Öncesiyle sonrasıyla 12 Eylül darbesi
Halk, 12 Eylül gece 3'te verilen ilan sonrası, çok da yabancı olmadığı bir sabaha uyandı. Tank sesleri ve ordu Genel Kurmay Kenan Evren Başkanlığı'nda yönetime el koymuştu.
Darbe kelimesine Türkiye Cumhuriyeti için bir ilk değildi. 12 Eylül 1980 Darbesi ordunun 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yönetime üçüncü açık müdahalesiydi. Silahlı Kuvvetler, Türkiye'nin kan gölüne dönmesini neden gösteriyordu. Ancak, MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesini protesto etmek amacıyla Konya'da düzenlenen mitingde söylediği sözler, TSK tarafından "şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi" olarak değerlendirilmişti.
Bu müdahale sonrası, 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 50 kişi idam cezası ile infaz edildi. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti. 171 kişi gözaltında işkenceden öldü. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi.
Üç gazeteci silahlı saldırıda öldürüldü. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi, 14 kişi açlık grevinde öldü.