Zamane hânedanları iyi değildir

• “Dedi ki: Krallar bir ülkeye girdiklerinde orayı darmadağın ederler, şerefli kimseleri aşağılayıp zelil duruma düşerler. İşte böyle yaparlar.”
• Neml Suresi 34. Ayet

Amerikalı turistler bana İngiltere kraliyet ailesi nedeniyle ülkemizi çok kıskandıklarını söylediklerinde, başkan sıfatıyla kime baktıklarını görüp durumu rahatlıkla anlayabiliyorum.

Donald Trump bir yana, Avrupa çapında kraliyet hanedanlarını devreden çıkarıp yerine seçilmiş, demokratik devlet başkanlarını getirmek için günden güne büyüyen bir hareket olduğunu söylemek mümkün. Halk tarafından seçilen, hükümeti yönetecek değil, politikacılardan tamamen bağımsız olarak ülkeyi temsil edecek birinden bahsediyorum.

İnsanlar azıcık cesaret edebilse bu fikir Ortadoğu için de hiç fena durmuyor. Fakat Arap Baharı ile birlikte bölge yöneticilerinin göstermiş olduğu korkunç tepkiyi de gördük neticede.

Gizli Hesaptan Gelen Para

Yine de en azından Avrupa bahis konusu olduğunda, kötü davranışlarda bulunan hânedan mensuplarının, cumhuriyet fikrine cumhuriyet yanlısı gruplardan daha ziyade hizmet verdikleri aşikâr. Kimden bahsettiğimi anladınız. İspanya'nın eski kralı Juan Carlos'tan elbette. Yaptığı yolsuzluğun açığa çıkması, şu anda kral olan oğlu Felipe’yi ve hanedânı zor duruma sokunca yurt dışına çıkma kararı alan eski kral, Suudi Arabistan ile ilgili gizli bir offshore hesabından milyonlarca doları cebe indirmişti.

Madrid’deki Anayasa Mahkemesi, İspanyol bir konsorsiyum tarafından yapılması gündeme gelen Mekke-Medine arası hızlı tren ihalesinde aracılık yaptığı iddiasıyla eski kral hakkında soruşturma açmış, ortaya 100 milyon dolar tutarında bir yolsuzluk çıkmıştı.

• Bu yolsuzluğun kaynağını teşhir etmek için Suudi Arabistan elbette bir soruşturma başlatmalıdır. Ancak ellerine cinayet kanı bulaşmış Suud hanedanından böyle bir hamle yapmasını beklemek fazlasıyla iyimserlik olur. Sahi, Cemal Kaşıkçı’nın adını hatırlayan var mı?

Gözlerden kaybolan Juan Carlos’un nerede ortaya çıkacağı meçhul. Hangi ülkenin ona güvenli bir sığınak olacağı da belli değil. Belli olan tek şey şu: Bu son hâdiseyle Avrupa tipi monarşiler ciddi bir itibar kaybına uğramış vaziyette.

Skandallar Bitmiyor

Juan Carlos’un 6 yıl önce oğlu Felipe lehine tahttan feragat edişi de sorunlu olmuştu. Aralarında fil avı için Botsvana’ya dek uzanmak dâhil bir sürü skandallar zinciri kralı kamuoyu önünde zor duruma sokmuş, o da çareyi tahtı devredip gözlerden ırak kalmada bulmuştu. Fakat bu taktik bile sonunda açık verdi. Gözlerden ırak kalmayı tercih edip gizli hesaplar üzerinden yolsuzluk yapsa da her şey ortaya çıktı, yeniden rezil oldu.

İsviçreli savcılar şimdi harıl harıl ülkedeki hesapların peşine düştüler.

Eski kralın sadece kendine ait olanlar değil, dostları ve yakın iş çevresine sahip hesaplar da araştırma kapsamında. Savcıların dediğine bakılırsa dönemin Suudi kralı Abdullah, 2008 yılında henüz İspanya tahtında oturuyorken Juan Carlos’a 100 milyon dolarcık bağışlamış. Carlos da dört yıl sonra 65 milyon dolarını sevgilisi Corinna Larsen’e hediye etmiş.

İngiltere Çok Mu Temiz?

Hanedan skandalı deyince akla sadece İspanya gelmesin. İngiltere de bu konuda pek temiz sayılmaz. Biliyorsunuz, Prens Andrew de İngiliz kraliyet ailesinin başını ağrıtıyor şu sıralar. Tescilli pedofil Jeffrey Epstein ile dostluğu inkâr edilemez bir boyutta. Kraliçenin en çok sevdiği oğlu, reşit olmayan, küçük yaştaki kızlarla ilişkiye girmekle suçlanıyor. Bu arada İngiliz kanunlarına göre küçük kızlarla ilişkiye girmek doğrudan tecavüz suçu olarak tanımlanıyor. Yani İngiliz kraliyet prensi, kanunlar önünde âdî bir tecavüz sapığı durumunda.

Prens elbette bu suçlamaları şiddetle reddediyor. Amerikan makamlarına Epstein hakkında yapılan soruşturmada yardımcı olacağını söylemekle yetiniyor. Peki, bu güne dek böyle bir yardımı dokunmuş mu? Ne gezer!

Kızının Düğününde Fotoğrafı Yok

İspanya’nın eski kralı sürgüne giderek gözlerden kaybolmayı seçerken İngiliz prensi fazla görünmeyerek ortalığın yatışmasını, kendisi hakkındaki suçlamaların gündemden düşmesini tercih ediyor. Öyle ki, geçenlerde kendi kızının düğününde çekilen fotoğrafların hiçbirinde yoktu. Belki de oradaydı, sadece fotoğraflarda görünmemeyi istemişti.

Avrupa monarşisi yüzyıllar boyunca köle ticaretini bizzat yürüttü, teşvik etti ve ölesiye savundu. Şimdi sıradan insanlar sormaya başladılar bile, kendini elit olarak ilan eden birileri niçin sıradan vatandaşların sırtından geçiniyor diye.

Hanedanların zenginliği ve içinde yaşadıkları o muazzam refahın kaynağına baktığımızda geçmişten gelen köleliğin ve sömürgeciliğin büyük bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Toplumların yakasına yapışan bu parazitlerden kendimizi tamamen kurtaramasak bile, en azından heykellerini ve maaşlarını ortadan kaldırmalı, saraylarını halkın malı olarak ilan etmeliyiz.

İngiltere’de içinde yaşadığım özgürlük ortamı bana bu satırları yazmama izin veriyor. Sizler de Türkiye’de aynı rahatlık içerisinde okuyabiliyorsunuz. Fakat Arap dünyasının çoğunda hüküm süren sansürcü zihniyet yüzünden pek çok kardeşimiz kendi fikirlerini ifade etme noktasında ciddi sıkıntılar yaşıyor. Hanedanların oturdukları sarayları hak edip etmediklerini sorgulayamıyor bile.