Ateş çemberi: 'Blackwater' Gazze'ye mi giriyor?
İsrail'in, Mısır ile olan sınır kontrolünü kaçakçılık faaliyetlerini engellemek amacıyla Amerikan özel güvenlik şirketi Blackwater'a devretmeyi planladığına dair iddialar, bölgede yeni bir tartışma başlattı.
Blackwater, geçmişte birçok skandala karışmış 'sözde' özel güvenlik şirketi. Bu haber dosyasında, İsrail ve Mısır sınır kontrolüne ilişkin iddiaları ve Blackwater'ın geçmiş faaliyetlerini ele alacağız.
İsrail ve Mısır sınır kontrolüne Blackwater iddiası
İsrail basınında yer alan haberlere göre, İsrail hükümeti, Mısır ile olan sınırını daha etkin kontrol altına almak için 'Blackwater' gibi bir özel güvenlik firmasıyla anlaşmayı düşünüyor.
İddialar, özellikle bölgeyi etkileyen kaçakçılık faaliyetlerine bir çözüm bulma amacını taşıyor. Ancak bu plan, Filistin yönetimi başta olmak üzere birçok kesim tarafından endişeyle karşılandı. Planın, bölgedeki mevcut gerginliği daha da artırabileceği ve güvenlik sorunlarına yol açabileceği vurgulanıyor.
Kim bu Blackwater?
1997 yılında Erik Prince ve Al Clark tarafından kurulan Blackwater, ABD merkezli bir özel güvenlik şirketi. Başlangıçta sadece küçük ölçekli eğitim ve güvenlik hizmetleri sunarken, 2000'lerin başında Amerika'nın yürüttüğü çeşitli askeri operasyonlar sırasında büyük ölçekte paralı asker yetiştirmeye başladı.
ABD'nin karanlık ordusu
Şirket, özellikle Irak ve Afganistan'da Amerikan hükümeti adına yaptığı operasyonlarla tanındı.
Blackwater, 2007 yılında Irak'ta gerçekleşen Nisour Meydanı katliamı ile uluslararası alanda büyük eleştirilere maruz kaldı. Bu olayda, şirketin görevlilerinin 17 Iraklı sivili öldürdüğü ve onlarca kişiyi yaraladığı belirlendi.
Buraya not düşelim. 22 Aralık 2020 tarihinde Başkan olan Donald Trump, 2007 Nisour Meydanı olayına karışan 4 Blackwater askerini (birinci derece cinayetten hüküm giymiş ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış olan Nicholas Slatten; ayrıca kasıtsız adam öldürme suçundan hüküm giymiş ve 12-15 yıl hapis cezasına çarptırılmış olan Paul Slough, Evan Liberty ve Dustin Heard) affetti.
Blackwater askerlerini affeden Başkan Trump, "bu gaziler 2007 yılında Irak'ta ABD personelinin güvenliğini sağlamaktan sorumlu güvenlik müteahhitleri olarak çalışıyorlardı" dedi.
Bu bağlamda ABD'nin savaşmak için özel şirketlere güvenmesi gerekip gerekmediği soruları ortaya çıktı.
Açık olmak gerekirse, ABD'nin Orta Doğu'da özel kuvvetler kullanması Blackwater ile sınırlı değil. Onlarla birlikte orada bulunan birçok firma var, ancak tüm bu soruları su yüzüne çıkaran olay Blackwater'ın dahil olduğu 'Nisour' olayıydı.
Ancak Blackwater da kendi payına düşen olayları yaşadı. 2006 Noel arifesinde sarhoş bir Blackwater çalışanı Iraklı bir muhafızla tartışmaya girdi ve vurarak öldürdü. Adam hızla ülkeden tahliye edildi.
Mayıs 2007'de Irak vatandaşlarının vurulduğu ve silahlı bir çatışmaya yol açtığı bildirildi. Bu gibi olaylar nadir değil ve askeri olmadıkları için aynı sonuçlarla karşılaşmazlar.
Bu durum Iraklıların ya da genel olarak Orta Doğu vatandaşlarının hoşuna gitmedi ve aksi takdirde önlenebilecek pek çok soruna yol açtı.
Blackwater'ın bu olaylara tepkisi başlangıçta onları görmezden gelmek oldu. Röportaj vermeyi reddettiler ve internet sitelerini kapattılar. Bir açıklama yayınladıklarında ise kısa, sadece ABD'yi hedef alan ve başlangıçta silahlı düşmanlar tarafından kendilerine ateş açıldığı hikayesine sadık kalan bir açıklama yaptılar.
Bu ve benzeri olaylar sonucunda şirket, adını önce 'Xe Services LLC', ardından 'Academi' olarak değiştirdi fakat hala pek çok kesim tarafından Blackwater ismiyle anılmaya devam ediliyor.
Blackwater geri mi dönüyor?
Blackwater'ın geçmişi ve faaliyetleri, özellikle Ortadoğu'da derin izler bırakmış durumda. İsrail ve Mısır arasındaki sınır kontrolünün bu şirkete devredilmesi planı, şüphesiz bölgedeki mevcut durumu daha da karmaşık hale getirebilir. Uzmanlar, bu tür bir adımın uluslararası hukuk açısından da birçok sorunu beraberinde getirebileceği konusunda uyarıyorlar. Resmi açıklamalar ve planın detayları netleşene kadar bölgedeki tansiyonun artacağı öngörülüyor.