Çalışmayan bireylerin zamanlarının yüzde 50'sini televizyon izleyerek geçiriyor
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra İlkay Keloğlu İşler insanların televizyona bağımlı hale geldiğini söyledi. İşler, ''Televizyon İzleme Araştırmaları verilerine göre, 15 yaşın üstünde çalışmayan bireylerin zamanlarının yüzde 50'sini televizyon izleyerek geçirdiğini görüyoruz. Yine AB grubundaki izleyicinin yüzde 15'inin televizyon izlediği tespit edildi'' dedi.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra İlkay Keloğlu İşler, Türk halkının televizyon izlemeyi çok sevdiğini, kadınlar romantik dizi, erkeklerin ise gerilimli dizileri sevdiğini söyledi.
İşler, 21 Kasım Dünya Televizyon Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, son 10 yılda dijitalleşme ile televizyon izleme eğiliminin büyük ölçüde değiştiğini, bu nedenle de ölçümün zorlaştığını söyledi.
Televizyon izleyenlerin tercihleri ile televizyon ekranının türünün de değiştiğini belirten İşler, programların içeriğinin, yayınlanan programların platformunun ve televizyonun sahiplik ilişkilerinin de farklılaştığını söyledi.
İşler, "Televizyon İzleme Araştırmaları verilerine göre, 15 yaşın üstünde çalışmayan bireylerin zamanlarının yüzde 50'sini televizyon izleyerek geçirdiğini görüyoruz. Yine AB grubundaki izleyicinin yüzde 15'inin televizyon izlediği tespit edildi. Boş zamanın hala izleme etkinliğine ayrıldığını söyleyebiliriz. Değişen şey aslında kişilerin izleme pratiği." diye konuştu.
"Bağımlılığın nedeni araştırılmalı"
İnsanların çoğunun televizyona ve ekrana bağımlı olduğunun sürekli dile getirildiğini ifade eden İşler, bu suçlamanın sonucu değiştirmediğini, bağımlılığın nedeninin araştırılması gerektiğini söyledi.
İşler, şunları kaydetti:
"1963'te Kennedy suikasta uğradığında, 1981'de Lady Diana uzun kuyruklu gelinliğini giydiğinde, 2011'de İkiz Kulelere saldırı düzenlendiğinde biz kollektif bir izleme pratiğini deneyimledik. Aynı anda tüm dünyada, aynı olayı, aynı ilgiyle insanlar seyrettiler ve olayları yorumladılar. Günümüze baktığımızda bireysel bir izleme pratiği söz konusu. Dijitalleşme, izleme pratiğini değiştiriyor. YouTube'dan, bilgisiyardan, cep telefonlarından izliyoruz. Ekran çeşitlendi ama boş zamanı daha çok işgal edilmiş bireyler var. Birlikte vakit geçirirken hep telefonlarımıza bakıyoruz. Boş zaman etkinliğimiz, ekran izleme ile şekillendi. Sinemada bile Instagrama bakıyoruz. Aynı anda birçok ekranı takip etme durumu gerçekleşiyor. Dolayısıyla istatistikler sağlıklı değil. İzleme eğilimini tam olarak ölçmeye imkan yok."
'Türkler, maç, haber ve dizi izliyor'
BBC'nin geçen yıl yaptığı araştırmaya ilişkin bilgi veren İşler, akıllı telefonların yüzde 58 oranında video izleme, yüzde 8 oranında oyun oynama, yüzde 5 oranında sosyal medyada gezinme, yüzde 17 oranında da araştırma yapma amacıyla kullanıldığını belirtti. İşler, bu rakamlara göre akıllı telefonların bile "izleme" amacıyla kullanıldığı değerlendirmesinde bulundu.
İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Televizyonlarda her programın saati belli. Programları kişiselleştiremiyoruz. Televizyonla randevulaşıyoruz ve önüne geçip seyrediyoruz. Türk halkı televizyon izlemeyi çok seviyor. Bir haftalık reytinglere her hafta bakın, sonuç değişmiyor. Maç ve dizi izlemek Türkler için önemli ve ilk ilki sırada. Kadınlar romantik dizileri izlerken, erkekler daha çok gerilimli dizileri seviyor. Üçüncü sırada haber var. Haber izlemeyi de seviyoruz. Her gün bir haber bülteni, reyting ölçümünde ilk 10'a giriyor. Gündüz kuşağındaki reality showlar da izleniyor ama gündüz kuşağında olmaları da etkili izlenmelerinde. Haber, dizi ve maç programlarının gündeme göre sıralaması değişse de çok izleniyor."
İşler, abonelik üzerine programlar sunan mecraların giderek yaygınlaşmasının televizyonun izlenmesini engellemeyeceğine ve yok olmayacağına işaret etti.
'Televizyon vekaleten yaşama deneyimi sunuyor'
İnsanların izlemeyi sevdiğini, ekranların her yerde olmasını istediğini dile getiren İşler, dijitalleşmenin yerel üretimlerin azalmasına neden olacağını söyledi.
Televizyonda dizilerin çok önemli bir yer tuttuğunu ifade eden İşler, "Vekaleten yaşama deneyimi sunuyor. Yalımız olmasa bile dizideki karakterle bütünleşerek, orada yaşıyormuşuz hissi uyandırıyor. Televizyon, dijitalleşmeye rağmen hala çok izleniyor. Televizyon dünyaya açılan bir pencere. Dijital de olsa, analog da olsa dünyaya bir pencere sunuyor televizyon. Hala birçok insan dünyaya televizyonun penceresinden bakıyor ve bakmaya da devam edecek." değerlendirmesini yaptı.