Dünyanın kabuk tutmayan yarası: Mülteci kampları
Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle yapılan açıklamalarda mültecilerin acılarına değinilirken; gerçekte mültecilerin yığınla biriken sorunları yerine duvarların, dikenli tellerin çitlerin tartışılması vicdanları kanatıyor. Bu bağlamda; İnsan hakları konusunda ders vermekte üstüne olmayan AB ülkeleri mültecilere ev sahipliği yapmak konusunda nazlanırken, asırlardır ihtiyaç sahibi insanlara yardım elini uzatan Türkiye; din, dil, kültür ve etnik ayrımı yapmadan kendisine sığınanları geri çevirmeyip mültecilere yönelik ayıba ortak olmuyor. Biz de Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle büyük mülteci kamplarını ve mültecilerin kamplarda yaşadığı sorunları sizler için derledik…
Dünyada zorla yerlerinden edilen insanların sayısının 65,6 milyona ulaştığı günümüzde mülteciler zor şartlar altında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor.
Dünyanın en büyük mülteci kampı olma özelliği taşıyan Kenya'daki Dadaab son yıllarda kapatılma talebiyle gündeme gelirken Filistinlilerin sığındığı Lübnan ve Myanmarlıların sığındığı Bangladeş'teki kamplarda çıkarılan zorluklar uluslararası toplumun tepkisini çekiyor.
İşte mültecilerin dünya üzerinde barındığı bazı sığınmacı kampları...
Dünyanın en büyük mülteci kampı: Dadaab
Dadaab’taki dünyanın en büyük mülteci kampı 50 km2 alana kurulu. Üç kamp bölgesinden oluşuyor; Ifo, Dagahaley ve Hagadera.
Kenya'nın Garissa eyaletinde bulunan Dadaab Mülteci Kampı, Somali ve Güney Sudan'daki iç savaşlardan kaçarak gelen yaklaşık 600 binden fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor. Ancak son zamanlarda kampın kapatılması gündemde.
Kenya hükümeti, Afrika ülkelerinde faaliyet gösteren Eş-Şebab örgütünün kaldığı ileri sürülen Dadaab kampını kapatmayı planladığını açıkladı.
İnsan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), bu kararın tekrar gözden geçirilmesini istedi.
Kenya yönetimi Kasım 2016'da kampın kapatılmasını 6 ay ertelediğini, kapatma işleminin mayısta başlayacağını duyurdu. Haziran ayına gelinmiş olmasına rağmen bu konuda herhangi bir işlem yapılmadı.
Filistin mülteci kampları
İsrail'in 1948 yılındaki kuruluş sürecinde "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak adlandırılan olaylar sırasında vatanlarından zorla çıkarılan yüz binlerce Filistinli, ülke içinde ve dışında oluşturulan 61 mülteci kampında zor şartlar altında hayatlarını sürdürüyor.
Ülke içinde yer değiştiren Filistinlilerin yoğun olarak sığındığı yerlerden olan Gazze'de 8 mülteci kampı bulunuyor. İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Cibaliya Mülteci Kampı 108 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.
İsrail'in kuruluş sürecinde topraklarından ayrılmak zorunda kalan Filistinlilerin sığındığı komşu ülkelerin başında gelen Lübnan'da resmi rakamlara göre, Birleşmiş Milletlere (BM) kayıtlı 450 bin civarında Filistinli mülteci yaşıyor.
Lübnan, İsrail'den sonra Filistinli mültecilerin en fazla hak ihlaline maruz kaldığı ülke konumunda. Filistinlilerin, 2001 yılından itibaren mülk edinmeleri, sahip oldukları mülkü çocuklarına bırakma hakları, doktorluk, avukatlık, eczacılık gibi 20 mesleği yapmalarına izin verilmiyor.
Suriyeli mülteciler: Türkiye, Mısır, Irak, Ürdün ve Lübnan'daki kamplarda bulunuyor
Suriye'de 2011'den bu yana devam eden savaş sebebiyle halk evlerini terk ederek başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı. BMMYK ocak verilerine göre, Türkiye'de kayıtlı 2,9 milyon Suriyeli sığınmacı varken Mısır, Irak, Ürdün ve Lübnan'da 2 milyon Suriyeli mülteci bulunuyor.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, açıklamada Türkiye'de 22 sığınmacı kampı bulunduğunu belirterek "Bu kamplarda 250 bin Suriyeli yaşıyor. Buradaki insanlara yönelik Kızılay kartlarımız var. Bu kartlarla 310 milyon lira gibi bir maddi destek sağladık. Kamp dışındakilere de bu anlamda desteklerimiz devam ediyor. Son dönemlerde açtığımız toplum merkezlerinde, mülteci kardeşlerimizin uyum problemlerini çözmeye çalışıyoruz." demişti.
Suriye ile 375 kilometre sınırı bulunan Ürdün'de, 618 bini BMMYK'ye kayıtlı 1 milyon 300 bin Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Mafrak kentinin yüzde 88'ini de Suriyeli sığınmacıların oluşturduğu belirtiliyor.
Ürdün'de Zateri, Ezrak, BAE, Bahçe ve Cyber City Kampı olmak üzere Suriyeli sığınmacıların iskan edildiği 5 kamp bulunuyor.
Kampta bulunanların yarısının çocuk yaşta olması dolayısıyla her bölgede ilk ve ortaokullar bulunurken kampta sık sık hastalıkların görülüyor.
Öte yandan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EMHRN), geçen yıl Ürdün'deki Suriyeli 60 bin çocuğun zor ve tehlikeli çalışma şartlarının yanı sıra şiddet ve istismara maruz kaldığını açıklamıştı. Raporda, "Uluslararası istatistiklere göre, Zateri Mülteci Kampında çalışan çocukların yüzde 24'ü ücretlerini alamıyor. Yüzde 15'i ise iş yerinde fiziksel şiddet ve istismara maruz kalıyor." ifadelerine yer verilmişti.
Suriye'nin Ürdün sınırında bulunan Rekban Mülteci Kampında ise Ürdün'e girmek için bekleyen 85 binden fazla Suriyeli bulunuyor.
Arakanlı Müslümanlar kamplardaki derme çatma barınaklarda yaşıyor
Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor. BM tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Bangladeş'in Myanmar sınırındaki Cox's Bazar'da bulunan BM'nin iki mülteci kampında 1992 yılından bu yana 32 bin kayıtlı Arakanlı Müslüman sığınmacı olarak yaşıyor.
Kayıt dışı mültecilerle sayıları 200 bin ila 400 bini bulan sığınmacıların büyük bölümü, kampların çevresindeki derme çatma barınaklarda yaşarken bir kısmı da ülkenin güney sahillerine dağılmış halde yaşamlarını sürdürüyor.