Çalar saat yokken onlar vardı: Uyandırıcılar
Sanayi Devrimi döneminde işe geç gitme lüksü ve çalar saati olmayan işçileri uyandırmak için kurulan 'uyandırıcılık' mesleği tarihin en ilginç işlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Çalar saatin henüz yaygın olmadığı dönemlerde insanlar nasıl uyanıyorlardı? Yalnızca güneşe ve horozlara mı güveniyorlardı?
Tarihin her döneminde olduğu gibi çalar saatin kullanılmadığı bu dönemde de zenginler için değişen bir şey yoktu. Kendine has yöntemleri ile uyanan hizmetçiler ya da köleler, sahiplerini uyandırıyorlardı.
Peki ya işçiler? Onların hizmetçileri ya da köleleri yoktu, onlar nasıl uyanıyorlardı? İşte bunu fırsat bilen bir girişimci, insanlık tarihinin en ilginç mesleğini icat etti; uyandırıcılık…
NASIL UYANDIRIYORLARDI?
Orijinal adı knocker up olan mesleğin Türkçe'ye en yakın çevirisi uyandırıcılık. Uyandırıcılar, genellikle bambudan yapılan uzun sopalar kullanıyorlardı. Sabahları müşterilerinin kapısına dayanan uyandırıcılar, bu uzun sopalar ile kapıya ya da yatak odası camlarına vurarak insanları uyandırıyorlardı.
Uyandırıcıların bir diğer görevi ise gaz lambalarını söndürmekti. Genellikle şafak vaktinde mesaiye başlayan uyandırıcılar, 'snuffer outer' ismi verilen özel söndürücü aletleri vasıtasıyla müşterilerinin gaz lambalarını da söndürüyorlardı.
NE KADAR KAZANIYORLARDI?
Dönemin en az prestijli işi olarak kabul edilen uyandırıcılıkta pek fazla kazanç yoktu. Haftada yalnızca birkaç peni kazanabilen uyandırıcılar, o zamanın en az kazanan işçileri arasında yer alıyorlardı. Hatta uyandırıcılık, Sanayi Devrimi'ni konu alan Dünyanın En Kötü Meslekleri belgeseline konu olmuştur.
POLİSLER İÇİN EK İŞ
O dönemde en fazla İngiltere ve İrlanda'da yaygın olan uyandırıcılık, Manchester gibi büyük sanayi kentlerinde daha fazla istihdam sağlıyordu. Ağırlıklı olarak yaşlı erkek ve kadınların yaptığı bu iş, bir başka meslek grubuna da ek gelir kapısı açmıştı. Dönemin polisleri, sabah shiftlerinde uyandırıcılık yaparak birkaç peni de olsa ek gelir elde ediyorlardı.