilmesi bekleniyor. 2015 Dünya Kur’anı Kerim okuma birincisi olan hafızMuştuer, Ayasofya’da daha önceFetih Suresi okumuştu.
- İlk müezzin olarak görev almasıbeklenen müezzin Alpcan Çelik deSelimiye Camii imamı olarakgörev yapıyor. Müezzin Çelik’in de Kur’an tilavetinde dünya birinciliği bulunuyor. 27 yaşındaki Çelik, Selimiye’de görevine başlamadan önce duygu dolu bir anısını şöyle anlatmıştı: “Selimiye’de çalışmaya başlamadan 4 yıl önce, buraya gelip içeriye girmiştim; ‘Rabbim belki bize bir ezan okumayı bize nasip eder, lütfeder’ diye dua etmiştim. Ettiğim o dua gerçekleşti. O duanınneticesinde Rabbim bize hemimamlık hem de müezzinlik nasipetti.”
Ayasofya'da lazer ışık olmayacak
Habertürk'ten Kübra Par'ın köşe yazısına göre;
Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılmasının ardından dün iki farklı endişe gündeme taşındı:
- -İkonalar namaz saatlerinde lazer ışığıyla kapatılacak ve bu durum binlerce yıldır özenle korunan fresklere zarar verecek.
- -Ayasofya’nın işletme ihalesini kazanan İsviçreli şirketi SICPA’nın sözleşme gereği 7 yıl daha süresi var, bu şirkete büyük bir tazminat ödenecek.
Özellikle ilk iddia beni de endişelendirdi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u arayıp sordum.
Lazer kullanılacağı ya da ışıkla karartılacağı iddiasını kesin bir dille yalanladı. “Lazer veya ışıkla ilgili bir çalışma Bakanlığımızın gündeminde hiç olmadı. Bundan sonra da olmayacak. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz Bey’in de içinde olduğu bir ekibin görüşlerini alarak hareket ediyoruz. UNESCO’yu bu süreçte kesinlikle baypas etmiyoruz. Tüm uzmanların görüşünü alıyoruz” dedi.
Peki perdeyle mi kapatılacak? Bakan Ersoy sürprizi bozmamak için kesin bir açıklama yapmadı, “24’ünü bekleyin. Fakat şu kesin, ne lazer ne ışık olacak, bu net” diye yanıt verdi.
İsviçreli firmaya tazminat da yok
İsviçreli gişe işletme şirketine tazminat ödeneceği haberlerinin de tamamen asılsız dedikodu olduğunu söyledi.
“İsviçreli firma ile yaptığımız anlaşmanın tek başına Ayasofya ile bir ilgisi yok. 300’den fazla müze ve ören yerimiz var. Bunlardan 60 küsuru için kapıdaki gişenin işletme hakkı ihale edilmiş. Benim bakanlığımdan önce yapılmış bir anlaşma ama sıkıntılı bir durum yok. Bazı müzelerin kapanması olağan bir durumdur. Bugün burayı işletirler yarın başka bir adres gösteririz. Tazminat ödenmesi söz konusu değil. Ayrıca Ayasofya’nın geliri sanki bu firmaya veriliyormuş gibi yanlış bir algı var. Böyle bir şey de yok. Onlar sadece kapıdaki gişeleri işletiyorlar. Gelirden küçük bir oran alıyorlar. Ayasofya’nın işletmesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetiminde. Bilet fiyatına dahi karışamaz bu firma” diye anlattı.