Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na "kaçtın gittin"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kastamonu'da AK Parti Kastamonu İl kongresinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na yüklendiği konuşmasında "Sen öyle bir tipsin ki orada on binleri görüyorsun, tankların sorumlularıyla ekibin görüşüyor, anlaşıyor. Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun. Bu karakter meselesi. Bu cibiliyet meselesi. Bir de 'Darbe olsa karşısına dikilirim' diyorsun. Sevsinler... İspatı ortada, kaçtın gittin." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kastamonu İl kongresinde konuşuyor.
Bedelini ödüyorlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada, "Makam mevki hepsi geçici... Düşünün ne olacak 2 metreküplük bir yere bizi gömecekler. Ölümden kaçmak var mı?" dedi.
"İnşallah bundan sonrada beraber yürüyeceğiz"
Türkiye 2019'da yeni bir döneme girecek. Çanakkale'den Kurtuluş Savaşı'na kadar hep en önde yer aldı. Hep bu yolda beraber yürüdük, İnşallah bundan sonrada beraber yürüyeceğiz. Kastamonu'nun türkülerine baktığınızda kahramanlıkların anlatıldığını görüyoruz.
Bugün de geçmişte olduğu gibi aynı mücadeleyi veriyoruz.
"Ana muhalefetin başındaki zatın hainlerin yanında durduğunu görüyoruz"
Ana muhalefetin başındaki zatın 15 Temmuz şehitlerinin yanında değil de onları şehit eden hainlerin yanında durduğunu görüyoruz.Ya sen ne cins bir adamsın. Sen benim şehitlerimin gazilerimin yakınlarını düşünmüyorsun.
"Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun"
Ana muhalefetin başındaki zatın 15 Temmuz şehitlerinin yanında değil de onları şehit eden hainlerin yanında durduğunu görüyoruz. Tek tip elbise ile ilgili 'Onların yakınları yok mu, üzülmeyecekler mi' diyor. Ya sen ne cins adamsın be! Sen benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun. 'Onların acaba yakınları, kardeşleri şehit olduğu zaman ne yaptılar' diye soruyor musun? Niye düşünsün ki, havalimanına gelip Bakırköy'deki belediye başkanının evinde istirahate çekilip televizyondaki darbeyi seyreden bir adamdan başka ne bekleyebilirsin ki. Utanmadan 'Cumhurbaşkanı bana haber verseydi beklerdim' diyor. Ben haberi tüm milletime verdim. Biz telefonlarla haberi verdiğimizde on binler, yüz binler meydanlara yürüdü. İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğim zaman on binler oradaydı. Ama sen öyle bir tipsin ki orada on binleri görüyorsun, tankların sorumlularıyla ekibin görüşüyor, anlaşıyor. Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun. Bu karakter meselesi. Bu cibiliyet meselesi. Bir de 'Darbe olsa karşısına dikilirim' diyorsun. Sevsinler... İspatı ortada, kaçtın gittin.
"Hep fitnenin peşinde oldu"
Milletim seni iyi tanıyor. Nasıl yalancı olduğunu da çok iyi biliyor. Bu kişi hayatının hiçbir döneminde milletimizin, devletimizin hakkını hukukunu savunmamıştır. Hep fitnenin, ayrıştırmanın peşinde olmuştur. Tüm terör örgütlerine destek vermiştir. PKK'nın destek verdikleriyle kol kola yürüyen kişi değil mi? Onlar destek verdi, güya Hakkari'de miting yaptı. Bu iş yürek işi. Bu öyle lafla yürümüyor.
Biz bu noktaya 40 yıllık bir siyasi mücadele ile geldik. Bay kemal gibi gökten zembille inmedik. Öyle kasetle, CD ile gelmedik.
"Dün zalimin adı DEAŞ'tı, bugün zalimin adı YPG/PYD'dir"
Madem Suriye'de her şey güllük gülistanlık, 3 milyonun üzerinde insan niye bizim topraklarımızda yaşamaya devam ediyor? Çünkü biz de, bu insanlar da biliyor ki sınırın öte tarafında sadece örgüt isimleri, sadece örgüt işaretleri değişiyor, zulüm baki. Dün zalimin adı rejimdi, dün zalimin adı DEAŞ'tı, bugün zalimin adı YPG/PYD'dir. Biz DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacak ve mutlaka sınırlarımızın ötesini güvenli hale getireceğiz.
"Dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz"
Darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra çıkardığımız KHK'da kamu görevlilerinin aldığı kararlar ve eylemlerinin sorumluluk doğurmayacağı hükmünü getirmişiz. Üstelik bu kararname Meclis'te de görüşülerek yasalaşmıştı. Yani tüm vekillerin haberi var. Aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz'da cesaretle darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlar için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Nedense büyük bir gürültü koparılmaya başladı. Bana göre büyük değil. Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz. Özellikle CHP'nin bazı milletvekilleri her türlü terbiye ve haysiyet sınırını aşan cümlelerle güya hükümete ama aslında millete hakaret etmeye başladı. Hele Muğla Milletvekili var ki, terbiyesiz, ahlaksız ifadelerle benim milletime saldırmıştır.