14 gün arayla COVID-19'a yenildiler: Ölmeden son isteği yürek burktu
Dünyanın dört bir yanından COVID-19 aşısını reddeden ve ardından trajik bir biçimde yaşamını yitiren insanların haberleri gelmeye devam ediyor. Bu kez virüs bir ailenin hem annesini hem babasını iki hafta arayla hayattan kopardı. Annenin ölüm döşeğindeki son dileği dört çocuğunun aşılanması oldu.
Lydia Rodriguez'e sadece birkaç hafta önce sorulsa vücudunun koronavirüsle mücadele edebilecek kadar güçlü olduğunu, aşıya ihtiyacı olmadığını söylerdi.
Ancak ailece katıldıkları bir haftalık kampın ardından hepsinin testleri pozitif çıkınca Lydia'nın da fikri değişti. 42 yaşındaki Lydia aşı olmak istediğine karar verdi. Ancak doktorundan "Artık çok geç" yanıtını aldı.
Lydia'nın Washington Post'a konuşan kuzeni Dottie Jones, "Onu bir solunum cihazı bekliyordu" diye konuştu.
Son isteği 'çocuklarım aşılansın' oldu
ABD'nin Teksas eyaletinin Galveston şehrinde yaşayan dört çocuk annesi Lydia, fazla zamanının kalmadığını hissettiğinde aile üyelerinden kendisine bir söz vermelerini istedi: "Lütfen çocuklarımın aşılanmasını sağlayın." Müzik öğretmeni kız kardeşine telefonda söylediği bu sözler Lydia'nın ölüm döşeğindeki son dileğiydi.
Lydia Rodriguez, 16 Ağustos günü hayatını kaybetti. Lydia'dan sadece iki hafta önce de 49 yaşındaki eşi Lawrence Rodriguez, COVID'le daha fazla savaşamamış ve yaşamını yitirmişti.
Dottie, "Lydia ve Lawrence yoğun bakımda yan yana yataklarda virüsle savaştı ama ikisi de yenildi" diye konuştu.
Türkiye'de onlar gibi 18 milyon insan var
21 yıldır evli olan Rodriguez çifti, ABD'de 12 yaş üzeri herkese ücretsiz olan COVID-19 aşısının henüz bir dozunu bile olmamış milyonlarca insandan sadece ikisiydi. Çiftin hem öksüz hem de yetim kalan çocukları da bu zaman zaman ölümcül olabilen hastalığın etkisiyle hayatları trajik bir biçimde değişen milyonlarca insan arasına katıldı.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın son açıkladığı verilere göre, Türkiye'de de henüz bir doz bile aşı olmamış 18 milyondan fazla insan bulunuyor. Hem dünyada hem de ülkemizde kamu sağlığı kuruluşları ve uzmanlar, aşının COVID-19 kaynaklı ağır hastalık ve ölüm ihtimalini önemli ölçüde azalttığını her fırsatta vurguluyor.
Aşılara ihtiyacı olmadığına inanıyordu
Bununla birlikte Rodriguez ailesi ne yazık ki ne ilk ne de tek... Dünyanın dört bir yanından ölüm döşeğinde aşıyla ilgili fikri değişen birçok insanın haberleri geliyor. Hastalandıktan sonra aşı olmamanın pişmanlığını yaşayanlar, geride bıraktıklarının aşılanmasını ister hale geliyor.
Dottie Jones, kuzeninin de bu grupta olduğunu belirterek, "Lydia hiçbir zaman aşılara inanmadı. Her şeyi kendi kendine halledebileceğine, gerçekten aşılara ihtiyaç olmadığına inanıyordu" diye konuştu.
Kendisi de bir yenidoğan hemşiresi olan Dottie, çalıştığı hastanede karşılaştığı vakalar nedeniyle COVID-19'un anneler ve bebekleri üzerindeki ciddi etkilerinden haberdardı.
Bunları kuzenine de anlatmış haftalar boyunca hastaları birbiri ardına solunum cihazına bağlanırken yaşananları Lydia'yla da paylaşmıştı. Ancak kuzeni bu anlattıklarının hiçbirine tepki vermiyor, sessizliğini koruyordu.
Dottie, "Asla aşılanmayacağını biliyordum ve çok kaygılanıyordum" diye anlattı o günleri.
Eşi ve çocukları da aşısızdı
Dottie, Lydia'nın eşi Lawrence'ın da aşı karşıtı görüşleri benimsediğini ve aşı olmayı reddettiğini belirtti. Rodriguez'lerin dört çocuğundan üçünün de yaşları itibarıyla aşı olabilir durumda olduğunu söyleyen Dottie, ailede o sırada kimsenin aşılanmadığını belirtti.
Temmuz ayının ilk günlerinde Rodriguez ailesi kamptan döndüğünde Dottie'nin korkuları da doğru çıktı. Lydia ve çalıştığı için kampa gidemeyen Lawrence, Covid semptomları sergilemeye başladı. Yapılan testlerde de tüm aile pozitif çıktı.
Hasta olduklarını kimseye söylemediler. Ancak Lydia nefes darlığı çekmeye başladığında, Lawrence'ın eşini hastaneye götürmek zorunda kalmasıyla gerçek açığa çıktı. Lydia hemen yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Lawrence da başka bir koğuşta tedavi altına alındı.
Bu esnada ailenin diğer üyeleri Rodriguez çiftinin evde karantina halindeki Covid-pozitif çocuklarının bakımı için harekete geçti. Neyse ki çocuklardan sadece en küçüğü hafif semptomlar sergiliyordu, diğerleri ise asemptomatikti.
Baba da aşı istedi ama çok geçti
Bir noktada Lawrence Rodriguez'in durumu düzelir gibi oldu. Ancak hastaneye yatırıldıktan birkaç gün sonra o da yoğun bakıma kaldırıldı. Dottie, "Lawrence solunum cihazına bağlanmadan çok kısa bir süre önce koronavirüs aşısı olmak istedi ama artık çok geçti" diye konuştu. Baba Rodriguez 2 Ağustos'ta yaşamını yitirdi.
O aşamada Lydia sürekli oksijen maskesine bağlı halde hayata tutunmaya çalışıyor ve çocuklarıyla bile konuşamıyordu. Çocuklar ise sık sık annelerini ziyarete gidiyor ve moralini düzeltmek için ona ilahiler söylüyordu.
Dottie, kuzenine hayatının son günlerinde, "Senin için dua ediyoruz. Çocuklar da bize emanet" dediğini anlattı. 16 Ağustos günü ise hastaneden acı haber geldi: Lydia Rodriguez hayata gözlerini yumdu.
Doğum gününe iki gün kala hayata veda etti
Aile Lydia'nın son dileğini yerine getirmek için hızla harekete geçti. Ailenin 18 yaşındaki ikizleri Nathan ve Ethan aşılandı, 16 yaşındaki oğulları Adam için ise randevu alındı. Dottie, 11 yaşındaki küçük kız Synphonia için ise 12 yaşını doldurur doldurmaz randevu alınacağını belirtti.
Halihazırda mahkeme Rodriguez'lerin çocuklarının yasal velisinin kim olacağına karar vermeye çalışıyor. Bu esnada çocukların masraflarının karşılanması için bir online kampanya oluşturuldu.
Dottie, "Dört kardeş için özellikle çarşamba günü çok zor" dedi ve ekledi: "Eğer yaşasaydı anneleri 18 Ağustos'ta 43 yaşında olacaktı."
Yaşam bakımları aşısızlar dolduruyor
Yukarıda da dediğimiz gibi hem ülkemizde hem de dünyada aşı sırası gelmiş olmasına rağmen bir doz bile aşı olmamış milyonlarca insan bulunuyor. Diğer yandan uzmanlar COVID-19'un ölümcül etkilerinin aşıları tamamlanmış kişilerde çok düşük seviyelerde olduğunun, yoğun bakım gerektiren vakalardaki artışın ise aşısızlardan kaynaklandığının sık sık altını çiziyor.
Geçtiğimiz günlerde ülkemizde yapılan bir araştırmada da bu yönde çok önemli veriler elde edildi.
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi ile Türk Yoğun Bakım Derneği'nin birlikte yürüttüğü araştırmada yaklaşık 800 yoğun bakımda hastasının aşılanma oranları incelendi. Araştırmanın ilk verileri, yoğun bakımların büyük çoğunluğunu aşısızlar veya üçüncü doz aşı hakkı olduğu halde olmayanların doldurduğunu gösterdi.
Araştırmadan sorumlu Prof. Dr İsmail Cinel, TRT Haber'e yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanı Koca'nın da hastaneye yatışlarda aşısızların oranının yüzde 90-95 civarında olduğu yönündeki açıklamasını hatırlatarak, "Kimlere aşısız demeliyiz? Birincisi hiç aşı olmayanlar. İkincisi inaktif aşı olmuş fakat 3 ila 6 ay olan etki süresi, koruyuculuğu geçmiş olan ciddi bir grup var. Bu sürecin yaklaşık 4 ayını geçirmiş kişiler, yoğun bakımlara düşen hastalarımızın yüzde 35-40'lık kısmını oluşturuyorlar. Yani aşıya rağmen hastalananların büyük bölümünü aşısının etkinliği bitirenler oluşturuyor" dedi.
Cinel, "Bu aşıların etki süresinin geçtiğini kabul ettiğimiz zaman, yoğun bakımdaki hastalarımızın neredeyse hepsi aşısızlardan oluşuyor" dedi ve hatırlatma dozunun önemini de vurguladı.
Cinel, "Çok önemli bir gözlemimiz de bu kadar hastada iki doz yakın zamanda mRNA aşısı (Pfizer/BioNTech) olmuş olanların yok denecek kadar az olduğu yönünde. Bilimsel veriler mRNA aşısının varyanta karşı daha etkili olduğunu gösteriyor. Bizim çalışmamız da bunu destekliyor" ifadelerini kullandı.