Çin Seddi değil, uçsuz bucaksız Hacı Abdullah duvarı
Giresun'da 400 yıl önce insan eliyle yapılan 6,5 kilometrelik Hacı Abdullah Duvarı, yapılış amacı çok farklı olsa da görüntü olarak Çin Seddi'ni andırıyor.
Giresun'da Yağlıdere ve Alucra ilçelerindeki yaylaları kapsayan ve 1610 yılında inşa edildiği belirtilen Hacı Abdullah Duvarı, günümüzde halen varlığını koruyor. Bir çember şeklinde yaklaşık 1 metre yükseklikte 6,5 kilometre uzunluğundaki duvarın, Çıkrıkkapı Yaylası'na geçişi sağlayan 2 metre genişliğinde bir de kapısı bulunuyor.
Adını, bölgeye hizmet eden Hacı Abdullah Halife'den alan duvar, yaylalara gezi için gelen turizmcilerin ve fotoğraf sanatçılarının da ilgisini çekiyor.
Duvarın uzunluğunun 6,5 kilometre olduğunu belirten Gürgenci, "Gözünüzün alabildiği yere kadar duvar devam ediyor. Bazı yerlerde duvar kısmen kesintiye uğramakla birlikte büyük bir kısmı şu anda doğal halini koruyor." dedi.
Gürgenci, duvarın insan eliyle, yaylalarda mera alanlarının ayrılması ve hayvanların giriş çıkışının engellenmesi amacıyla inşa edildiğini aktardı.
Uzunluğunun nedeninin mera alanlarının genişliğiyle ilgili olduğunu anlatan Gürgenci, o dönemde yayladaki yerleşim yerleri ve hayvanların fazlalığını 6,5 kilometrelik mesafenin ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Gürgenci, duvarın tek bir hat üzerinde olmadığını, bir alanı çevrelediğini ifade ederek, "O alan da mera alanlarıyla yerleşim yeri alanlarını ayırmakta, bir çember şeklinde 6,5 kilometre uzayıp gidiyor. O dönemlerde zaten tarihi yapılara baktığınız zaman insanların büyük bir kısmı iç kesimlerde ikamet ediyor, bu bölgede de ikamet edildiğini gösteren verilerden bir tanesi de Hacı Abdullah Duvarı'dır." diye konuştu.
Duvarın isminin Hacı Abdullah Halife'den geldiğini dile getiren Gürgenci, "O yıllarda Yağlıdere ilçesinde Hacı Abdullah tekkesi var ve hizmetlerini bu bölgede çok aktif bir şekilde devam ettiriyor. Dolayısıyla ismi de duvarın oradan alıyor." ifadesini kullandı.
Kemal Gürgenci, duvarın ziyaretçilerin ilgisini çektiğini belirterek, yaylaya gelen turizmcilerin ve fotoğraf sanatçılarının da duvarın olduğu bölgeyi ziyaret ettiğini kaydetti.
Bölgede fotoğraf çalışmaları yapan Zekeriye Karakaya ise duvarın yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çektiğini ifade ederek, "Özellikle trekking yapan arkadaşlarımız ve fotoğrafçılar bu bölgeyi çok kullanıyor. Buranın florası çok farklı, çok değişik çiçekler var ve yazın bu alan yemyeşil oluyor, duvarla beraber iyi fotoğraflar çekildiği için burası tercih ediliyor." dedi.
Adını, bölgeye hizmet eden Hacı Abdullah Halife'den alan duvar, yaylalara gezi için gelen turizmcilerin ve fotoğraf sanatçılarının da ilgisini çekiyor.
Duvarın uzunluğunun 6,5 kilometre olduğunu belirten Gürgenci, "Gözünüzün alabildiği yere kadar duvar devam ediyor. Bazı yerlerde duvar kısmen kesintiye uğramakla birlikte büyük bir kısmı şu anda doğal halini koruyor." dedi.
Gürgenci, duvarın insan eliyle, yaylalarda mera alanlarının ayrılması ve hayvanların giriş çıkışının engellenmesi amacıyla inşa edildiğini aktardı.
Uzunluğunun nedeninin mera alanlarının genişliğiyle ilgili olduğunu anlatan Gürgenci, o dönemde yayladaki yerleşim yerleri ve hayvanların fazlalığını 6,5 kilometrelik mesafenin ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Gürgenci, duvarın tek bir hat üzerinde olmadığını, bir alanı çevrelediğini ifade ederek, "O alan da mera alanlarıyla yerleşim yeri alanlarını ayırmakta, bir çember şeklinde 6,5 kilometre uzayıp gidiyor. O dönemlerde zaten tarihi yapılara baktığınız zaman insanların büyük bir kısmı iç kesimlerde ikamet ediyor, bu bölgede de ikamet edildiğini gösteren verilerden bir tanesi de Hacı Abdullah Duvarı'dır." diye konuştu.
Duvarın isminin Hacı Abdullah Halife'den geldiğini dile getiren Gürgenci, "O yıllarda Yağlıdere ilçesinde Hacı Abdullah tekkesi var ve hizmetlerini bu bölgede çok aktif bir şekilde devam ettiriyor. Dolayısıyla ismi de duvarın oradan alıyor." ifadesini kullandı.
Kemal Gürgenci, duvarın ziyaretçilerin ilgisini çektiğini belirterek, yaylaya gelen turizmcilerin ve fotoğraf sanatçılarının da duvarın olduğu bölgeyi ziyaret ettiğini kaydetti.
Bölgede fotoğraf çalışmaları yapan Zekeriye Karakaya ise duvarın yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çektiğini ifade ederek, "Özellikle trekking yapan arkadaşlarımız ve fotoğrafçılar bu bölgeyi çok kullanıyor. Buranın florası çok farklı, çok değişik çiçekler var ve yazın bu alan yemyeşil oluyor, duvarla beraber iyi fotoğraflar çekildiği için burası tercih ediliyor." dedi.