Uygurların 'Çin işkencesi' bitmiyor

Çin 2016'dan bu yana yaklaşık 1 milyon Uygur'u, "yeniden eğitim merkezleri" diye adlandırdığı, Uygurların dinlerini terk etmeye zorlandıkları kamplara hapsetti. Uygulanan baskının büyük bir kısmı, Uygurların doğum oranlarını düşürmeyi kapsıyor.

• Sincanlı eski Doktor Hasiyet Abdulla, Çin Hastanelerinin, yeni doğan çocukları öldürdüğünü ve hâmile kadınlara geç dönem kürtaj yaptığını açıkladı. Bunun nedenin ise Çin'in Uygur Müslüman nüfusunu azaltmak istemesi olduğunu söyledi.

Doktor Abdulla, 17 Ağustos günü Radio Free Asia'ya verdiği röportajda Sincan hastanelerinde Uygur doktoru olarak çalıştığı 15 yılı anlattı. Çin’in 2017 yılında çıkardığı yasaya göre, Uygurlara ve diğer azınlıklara kırsal alanlarda üçten fazla, kentsel alanlarda ikiden fazla çocuk edinmemeleri dayatılıyordu.

Abdulla röportajında, bu yasal sınıra ulaşan ailelerin yeni doğacak bebeklerini aldırmak zorunda kaldığını söyleyerek, “Bu zorunlu kürtajlar, anne sekiz ve dokuz aylık hamileyken gerçekleşti. Hastane personelinin bebeği ailelere vermeyip, doğduğunda öldürür. Bu, resmî bir emir. Hastaneler bu emre uymazlarsa para cezasına çarptırılır” dedi.

Doğum oranları düşüyor

2020 Haziran ayında yayınlanan bir Associated Press (AP) soruşturması da Çin hükümetinin Uygurların ve diğer azınlıkların doğum oranlarını düşürmeye çalıştığını ortaya koydu. AP'nin bildirdiğine göre son istatistikler, 2015-2018 yılları arasında Çin'in, -ağırlıklı olarak Uygur bölgelerinde- doğum oranlarının yaklaşık yüzde 60 civarında düştüğünü gösteriyor.

Sincan'da doğum oranları 2019 yılında neredeyse yüzde 24 düşüş yaşamıştı. AP'ye göre, birden fazla çocuğu olan Çinli ebeveynler, genellikle gözaltı kamplarına gönderiliyor ya da büyük para cezalarına maruz kalıyor. Polis, ailelerin gizli çocuklarını aramak için evlere baskın bile düzenliyor. Ayrıca, toplama kamplarında tutulan Uygurlu kadınların, düzenli olarak hamilelik kontrollerinden geçirip, kürtaja ve kısırlaştırmaya zorlandıkları tespit edildi.