Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizim andımız İstiklal Marşımızdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, GZT'nin ana medya sponsoru olduğu Türkiye Gençlik Zirvesi'de açıklamalarda bulundu. Erdoğan: "Bizim andımız İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımızdan daha güzel bir ant olabilir mi? Bu metin Türkiye'de ezanı Türkçe okutmak isteyenlerin metnidir, bizim andımız istiklal marşıdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Zirvesi'de açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Türkiye Gençlik Zirvesi'nin başarılarla dolu olmasını temenni ediyorum. Türkiye gençlik sivil toplum kuruluşları kuruluşunu, böylesine anlamı bir zirveye öncülük ettiği için tebrik ediyorum. Her kurumun gençlikle ilgili görevleri vardır. Tabi bu durum gençlik politikalarını takip edebileceğimiz yapılar oluşturmamıza mani değildir. Bu sebeple, Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarından birisinde gençlerle ilgili alt çalışma grubu oluşturulmasını gündemimize alabiliriz. Böylece bu müjdeyi gençlerimizle paylaşmış olalım.
Türkiye Gençlik Profili Araştırması
Bu zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen kurumlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Siz değerli gençlere de şükranlarımı sunuyorum. Zirvenin gençliğe yönelik çalışma yürüten STK'lar arasındaki işbirliğini güçlendireceğine inanıyorum. Devletin de toplumun da STK'nın asli görevi gençliği tanımlamaktan ziyade, tanımaya, anlamaya, onlarla empati kurmaya çalışmaktır. Kendi alanında özgün bir çalışma olan Türkiye Gençlik Profili Araştırması'nın ilgililerle paylaşılmasını son derece önemli görüyorum.
"Gençler tarafından düzenlenen etkinliklere hep özen gösterdim"
8 bin genç ile yapılan araştırmanın çıktılarının, gönüllü kurumlarımız başta olmak üzere üniversitelerimiz ve ailelerimiz için yol gösterici olmasını diliyorum. İçerik ve yöntem itibariyle bu çalışma imza atan akademisyenlere, gençlerimize teşekkür ediyorum. Araştırma sonuçları da gösteriyor ki gençlerimizle sürekli yüz yüze görüşmemiz, konuşmamız, birbirimizi anlamaya çalışmamız şart. Cumhurbaşkanı olarak işte bu sebeple gençler tarafından düzenlenen etkinliklere hep özen gösterdim. Özel bir önem verdim, vermeye de devam ediyorum.
"Gençlerin gerisinde kalan değil, onların önünü açan"
Gençlerimizin gelecekleriyle ilgili endişelerini ortadan kaldıracak ve beklentilerini karşılayacak politikalar geliştirmek bizim en başta gelen görevimizdir. Dünyanın hızla değiştiği bir dönemde gençlerimize yönelik çalışmalarımızın sabit kalması düşünülemez. Gençlerin gerisinde kalan değil, onların önünü açan, rota çizen bir anlayışla çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Hem devleti yönetenler olarak bizim, hem gençlere dair hassasiyeti olan STK'larımızın bu noktada sorumluluğu bellidir. Hepimizin ortak sorumluluğu gençlerimizin, terör, şiddet, uyuşturucu bataklığına düşmeyecekleri biz zemini birlikte hazırlamaktır.
Türkiye dünyanın en şanslı ülkelerinden biri
Gençlerimizi formatlamanın, belli kalıplara mahkum etmenin değil, ideallerinin önündeki engelleri kaldırmanın çabası içinde olacağız. Yasaklarla çevreleme değil, alabildiğine genişletmeyi hedefliyoruz. Toplan nüfusunun 4'te 1'inden fazlası 15-30 yaş arası gençlerden oluşan Türkiye, bu bakımdan dünyanın en şanslı ülkelerinden biridir.
"Oxford'u getirdik de gitmedik mi?"
"Harçları biz kaldırdık"
Sokaklara dökülüp gösteriler yapanlar... Neydi bu? Harç. Biz kaldırdık ya, biz kaldırdık. Hem bu meselenin marjinal örgütler tarafından istismar edilmesinin önüne geçtik, hem de gençlerimizin ve ailelerinin omuzlarından önemli bir yükü almış olduk. Ama ne yaparsan yap. Bunlar bir gün geçiyor unutuluyor. Ama bunlar yapıldı bu ülkede. Lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde öğrenim gören gençlerimizin burs imkanlarını geliştirdik. 16 yıl önce 45 liracık burs kredi veriliyordu. Biz bunu şimdi şu anda Ocak ayından itibaren lisans öğrencilerinin eline 500 lira geçecek, yüksek lisans öğrencilerine 1000 lira verilecek, doktora öğrencilerine 1500 lira ödenmeye başlanacak.
"İlla burs" Neden burs?
Katsayı sorunu
Katsayı sorunu bunlardan biridir... Bunlardan biri de oğlum. Hep katsayı kurbanı olmuşlardır. Bu problemi kökten çözerek ülkenin tüm evlatlarının üniversiteye girebilmelerini biz sağladık. Aynı şekilde kılık kıyafet meselesini çözerek, üniversite kapılarındaki utanç sahnelerine biz son verdik. Kamuda başörtüsü sorununu ortadan kaldırarak gençlerimizin hiçbir engelle karşılaşmamalarını garanti altına aldık.
Başı açık-kapalı diye ayrım var mı?
Şu anda silahlı kuvvetler hariç, emniyet teşkilatı da dahil başı açık-kapalı diye ayrım var mı? Yok. Siyasette, bürokraside gençlerimize daha fazla görev vererek sizlere olan güvenimizin sadece sözde olmadığını gösterdik. Bugün hem Meclis'te hem partimizde hem kabinemizde gençlerimiz çok önemli sorumluluklar üstleniyor. Biz geldik, seçme yaşı neydi? 18. Seçilme, 30. Dedik ki seçme aslında zor mu kolay mı diye baktığımızda, zor. Seçilme; kolay. Niye? Bir tane siyasi lider dedi ki, 'Taksim meydanına dört ayaklı koysam seçtiririm' dedi. Düşünebiliyor musunuz? niye? Kolay olduğu için. Ama seçme zor, ayıklayacaksın. İşte biz dedik ki, seçme ve seçilmeyi ilk etapta 25'e indirdik, ardından 18'e indirdik. Şimdi seçme-seçilme 18. Bu nedir? Ben gencime güveniyorum, gencime inanıyorum.
"Bu bizim için bir ufuktur"
Ve aynı zamanda biz bir şeyi görmemiz lazım. İnsanlar ya tarih bilmiyorlar, bilmiyorlarsa öğrenecekler. Bir Fatih... Bakınız nereden nereye? Öyle bir deha, babası ona 13-14 yaşında padişahlığı vermek istedi. O önce babasından bu görevi aldı, aldıktan sonra 'madem ki ben padişahım, şimdi size emrediyorum gelin devletinizin başına geçin' diyor. Ama yaş geliyor 19-20'ye bu defa bir devri kapatıyor, bir devri açıyor.
Demek ki tarihimizde bu olduğuna göre, bu bizim için bir ufuktur. Öyleyse bizim de şimdi orayı hedeflememiz lazım. Buna göre bizim de yürümemiz lazım.
"Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan"
Az önce başarılı projelere imza atan gençlerimizi gördük. Önünü açacaksın, hedef göstereceksin. Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Gençlerimiz geçmişe göre bugün her alanda kendilerini hissettiriyor. Önümüzdeki dönemde gençlerimizin adını daha çok duyacak, gençlerimizin başarılarını inşallah konuşacağız.
- Bunu da daha çok demokrasiyle, özgürlükle, daha fazla yatırımla gerçekleştireceğiz. Bu hedefe, "gelenin keyfi için geçmişe sövme" ilkesizliğine kapılmadan, tarihimize, değerlerimize daha sıkı sarılarak ulaşacağız. Şanlı geçmişimizden ders çıkararak, ecdadımızın bıraktığı mirastan ilham, cesaret alarak istikbalimizi inşa edeceğiz.
- Her şeyden önce bir daha hiç kimsenin siyasi hırsları uğruna, bu ülkenin gençlerini kardeş kavgasına sürüklemesine izin vermeyeceğiz.
Danıştayın andımız kararı
"Biz değerlerimiz noktasında ne Akif'i bunlarla paylaşırız, ne İstiklal Marşımızı"
Gazeteci kılıklı provoktörler yıllardır biriktirdikleri kin ve nefreti kusmaya başladı. Hatta cübbelerini kiraya veren sözde hukukçuların Türkçe ezan zulmünü tekrar dillendirdiklerini şahit oldum. Ana muhalefet partisi de iyice şirazeden çıktı. Çıkmış televizyon kanallarından bir tanesinde diyor ki 'O diyor İstiklal Marşını bile bilmez' diyor. Bunu meydanlarda sürekli okudum. Şimdi tekrar okumaya gidersek, der ki 'bak okuttum' çok zavallı bunlar. Hatta kendisi bir keresinde öyle bir yanlışa düştü ki, rezil etti. Şimdi biz değerlerimiz noktasında ne Akif'i bunlarla paylaşırız, ne İstiklal Marşımızı.
Ülkemizde zamana değişime, hayata ve dünyanın gerçeklerine karşı direnmeyi çağdaşlık zanneden fosilleşmiş bir zihniyet vardır. Bugün de var. Atatürk'ün resmini kaldıran kim? İnönü. Posta pulları üzerinden Atatürk'ün resmini kaldıranlar yine bunlar. Okullarda Atatürk posterini kaldıran yine bunlar. Bay Kemal sen bunları bilmiyor musun yahu? Öğren bunları öğren. Hele hele kemalistim diye geçinen gençler var ya bunları bilmeleri lazım. Madem Kemalistsiniz gelin bu işe sahip çıkın.
Geçenlerde köşebaşı kalemşörlerinden bir bayan, onlara bir şeyler anlatıyor. 'Camileri ahır yapmışız' Yapmadınız mı ya? Sadece şu Fatih Suriçi'nde yüzlerce mescidi kapatarak bunlar ahır haline getirmişlerdir. Ben İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım. Gayet iyi bilirim. Biz bir çoğunu yeniden ayağa kaldırıyoruz. Bunları yapan sizsiniz.
"Çevreci biziz"
İstanbul'a belediye başkanlığım döneminde yetişmiş 1 milyon 200 bin civarında ağaç diktim. Fidanlar hariç onları karıştırmıyorum. Öyle orta koridorlarda, şu anda yetişmiş çınarlar fakirin başkanlığı dönemindeki eserlerdir. Benden sonraki arkadaşlar da milyonlarca İstanbul'a, milyonlarca ağacı dikti. Biz ülkesinde ağaç kesenlerden olmadık, ağaç dikenlerden olduk. Çevreci biziz.