Yeni bir yol: Anti-feminist kadınlar

Anti-feminist kadınlar
Anti-feminist kadınlar

Feminizm denilen şeyin nefsânî arzuların kudurmasından başka bir şey olmadığını görmek ve gençlere anlatmak gerekiyor. Yeni bir harekete veya var olan bir harekete katılmak için evden çıkmaya da gerek yok. Artık herkesin elinde telefon ve kurulacak sosyal medya grupları ile bu başarılabilir.

Batıda “Traditional Wife” adıyla yeni bir öze dönüş akımı başladı. Geleneği canlandırmaya çalışan insan kalmayı becermiş kadınlar “geleneksel eş” veya “geleneksel ev hanımı” tabirini kullanıyor.

Cinsiyetsizleştirme sapkınlığına karşı harekete geçen farklı ülkelerden genç ve orta yaş hanımların başlattığı bu hareket ile kadının sömürülmemesi, aile düzeninin yeniden tesisi, kadının kadın gibi, erkeğin de erkek gibi olmasını yani her iki cinsinde fıtrî rollerine geri dönmesini hedefliyor.

Deniliyor ki, modernite her şeyi altüst etti. Yetmedi bir de cinsiyetsizlik salgını çıkarmaya çalışıyorlar. Kadın ve erkeğin rollerinin alabora edilmesi için çabalıyorlar. Ama ne yapsalar boş ve fıtratın önünde durmak güç.

Feminizm sapkınlığına karşı duran bu hayırlı hareket İslam dünyasından çıksa belki de bu denli bir etki görmeyebilirdi.

Kadının mecbur kalmadan çalışmamasına ve kariyer gerekçesiyle evini ihmal etmesine itiraz eden “geleneksel ev hanımı hareketi” diğer kadınları da kariyerlerini bırakıp evde ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya çağırıyor.

2018’de adını duyurmaya başlayan bu hareket, 2020’den sonra ciddi bir kadın kitlesine ulaşmış. Bugün ise Batı’da hayli revaçta. Türkiye’de pek gündem olmayan bu hareket, henüz haz ve sokak çağrılarına doymamış “Müslüman” kadınlar arasında yeterince ilgi görmüş değil. Ancak Batılı ülkelerde her yaş grubundan kadın arasında büyümeye devam ediyor.

Kısaca “Tradwife” olarak da anılan bu hareket toplumların geleneksel değerlerini savunuyor. Kadınların birincil görevini; kocalarına eş olmak, çocuk doğurmak, çocuklarına annelik yapmak ve evinin hanımı olmak olarak tarif ediyorlar.

Modern kadın safsatası kadınları mahvediyor

‘Modern kadın’ diye tarif edilen şeyin, zengin mahalli kültür ve değerlerin yok edilmesi üzerine kurulu olduğu, özellikle ikinci cihan harbi sonrasında ortaya çıkan Amerikan kültürünün dayatılması ve kadınları feminizm ve neopaganizm soytarılığına yem etmekten başka bir şey olmadığı belirtiliyor.

Bir tüy kadar zarif bir varlık olan kadının ağır işlere mâruz bırakılması, kadınlığından faydalanılması, kapitalizmin metaına dönüştürülmesi, kadınlık, hanımlık, annelik, zarif işler yapma, erini güçlü tutma ve dolayısıyla ailenin sağlam kalmasını sağlama görevinden uzaklaştırılarak tüm değerlerin yok edilip tektipleştirilmesini de kadın haklarının ihlali olarak görüyorlar.

Bu harekete mensup kişilerin görüş ve sözleri dikkatle takip edildiğinde taleplerin hepsinin insânî ve İslâmî olduğu görülür. Aslında yapılan şey tümüyle bir fıtrat çağrısı. Hareketin gönüllülerinden biri yaptığı bir konuşmada kadının, kapitalizmin ve Amerikan kültürünün metaına dönüştürüldüğünü ve bu hâlin kadınlık izzetinin ayaklar altına alınması mânâsına geldiğini söylüyor.

Bir diğeri ise Amerikan kültürü diye sapkınlığın pazarlandığını, aile hayatının yok edildiğini, yakın zamana dek sadece Müslüman kadınların değil dünyanın her yerinde iffetli kadınların örtündüğünü ifade ederek kadının soyulmasının sapkın bir fantezinin ürünü olduğunu dile getiriyor.

Asıl mesaj erkeklere

Cesur çıkışları olan ve gerçekte aklı başında her kadının kabul edebileceği ve etmesi gereken şeyler söylüyorlar. Hareketi başlatanlar kadınlar, hem cinslerini evlerine, yuvalarına, kocalarına, çocuklarına, anne-babalarına dönmeye çağırmakla kalmayıp erkeklere de mühim bir çağrı yapıyorlar: Âdeta biraz “erkek olun” diyorlar ve ailelerini korumalarını, kadınlarını çalıştırmamalarını, kendi kadınlarından başkalarına yönelmemelerini, zarif olmalarını, kazançlarını ailelerine harcamalarını, çocuklarını korumalarını ve güçlü bir aile reisi olmalarını öğütlüyor ve buna yönelik çağrılar yapıyorlar.

Böyle olan bir erkeğin kadınının evini daha iyi dekore edeceğini, topuklu ayakkabı ve açık saçık giyinmek yerine geleneksel kıyafetler tercih edeceğini, evinde kalan bir anne olacağını, yemeğini kendisinin pişireceğini, yatağına başkasını almayacağını, bağ-bahçe işlerine yönelerek sıhhî gıdalar ve nitelikli çocuklar yetiştireceğini hatırlatıyorlar.

Amerikan dergisine verilen bir mülakâtta, evinin kadını olan birinin gerektiği yerde peçe bile takabileceğini ve takması gerektiğini, bunun onun saygınlığını artıracağını belirtmişler.

Özetle diyorlar ki: Amerika’nın yoz kültür dayatmasından kurtulup özümüze dönelim. Kadın kadınlık görevlerini, erkek de erkeklik mesuliyetlerini yerine getirsin. Kadının çalışmasının aileye hiçbir katkısı yok. Aksine kadın kapitalizme meze yapılıyor. Nesil emniyeti kayboldu, kadın evine dönmeden bu mesele çözülemez. Kadın evine ve asli rolüne döndüğünde ailenin maliyetleri de düşecek.

Ünlüler de destek veriyor

Bu harekete katılan şöhretli sanatçılar ve de mankenler bile var. Kanada’nın eski “güzellik yarışması” birincilerinden Cynthia Loewen, evinin geçimini kocasının sağladığını, kendisinin ise evin sorumluluğunu üstlendiğini, bu sayede çok mutlu bir yuva ve aile kurduklarını ve bunu da herkese tavsiye ettiğini söylüyor.

Hareketin gözlemlerinden biri de sesleri çıkmasa da ve tercihleri bir harekete dönüşmeyerek şahsi kalsa da pek çok kadının, evine ve karısına sadık Müslüman, doğulu ve dindar erkeklere ilgi duyduğu ve erişebilirse tercih ettiği yönünde. Kadının aileyi sürekli koruyabilecek ve hanımına sadık bir erkek aradığını söylemeden geçmiyorlar.

Modern hayatın yorucu, tahrip edici, güvensiz ve hayatta kalmaya bile düşman olduğunu görmenin çok da zor olmadığının belirtilmesi memnuniyet verici bir fıtrat çağlayanıdır.

Bugün Müslüman kadınlar da bu harekete katılabilir, bunu yaygınlaştırabilir ve hepsinden mühimi de evvelen bunu kendi hayatına uygulayabilir.

Feminizm denilen şeyin nefsânî arzuların kudurmasından başka bir şey olmadığını görmek ve gençlere anlatmak gerekiyor.

Yeni bir hareket veya var olan harekete katılmak için evden çıkmaya da gerek yok. Artık herkesin elinde telefon ve kurulacak sosyal medya grupları ile bu başarılabilir.