Yakın Tarihte Bu Hafta
Mehmet T. Şahin bizim için yakın tarihte bu hafta nelerin olduğunu hatırlattı.Oysa daha dün gibiydi: Kuş gribi, Eyyafyallayöküll karantinası, Fransızların Türkiye'ye hakkında yaptığı şaka, Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırı konuları işlendi.
Yalancı kehaneti: 150 milyon insan ölebilir!
Bu iddia, ilk kez 2003 yılında SARS ve Covid-19 gibi yine Çin’de çıkan ‘kuş gribi’ için bilim adamlarının dile getirdiği en korkutucu iddiaydı. Virüs Çin’den yayılmaya başladığında, Amerikan ‘Science’ dergisi ‘Dünya, insan nüfusunun büyük bir kısmını öldürebilecek bir pandeminin kenarında’ uyarısı yapmış, Dünya Sağlık Örgütü de bu ‘bilim adamlarının’ izinden giderek dünyada bir katliama önayak olmuştu. Virüs nedeniyle dünya genelinde milyarlarca tavuk ve kanatlı kümes hayvanı itlaf edilmişti. Türkiye de 2003-2006 yılları arasında bu virüsün etkisi altına girmiş ve 2,5 milyon tavuğu itlaf etmişti. Sadece tavuklar değil nice farklı tür kanatlının tüm nesilleri yok edilmişti. Dünyada hâlen görülmeye devam eden H5N1 isimli kuş gribi virüsü, son olarak 2020 Şubat ayında Çin, Çekya, Hindistan, Filipinler, Macaristan gibi ülkelerde yeniden hortladı. Ancak koronavirüsün tahtını sallayamadığından adından çok fazla söz ettiremedi.
- Ne kuş gribi ne de domuz giribi hiçbir zaman tehlike arz etmedi. İnsanlık ise yalana teslim alınmakla kalmadı, paraları, zamanları ve sağlıkları çalışındı. Pek çok kanatlı türünün ise dünyadaki şahsi yöntemlerle izleri silindi.
Eyyafyallayöküll karantinası
Bu haftalarda koronavirüs nedeniyle alarm durumunda olan dünya, bu kadar büyük olmasa da 10 yıl önce de ‘doğal’ bir afetten mustaripti. İzlanda’da bulunan ve adını hemşerilerinden başka kimsenin telaffuz edemediği Eyyafyallayöküll yanardağı Mart ayında patlamış, fışkıran küller ise nisan başından itibaren dünyayı esir almıştı. Atmosferi kaplayan kül bulutları nedeniyle dünya çapında binlerce uçuş iptal olurken, 17 ülke hava sahasını kapatmak zorunda kaldı. Türkiye ise 14 ülkeye uçuşları askıya aldı, binlerce turist havalimanlarında mahsur kaldı. Virüs kadar olmasa da yeterince küçük olan toz zerreleri, kendisini ‘dünyanın hâkimi’ sanan insanoğlunu kısa süreliğine alt etmeyi başarmıştı.
Fransızlar artık ‘Fransız kalmıyor’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011 yılı 13 Nisan’ından Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'na hitap ederken, bazı Avrupalı vekillerin önyargılı sorularına muhatap olmuş, Türkiye'deki dini özgürlükler konusunda yorum yapan bir vekil için ise, "Zannederim arkadaş Fransız. Ama Türkiye’ye de Fransız" demişti. Erdoğan’ın bu sözleri, Avrupa’da olay olmuştu. Fransız haber ajansı AFP konuyla ilgili geniş bir haber hazırlayarak ‘Fransız kalmak’ sözünü dünyaya anlatmaya çabalarken, pek çok AP milletvekili de daha sonra bu sözü kullandı. Hatta AP Sosyalist Grubu Başkanı Andreas Gross bu deyimin çok hoşuna gittiğini ve bundan sonra kendisinin de kullanacağını söyleyerek
- “Asla unutamayacağımız bir şaka oldu ve ben de bazen Fransızların, çok da fazla bilgi sahibi olmadıkları konularda konuştuklarını düşünüyorum” dedi.
Türk’e yumruklu saldırı
Terör örgütü PKK’nın siyasi kanadı, 10 yıl önce başka bir maske ve isimle Meclis’te temsil ediliyordu ve adında yine ‘demokrat’ ibaresi vardı. DTP yeni kapatılmış; yeni kurulan BDP’nin kapatılmasına 2 sene kalmış ve halen Meclis’te olan HDP’nin kurulması için çalışmalar başlatılmıştı. Ama isimler değişse de, aktörler hep aynı kalmıştı. O aktörlerden biri olan Ahmet Türk, 2010 yılının 12 Nisan’ında Samsun’da bir duruşmaya katıldı. Duruşma, Muş’ta DTP’nin kapatılmasını protesto etmek için eylem yapan ve bir dükkânı içindekilerle birlikte yakmak isteyen teröristlerin, içerideki esnaf tarafından vurulmasıyla ilgiliydi ve adliye önü oldukça sıcaktı. Duruşmadan çıkan Ahmet Türk, bir vatandaş tarafından yumruklu saldırıya uğradı. Yüzünden yaralanan Ahmet Türk’ün durumu iyiydi ama yumruğun ülke genelinde getirdiği ses günlerce yankılandı.
- Sonuçta Samsun’da 2 Emniyet Müdürü görevden alındı ve tüm siyasi partilerin saldırıyı kınamak için birbiriyle yarışması sonucu olay tatlıya bağlandı. Saldırgan ise 1 yıl sonraki seçimlerde bağımsız milletvekilliği için adaylığını açıkladı.