Tuzsuz hayat ölüm getirir
Son yıllarda tuza yönelik bir savaş yürütülüyor. Kimse de ‘tuz olmasaydı hayatta kalabilir miydik’ diye sormuyor. Şüphesiz ki kalamazdık! Tuzsuz bir hayat mümkün değil. O halde bu düşmanlık niye?
Ülkemizdeki tuz düşmanlığının sebebi, batılı kaynaklar. Yoksa bizde hiçbir akademisyen kalkıp tuz hakkında araştırma falan yapmış değil. Bizimkilerin yaptığı tek şey, batılı makaleleri okumak, onların seminerlerini dinleyip, millete dayatmak. Sağlık politikalarımız da bu yanlış üzerine bina edilince meseleler tam bir kördüğüme dönüşüyor.
Biz bu nedenle bu hafta tuz meselesini ele alalım istedik. Malum kâinat bir denge üzerine yaratılmıştır ve tüm canlılar için tuz da bu dengenin bir parçası. Tuzu hayattan çekmeniz oksijensiz kalmanızdan farklı olmaz. Allah (c.c.) yeryüzünün her yerine yani dağlara tuz taşları yerleştirmiş ki, buralarda dolaşan hayvanlar bu taşları yalayarak tuz ihtiyaçlarını gidersinler…
- İnsanlar için ise tuz madenleri ve tuzlu sular yaratarak istifadelerine sunmuş. Yani tuz; denizler, göller, akarsular gibi kaynakların yanı sıra, kaya tuzu şeklindeki madenlerden de elde edilir. ‘Zırva tevil götürmez’ derler işte bu cinsten bir iddia var ki, ilk insanlar tuzu tanımıyormuş, tuz sonradan keşfedilmiş. Bunu söyleyenlerin akıl muvazenelerini kontrol ettirmek şart. Tuz, insanın ihtiyacı olduğu için Hz Âdem (a.s.)’e ilk öğretilenlerdendir. Tedariği de bir keşif ve zahmet gerektirmez.
Tuz tarihin her döneminde ticarete konu olmuştur.
Bedenin günlük ihtiyacının yanı sıra, gıdaların muhafazası, olgunlaştırılması, derinin muhafaza ve işlenmesinde de en mühim maddedir.
Tuz, bedenin hiçbir değişime uğratmaksızın kullandığı yegâne gıda olmanın yanı sıra, kilosu 5-10 lira gibi son derece ekonomik de bir besindir. İddia edilenlerin aksine tuz sağlık için zararlı değil, tam tersi yararlıdır. Bedenimizin günlük yarım tatlı kaşığı tuza ihtiyacı vardır.
3 Beyaz Meselesi
Senelerdir bazı kimseler klişeleşmiş olan “üç beyazdan uzak dur” cümlesiyle insanları yanlışa sürüklüyor. Bu üç beyazdan beyaz un ve rafine beyaz şekerin zararı şüphesiz ki tartışılmaz. Ama buraya tuzu kim eklediyse, insanlığa ihanet etmek maksadıyla yapmıştır. İyi niyetle yapsa bile hasar büyük olmuştur. Çünkü beyaz tuzdan muradın ne olduğu izah edilmek zorundadır.
Hangi Tuzu Tercih Etmeli?
Tuzun tatlı sular, denizler ve madenlerden elde edildiğini belirtmiştik. Ülkemizde üç kaynak da kullanılıyor. Adı bile Tuz Gölü olan Türkiye’nin en büyük ikinci gölüne sahibiz ve buradan çok büyük miktarlarda tuz elde ediyoruz.
İkinci kaynak ise denizler. Ancak ne yazık ki, denizlerimiz aşırı kirli ve buralardan tuz elde etmek doğru bir uygulama değil. Kaldı ki, Türkiye’nin Çankırı, Kırşehir gibi şehirlerinde bizi kimseye muhtaç etmeyecek temiz ve mineralli tuz kaynakları var. Önceliğin ve aslında tek tercihin buralar olması icap eder. Bu temiz kaynaklardan elde edilmeyen her tuzda ağır metaller görülebilir. Özellikle de kirli denizlerden elde edilen tuzlardan…
- Tuzda üç şey çok mühimdir
- ■ Elde edildiği kaynağın kirlilik veya temizliği
- ■ Tuzun işlenmesi
- ■ Katkı maddesi eklenmesi
Tuza Da Mı Katkı Ekleniyor?
Bir şeye insanın eli değmeye görsün onu hemen ifsat eder. Doğru tuz tercihi günümüz açısından kaya tuzudur. Kaya tuzunun çıkarıldığında cam gibi berrak ve lekesiz olması gerekir. Leke kirdir. Bu temiz tuz öğütüldüğünde kar gibi beyaz olur.
Ne yazık ki, tuzlara da iki çeşit katkı maddesi ekleniyor. Biri, akışkanlığı sağlamak için siyanür yani bildiğiniz kanserojen siyanürün türevleri... Diğeri ise sentetik iyot. Ne acıdır ki, ikisi de insanlığın başının belası.
- Tuza eklenen siyanür türevleri
- ■ E535 Sodyum Ferrosiyanür
- ■ E536 Potasyum Ferrosiyanür
- ■ E538 Kalsiyum Ferrosiyanür
Potasyum/Sodyum/Kalsiyum ferrosiyanürler ileri derecede toksik/zehirli maddelerdir. Bu zehir; asitler ve oksitleyici maddelerle reaksiyona girerek parçalanır ve yine üst düzey toksik bir madde olan Hidrojen Siyanüre (HCN) dönüşürler. Bu sayede, kanın oksijen taşıma miktarını azaltırlar.
Tuzlara eklenen bu toksik maddelerin ağız, boğaz ve mide yanmalarına, gırtlak zedelenmesine, iç kanamalara, baş dönmesine, alerjik reaksiyonlara hatta beyin kanamalarına bile yol açtığı biliniyor. Özellikle bebekler ve çocuklar için tehlike çok daha büyük. FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) bu maddelerin gıda katkı maddesi olarak kullanımını yasaklamış olmasına rağmen bizde hâlâ serbesttir.
- Tuza sentetik iyot eklenmeye başlandığı tarihte ülkemizde iyot eksikliği ne kadar ise bugün onun onlarca katı. Yani tuza iyot eklemek çare olmadığı gibi derdi de büyütmüş. Batı, bize yani Müslüman Türk’ün tuzuna hayrına iyot eklettiriyor. Başka söze gerek var mı?
Bu yüzden işlenmiş, iyot eklenmiş tuzlardan uzak durunuz. Zararlı olan tuz değil, işlenmiş iyot ve siyanür eklenmiş tuzlardır.
Tuzun Bazı Faydaları
Yeterli tuz almayanların böbrekleri ağır hasar görebilir. Az tuz alanlarda da idrar kaçırma görülmüştür.
■ Vücudun bazı eser elementleri almasını sağlar
■ Kan basıncını dengeler
■ Tat eksikliğini giderir
■ Sindirimi kolaylaştırır
■ Stresi azaltır
■ Böbreklerdeki fazla asidin idrara gönderilmesini sağlar
■ Vücudun hidroelektrik enerji üretimi için gerekli olan tuz, kalp ritmini ve kan şekerini dengeler, besin emilimine yardım eder, kemik yapısını sağlamlaştırır, kas kramplarına engel olur, boğazda balgam toplanmasını ve sinüs tıkanıklığını engeller, ağır öksürükleri keser.
■ Beyinde serotonin ve melotonin düzeylerinin korunmasını sağlar.
■ Yeteri kadar ve temiz tuz kullananlar, başka neden yoksa genellikle alzheimer olmazlar.
■ Tuz aynı zamanda bir tedavi nesnesidir.
■ Vücut yeterince su ve tuz alırsa, tuz, dolaşımdaki kanı artırır ve kanın bedenin her yerine ulaşmasını sağlar. Bu sayede kanser hücrelerini öldüren oksijen harekete geçer ve güçlenen bağışıklık sistemi hastalıklı dokuları yok eder. Eğer yeterince tuz ve su alınmamışsa, kan her noktaya ulaşamaz, dolayısıyla oksijen de. Bir de aldığınız tuza siyanür eklenmişse, bu katkı maddesi kanın oksijen taşıma miktarını azaltacağı için kansere davetiye çıkarmaktadır.
- Son söz olarak diyelim ki, lokantalardan tuz kaldırmak veya azaltmak marifet değil. Önemli olan kullanılan tuzun hangisi olduğudur.
Bir de hayvanlara verilen kirli tuzlar vardır ki, bunlardan elde edilen gıdaları kim yiyor? İnsan, tuz gibi çok ekonomik bir maddeden tasarruf edeceğim diye kendini zehirlediğini göremeyecek kadar körleşmiştir. Hayatınızın tadı tuzu eksik olmasın!