Çöl sıcağında pedal çevirerek imkansız denileni başardı
Çöl sıcağında pedal çevirerek imkansız denileni başardı.
Gazeteci ve belgesel programcısı Hasan Söylemez, dünyanın en büyük sıcak çölü Sahra'yı 42 günde bisikletiyle geçti.
Fas'tan ocak ayında tek başına başlayarak Afrika kıtasında bulunan 6 ada ülke dahil bütün ülkelerde (54 ülke) yaklaşık 60 bin kilometre pedal çevirip, belgesel çekmek üzere yola çıkan gazeteci ve belgesel programcısı Hasan Söylemez, Delta Bisiklet'in ana sponsorluğunda ve Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) diplomatik desteğiyle en az üç yıl sürecek yolculuğu kapsamında, Sahra Çölü'nü geçti.
"İnsan çölde çok uzun süre yalnız kalınca ya derviş oluyor ya da kafayı yiyor"
Hasan Söylemez, yaptığı açıklamada, çöl yolculuğunda özellikle son haftanın zorlu geçtiğini belirterek, "İnsanın aşkla tutunduğu bir hayali, gayesi olmasa, çölde bu kadar uzun süre bisikletle yolculuk yapmak katlanılacak gibi değil. Afrika yolculuğumda bu güzergahı geçmek zorundaydım. Başka alternatif yol yoktu. Bazen sinirlerim altüst oldu. İnsan çölde çok uzun süre yalnız kalınca ya derviş oluyor ya da kafayı yiyor. Çok şükür kafayı yemedim ama sabır eşiğimi sonuna kadar zorladım." ifadelerini kullandı.
"Sürekli ufukta bir şey çıkacak umuduyla bakıyorsun ama yok, karşına hiçbir şey çıkmıyor." diyen Söylemez, şöyle devam etti:
"Her an akrep ya da akrebe benzeyen dev sarı örümcekler çıkabiliyordu"
"Eğer açlık ve susuzluk varsa işte o zaman serap görmeye başlıyorsun. Yoldan geçen tek tük arabalar dışında hiçbir şey yok. Duyduğum tek ses, rüzgar, bisiklet zinciri ve tekerin asfaltı ezerken çıkardığı lastik sesiydi. Bazen avazım çıktığı kadar bağırıyordum ama onu bile duymuyordum. Rüzgar resmen sesimi çalıp götürüyordu. Özellikle son hafta işkence gibiydi. Dünyada en seyrek insan görülen bölgelerden geçiyordum. Bırakın insanı, geçtiğim bazı yerlerde ölmüş deve ve eşek leşleri gördüm. Bu leşleri yemeye gelen böcek bile yoktu. Güneş altında sıcaktan eriyerek kuma karışıyorlardı. Bazı yerlerde ise tam tersi, mola verdiğim vakitler asfaltın üzerinden ayrılmaya bile cesaret edemiyordum. Çünkü her an akrep ya da akrebe benzeyen dev sarı örümcekler çıkabiliyordu."
"Bir an önce kurtulmayı diliyordum"
Yolculuğu sırasında kum fırtınası ve rüzgarla boğuştuğunu anlatan Söylemez, Moritanya'da rüzgarın hep karşıdan estiğini anlattı.
Bazı zamanlar bezdiğini ve kameranın kayıt tuşuna basmaya bile üşendiğini dile getiren Söylemez, "Bir an önce kurtulmayı diliyordum. Azim ve inançla yolculuğun en zor kısımlarından birini geçmeyi başardım ve Moritanya'nın başkenti Nouakchott'a ulaştım. Burada en az 20 gün kalıp hem dinleneceğim, hem de 'Hayallere Yolculuk' belgeselinin birinci bölüm montajını yapacağım. Ardından Senegal ve diğer ülkelere doğru yolculuğa devam edeceğim." değerlendirmesinde bulundu.
Yolculuğu ile Afrika'nın "hayal arşivi"ni oluşturmayı amaçlayan Hasan Söylemez, yolda karşılaştığı Afrikalılara "En büyük hayalin ne?" diye soruyor. Anlatılan hayaller ile dünya devletlerinin, politikacıların, sanatçıların, sivil toplum ve yardım kuruluşlarının, akademisyenlerin, dikkatini çekerek Afrika'ya farklı bir açıdan bakılmasını sağlamayı ve oradaki insanların sesini duyurmayı hedefleyen Söylemez, daha önce de Türkiye'yi yanına hiç para almadan bisikletle sekiz ay boyunca 10 bin kilometre yol kat ederek dolaşmış
"İnsan çölde çok uzun süre yalnız kalınca ya derviş oluyor ya da kafayı yiyor"
Hasan Söylemez, yaptığı açıklamada, çöl yolculuğunda özellikle son haftanın zorlu geçtiğini belirterek, "İnsanın aşkla tutunduğu bir hayali, gayesi olmasa, çölde bu kadar uzun süre bisikletle yolculuk yapmak katlanılacak gibi değil. Afrika yolculuğumda bu güzergahı geçmek zorundaydım. Başka alternatif yol yoktu. Bazen sinirlerim altüst oldu. İnsan çölde çok uzun süre yalnız kalınca ya derviş oluyor ya da kafayı yiyor. Çok şükür kafayı yemedim ama sabır eşiğimi sonuna kadar zorladım." ifadelerini kullandı.
"Sürekli ufukta bir şey çıkacak umuduyla bakıyorsun ama yok, karşına hiçbir şey çıkmıyor." diyen Söylemez, şöyle devam etti:
"Her an akrep ya da akrebe benzeyen dev sarı örümcekler çıkabiliyordu"
"Eğer açlık ve susuzluk varsa işte o zaman serap görmeye başlıyorsun. Yoldan geçen tek tük arabalar dışında hiçbir şey yok. Duyduğum tek ses, rüzgar, bisiklet zinciri ve tekerin asfaltı ezerken çıkardığı lastik sesiydi. Bazen avazım çıktığı kadar bağırıyordum ama onu bile duymuyordum. Rüzgar resmen sesimi çalıp götürüyordu. Özellikle son hafta işkence gibiydi. Dünyada en seyrek insan görülen bölgelerden geçiyordum. Bırakın insanı, geçtiğim bazı yerlerde ölmüş deve ve eşek leşleri gördüm. Bu leşleri yemeye gelen böcek bile yoktu. Güneş altında sıcaktan eriyerek kuma karışıyorlardı. Bazı yerlerde ise tam tersi, mola verdiğim vakitler asfaltın üzerinden ayrılmaya bile cesaret edemiyordum. Çünkü her an akrep ya da akrebe benzeyen dev sarı örümcekler çıkabiliyordu."
"Bir an önce kurtulmayı diliyordum"
Yolculuğu sırasında kum fırtınası ve rüzgarla boğuştuğunu anlatan Söylemez, Moritanya'da rüzgarın hep karşıdan estiğini anlattı.
Bazı zamanlar bezdiğini ve kameranın kayıt tuşuna basmaya bile üşendiğini dile getiren Söylemez, "Bir an önce kurtulmayı diliyordum. Azim ve inançla yolculuğun en zor kısımlarından birini geçmeyi başardım ve Moritanya'nın başkenti Nouakchott'a ulaştım. Burada en az 20 gün kalıp hem dinleneceğim, hem de 'Hayallere Yolculuk' belgeselinin birinci bölüm montajını yapacağım. Ardından Senegal ve diğer ülkelere doğru yolculuğa devam edeceğim." değerlendirmesinde bulundu.
Yolculuğu ile Afrika'nın "hayal arşivi"ni oluşturmayı amaçlayan Hasan Söylemez, yolda karşılaştığı Afrikalılara "En büyük hayalin ne?" diye soruyor. Anlatılan hayaller ile dünya devletlerinin, politikacıların, sanatçıların, sivil toplum ve yardım kuruluşlarının, akademisyenlerin, dikkatini çekerek Afrika'ya farklı bir açıdan bakılmasını sağlamayı ve oradaki insanların sesini duyurmayı hedefleyen Söylemez, daha önce de Türkiye'yi yanına hiç para almadan bisikletle sekiz ay boyunca 10 bin kilometre yol kat ederek dolaşmış