Vazgeçmediler tehir ettiler
Her denilene eyvallah demezsen, küresel bir gıda şirketi ile mahalli marketler zincirinde çalışmış bir pilot gelir sizi susturur. Üstelik de rey vererek iktidara getirdiğimiz, hiçbir dünyalık beklemeden omuz verdiğimiz iktidarın TBMM’deki sandalyelerini işgal eden kişilerin elleriyle.
Haftalardır gıda ve beslenme konusundaki hürriyet kısıtlaması ve cezalarla ilgili yazıp çizmekte idik. Bill Gates Vakfı ve Tarım Bakanlığı arasında 2019’da yapılan gizli anlaşmadaki (ne hakla gizliyorlarsa) başlıklardan biri de beslenmeydi.
Küresel şeytanların sözcüsü Bill Gates’e göre bir hayat sürmemiz gerekiyormuş. Ne verirlerse yemeli, ne içirirlerse içmeliymişiz. Aşılarını olmalı ve itiraz etmemeliymişiz. Aksi halde büyü bozulurmuş.
Ancak bazı haddini(!) bilmezler bu şeytanî akla itiraz ediyorlar. Neymiş efendim, Sünnet-i Seniyyeye göre beslenmeliymişiz, necasetten uzak durup, tayyibattan yemeliymişiz. Az ve öz yemeli, acıkmadan sofraya oturmamalı, doymadan kalkmalıymışız.
Bunlar olacak şey değilmiş. Zira kanser, diyabet olmalı, kısırlaşmalı, engelli doğurmalı, sürekli hasta kalmalıymışız ki, şeytanîler istediklerini yapabilsinler. Birileri de çıkmış bunları eleştiriyor. Olacak şey mi bu?
Her denilene eyvallah demezsen, küresel bir gıda şirketi ile mahalli marketler zincirinde çalışmış bir pilot gelir sizi susturur. Üstelik de rey vererek iktidara getirdiğimiz, hiçbir dünyalık beklemeden omuz verdiğimiz iktidarın TBMM’deki sandalyelerini işgal eden kişilerin elleriyle.
- Çocukları, çıplaklığı, pornografiyi, alt sesi, 25. kareyi, yalanı ve sair tüm rezaletleri kullanan reklamlara alabildiğince hürriyet… Lakin Müslüman millete sansür. Konuşmama, yazamamalı, eleştirmeme, ne derlerse eyvallah deyip sindirmemizi istiyorlar.
Kaldı ki, bu yeni bir istek de değil. Ta Tanzimat’tan beri devam eden bir arzu. 2012’de FETÖ’nün yayın organı Aksiyon’un kapaktan emrettiği talep. Neye imza attığından habersiz vekiller ve Bill Gates şeytanının talimatları…
Allah’a hamd olsun ki, 16 Temmuz günü Genel Kurul’a geleceği saatlerde sosyal medyada Gıda Hareketi öncülüğünde başlatılan, Yusuf Kaplan gibi mütefekkirlerin verdiği destekler sayesinde, Anayasanın başta 26. maddesi olmak üzere pek çok hükmüne aykırı kanun teklifi, son anda Tarım Komisyonu üyeleri Genel Kurul’a gelmediği için ertelendi.
Birilerinin acelesi vardı ve TBMM Adalet Komisyonu önündeki dosyayı değerlendirmeden çıkarmak istiyorlardı. Bakanlık makam ve koridorlarında konuşulan pek çok şeyden haberimiz olmaktaydı. Çünkü içeride buna itiraz eden ama çaresiz durumdaki bürokratlar da yok değildi. Üstelik bakanın yakını sandığı adamlardan…
Tehlike geçmedi, te’hir olundu.
Bir gece ansızın gelip bu kanunu çıkarabilirler. Ama Beştepe’nin buna izin vermeyeceğine inancımız tam. Zira kanun çıkarsa, üç kişi beş kişi susar veya cezayı ödeyip konuşur. Ama kaybeden 18 yıldır devrim gibi işlere imza atan AK Parti olur.
Nihayetinde bir siyasi parti olan AK Parti kaybeder kaybetmesine de bu işin kazananı millet olmaz. Sadece küresel çeteler kazanır. Kimsenin şüphesi olmasın ki, millet de sağlığını, topraklarını, gıdasını, nesil emniyetini kaybeder.
Mâlum İslam canın, aklın, malın, dinin ve neslin korunmasını kesin bir dille emreder. Bunların tümünün muhafazası mideden geçer. Gıdayı silah olarak kullanan uluslararası ve mahalli çetelerin yegâne amacı da bizleri esir etmektir. Midemizden vurarak can, akıl, iman, mal ve nesil emniyetimizi yok ekmek.
- Buna kim susabilir?
- Buna hangi Müslüman rıza gösterebilir?
- Buna girişen akıl bizden değil, bize tuzak kurandır.
- Bunu önümüze getiren bu milletin değil, karanlık yapıların adamıdır.
- Bunu idrakten mahrum olanlar, Meclis’te bizi temsil edemez.
- Susmadık, susmayacağız!
- Sefer bizim, zafer Allah’ındır!
- Vesselam!