Ceza mı ödül mü : ‘Facebook’un hisseleri yükselişe geçti’

Mark Zuckerberg, Federal Ticaret Komisyonu'nda yargılandı.
Mark Zuckerberg, Federal Ticaret Komisyonu'nda yargılandı.

2013’te Dr. Aleksandr Kogan akademik bir araştırma yapma bahanesiyle 50 milyon kullanıcının verilerine ulaştı.

Cambridge Analytica şirketi bu verileri 2016 ABD seçim kampanyasında seçmenleri etkilemek amacıyla kullandı.

Bu olayın açığa çıkmasıyla Facebook şirketi ‘veri gizliliğinin ihlali’ ile yargılandı.

ABD Federal Ticaret Komisyonu bu olayla ilgili kararını açıkladı. Facebook 5 miyar dolar para cezasına çarptırıldı.

Şimdi hikayenin en başına gidelim. Tüm olay 2013’te Cambridge Üniversitesi’nde akademisyen olan veri bilimcisi ve Moldova doğumlu psikolog Dr. Aleksandr Kogan’ın ‘This is your digital life’ isimli bir uygulama geliştirmesiyle başlıyor. Uygulamayı Cambridge Analytica’ya veriyor ve ardından şirket, sadece akademik araştırmalar için kullanılacağını belirttiği bir onay süreci düzenliyor. Bunun üzerine 300.000 kişi, kişisel verilerine erişilmesini kabul ederek bu uygulamayı indiriyor.

Aleksandr Kogan, 'günah keçisi' ilan edildiğine dair açıklamalarda bulundu.
Aleksandr Kogan, 'günah keçisi' ilan edildiğine dair açıklamalarda bulundu.

Cambridge Analytica süreci belli bir noktadan sonra tamamen sapra sardı. Facebook yazılımı gereği sadece bu uygulamayı indiren kişilerin bilgilerine değil, bu kişilerin Facebook sosyal ağında ekli olan herkesin kişisel bilgilerine erişilmesine izin verdi. Bu şekilde Cambridge Analytica, 50 milyon kullanıcının tüm kişisel bilgilerine erişmiş oldu. Dr. Kogan ise kullanıcı bilgilerinin seçimlerde kullanılacağına dair hiçbir bilgisinin olmadığını, bilgi güvenliğini hiçe sayan Facebook ve Cambridge Analytica tarafından günah keçisi yapıldığını ifade etti.

Cambridge Analytica neden önemli?

Cambridge Analytica, 2016 ABD seçimlerinde Trump kampanyasına milyarlarca dolar katkı sağlayan Robert Mercer’a ait. Dr. Kogan ve Cambridge Analytica, muhtemel politik iknaları ve kişilik özelliklerini tanımlayan, onları tespit etmek için kendi algoritması olan milyonlarca ABD seçmeninden oluşan bir veritabanına sahipti. Şirket, bu verilerle kişilik kategorilerine özel hazırlanmış siyasi reklamların, belirlenen kişilere internet üzerinde gösterilmesini sağlayarak çok etkin bir siyasi iletişim ve reklam yaptı. “Mikro hedefleme” olarak bilinen politik bir yaklaşım olan bu taktiği kişisel çıkarlarına uygun olarak ikna yöntemi olarak bile kullandı.

Cambridge Analytica şirketinin sahibi Robert Mercer, 2016 ABD seçimlerinde Trump'a verdiği desteklerle ön plandaydı.
Cambridge Analytica şirketinin sahibi Robert Mercer, 2016 ABD seçimlerinde Trump'a verdiği desteklerle ön plandaydı.

Peki bu veriler neleri içeriyor ?

Cambridge Analytica’nın verileri, 50 milyon Facebook kullanıcısının kişisel verilerini içeriyor. Dr. Kogan ve Cambridge Analytica, izni veren kullanıcıların ve bunların listesindeki herkesin cinsiyet, konum, siyasi görüş, dini inanç, özel yazışmalar, fotoğraflar, beğendikleri web siteleri ve profillerinde yer alan diğer tüm verilerini güvenlik ihlali sebebiyle çalmış oldu. Veriler herhangi bir siyasi kampanyada belirli bir kişiyi belirli bir yerdeki bazı siyasi olaylara ikna etmek için en çok hangi reklamın en etkili olacağını öneren bir profil oluşturmak için yeterince detaylı hale getirildi. New York Times ve The Guardian’ın paylaştığı bilgilere göre 17 Mart 2018’den beri bu veriler internette yer alıyor ve genel dolaşımda ulaşılabiliyor. Verilerin içinde kullanıcıların Facebook beğeni tuşuna ne zaman tıkladığına dair kayıtlar da yer alıyor. Bu tuşa tıklanmaya dair elde edilen verilerle siyasi kampanya hazırlayanlar, bu kullanıcılara ne tür bir politik propaganda yapmaları gerektiğine dair profiller oluşturabiliyor.

Facebook 'kişisel verilerin ihlali' ile suçlanıyor.
Facebook 'kişisel verilerin ihlali' ile suçlanıyor.

ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), 2011 yılında, Facebook’un kullanıcılarına bilgilerinin gizlediğini ve koruduğunu vadettiği fakat daha sonra bu bilgilerin halka açılmasında dolayı uzlaşma kararı çıkarmıştı.

Federal Ticaret Komisyonu bu tarz görevi kötüye kullanan şirketleri tespit ettiklerinde ‘tekrar yapmayın yoksa şirketinizi elinizden alırız’ anlamına gelen bir uzlaşma kararı çıkarıyor. Sürecin devamında, Facebook bu kararı göz ardı edip aynı tutumu sergilemeye devam etti. İki kurum arasındaki pazarlık aylardır sürüyordu ve 12 Temmuz 2019 günü rekor ceza açıklandı. FTC, şirketi kapatmak yerine 5 milyar dolar ceza verdi. Kulağa çok fazla geliyor olabilir fakat bu ücret sadece şirketin ilk çeyrekte elde ettiğin gelirin %30’una denk geliyor. Neredeyse şirketin yıllık karının dörtte birinden bile daha az. Daha da önemlisi, şirket böyle bir cezaya tamamen hazırlıklıydı.

Kesilen bu cezanın ardından Facebook’un hisseleri yükselişe geçti. Peki bu nasıl oldu ?

Cezanın FTC tarafından onaylanmasının ardından, ABD borsalarında işlem gören Facebook’un hisseleri günü %1.8 yükselişle kapattı. Şirketin değeri bir günde 574 milyar dolardan, 584 milyar dolara fırladı. Facebook, 2019’un ilk çeyreğinde yayınladığı finansal raporlarında verilebilecek ceza için 3 milyar dolar bütçe ayırdığını hatta bu miktarın 5 milyar doları bile bulabileceğini belirtmişti.

Mahkemenin verilen cezayı açıklamasından sonra Facebook hisseleri yükselişe geçti.
Mahkemenin verilen cezayı açıklamasından sonra Facebook hisseleri yükselişe geçti.

Cezanın açıklanması ve sürecin sonlanması ile şirket adına olumlu geri dönüşler yaşandı. Bunun başlıca nedeni ise şirketin bu rakamı öngörmesi ve bilançosunda yer ayırması. Facebook’un tüm süreci nasıl yöneteceğini zaman gösterecek.


Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >