İnşaat sektöründeki çözüm liderlerinde bir Türk: Sezgin Özbilgin
Türk inşaat firmalarının uluslararası alanda yıllardır yükselişinin ardından, sektör içinden bir güzel haber de Londra'dan geldi. İnşaat uyuşmazlıklarının çözümü alanında geleceğin liderlerinin belirlendiği 24 kişilik listenin en genç üyesi Sezgin Özbilgin oldu.
Türk inşaat firmalarının uluslararası alanda yıllardır süregelen yükselişinin ardından, sektör içinden bir güzel haber de Londra merkezli bağımsız değerlendirme kuruluşu Business Law Research’in sektör içindeki prestijli alt kurulusu WWL’den geldi.
Listenin en genç üyesi Sezgin Özbilgin
100'den fazla ülke üzerinde çalışma yürüten ve son 20 yıldır uluslararası tahkim alanında dünyanın en iyilerini belirleyen kuruluş tarafından bu yıl ilk kez inşaat uyuşmazlıklarının çözümü alanında geleceğin liderleri belirlendi ve 24 kisilik listenin en genç üyesi, 35 yaşında İTÜ'lü inşaat yüksek mühendisi Sezgin Özbilgin oldu.
Kendi bilgisi dışında seçildi
- Kariyerinin büyük bölümünü yurt dışında geçiren ve Türkiye'nin yanı sıra Avustralya, Çin, Hong Kong, Macau, Vietnam, Singapur, Türkmenistan, Umman, Suudi Arabistan ve Romanya gibi dünyanın farklı bölgelerindeki çeşitli projelerde görev yapan Özbilgin, küresel ölçekte geleceğin liderleri listesine seçilmesinden bu sene başında kendisine gönderilen bir elektronik posta aracılığıyla haberdar olduğunu ve seçilme sürecinin kendi bilgisi dışında gerçekleştiğini belirtti.
Çalışmalarını Wembley Stadyumu, Panama Kanalı, Burj Khalifa gibi yüksek profilli projelere verdiği danışmanlıklarla dünyada bu konuda önemli bir yere sahip olan Secretariat International şirketinin Singapur ofisi bünyesinde sürdüren Özbilgin, inşaat uyuşmazlıklarının çözümü konusunda son yıllarda uluslararası alanda yasanan gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını şöyle değerlendirdi:
“İnşaat projelerinde yaşanan uyuşmazlıkların çözümünü 3 aşamada ele almak gerekiyor. Birincisi proje öncesi risk analizi ve potansiyel hak talepleri için önlem alınması, ikincisi proje süresince meydana gelen kritik hatların doğru analiz edilip projenin tamamlanma tarihine etki edebilecek ara gecikmelerin önlenmesi ve üçüncüsü proje tamamlandıktan sonra gerçekleşmiş gecikmelerin bağımsız ve tarafsız olarak analiz edilip gerekiyorsa arabulucu, tahkim ya da mahkeme kanallarıyla bu gecikmelerden doğan hakların tazmin edilmesi. Her ne kadar ülkemizde inşaat sektörü tasarım ve uygulama açısından son derece gelişmiş olsa da, hak talepleri ve uyuşmazlıkların çözümü konularında uzmanlaşmış mühendislerin ve bu uzmanlaşmanın önemini kavrayan yöneticilerin sayısı henüz ideal seviyelerin çok altında. Bu yalnızca ülkemiz için değil, dünya genelinde ortaya çıkan bir durum ve Türk mühendislerin uluslararası ölçekteki bu boşluğu görüp kendilerini bu yönde yetiştirmelerinin hem kendileri açısından hem de Türk taahhüt firmalarının uluslararası performansı bakımından çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Türkiye 46 şirket ile 2. sırada
Uluslararası inşaat uyuşmazlıklarında tarafların hak talepleri ve bunların tahkim yoluyla çözülmesi pratiği Türkiye’yi iki yönden ilgilendiriyor. Birincisi, devlet ya da diğer yatırımcı kuruluşlar tarafından yapılan yatırımları yüklenen tecrübeli yabancı taahhüt firmalarının bu konudaki tutumları ve yatırımcıların kendilerini bu yönde olumsuzluklara karşı güvenceye alması. Bu konuda yatırımcı kuruluş kadrolarının en az projeyi gerçekleştiren taahhüt firmaları kadar bilgili olmalarının ya da dışardan, bu işin uzmanlarından, destek almalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’yi ilgilendiren diğer önemli husus ise Türk taahhüt firmalarının dünyanın çeşitli bölgelerinde yüklendikleri önemli inşaat projeleri ve bu projelerdeki muhataplarının hak talebi yönetim stratejileri ve uyuşmazlık yaklaşımları. Engineering News Record’un uluslarası taahhüt firmalarının kendi ülkeleri dışında yaptıkları cirolar üzerinden dünyanın en büyük 250 küresel taahhüt şirketini belirlediği ve geçen sene yayınladığı son listede, Türkiye 46 şirket ile dünyada ikinci sırada.
Listenin birinci sırasında Çin var
- Listenin birinci sırasında 65 şirketle Çin, üçüncü sırasında ise 43 şirketle Amerika yer alıyor. Dünyanın süper güçleriyle bu seviyelerde rakip olabilmek Türkiye açısından çok ciddiye alınması gereken bir başarı ve bu başarıyı yakalayan firmalarımızın doğru planlama ve stratejilerle öngörülmesi zor gecikme ve maliyetleri minimize ederek rekabet şartlarını daha da iyileştirmeleri mümkün. Burada Türk taahhüt firmalarında görev yapan yöneticilere büyük sorumluluklar düşüyor. Ben gerek proje öncesi gecikme ve maliyet risk analizi yaptığım projelerde, gerekse proje sonrası oluşan uyuşmazlıkların çözümü için yaptığım retrospektif analizlerde, sürekli olarak çok basit proje yönetim hatalarının çok ağır sonuçlar doğurduğunu gözlemliyorum. Bu hataları Türk firmalarında gördüğüm gibi Çinli, Amerikalı, Avrupalı, Japon ve Güney Koreli firmalarda da görüyorum.
Son yıllarda bu konuda yetişmiş avukatların artması, son derece bilgili uluslararası hakem kurullarının oluşması ve benim de içerisinde bulunduğum bu konuda uzmanlaşmış mühendislerin süreçlerde daha fazla yer almasıyla birlikte uluslararası alanda giderek yükselen bir hak talebi yönetimi ve uyuşmazlık sektörü görüyoruz. Türk taahhüt firmalarının ve uluslararası taahhüt firmalarıyla çalışan yatırımcı kuruluşların çalışanlarını dünyada yükselen bu uzmanlık alanında yetiştirmeleri veya kendilerini doğru şekilde yönlendirebilecek ve kusurlarını tahkim süreçleri başlamadan kendilerine bildirebilecek nitelikte danışmanlardan yardım almaları çok önemli. Bu yaklaşım hem projelerdeki risk ve gecikmeleri minimize etmek, hem de sonrasında yürütülen uyuşmazlık çözümü süreçlerinin maliyetlerini ortadan kaldırmak için adeta bir gereklilik. Tersi durumda, yani yapılan analizler gerçekten bazı hak taleplerinin doğduğunu gösteriyorsa, firmalar pazarlık ve tahkim süreçlerine elleri daha dolu ve özgüvenleri yüksek bir şekilde başlıyorlar”
Sektör içinde çeşitli ülkelerden uluslararası alanda önde gelen hukukçularla ve diğer mesleklerden ilgili kişilerle birebir mülakatlar sonucu elde edilen verilere dayanan Business Law Research’in araştırmaları her yıl kitapçıklar halinde basılıp dünyanın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen uluslararası konferanslarda dağıtılıyor. Bu araştırmalar aynı zamanda İnternet ortamında da erişime açık."