Türkiye'nin Afrika'da İha-Siha başarısı
Türkiye 2000'li yılların başından beri Avrupa, Ortadoğu ve Afrika arasında köprü olma hedefiyle kıtada cesur bir şekilde ilerleyen ülke imajına sahip. Türk dronlarının ticârî başarısının arkasında bu imaj ve elbette rekabetçi fiyat politikası var. Türkiye'nin dışa açık bir ihracat politikası da süreci akışkan hâle getiriyor. Türkiye hızla değişen bir jeopolitik ortamda önemli bir askerî teçhizat sağlayıcısı olarak Afrika'daki konumunu her geçen gün daha da pekiştiriyor.
Son dönemde Batı Afrika'da meydana gelen darbeler bazı uzmanlar tarafından "Afrika'nın Baharı" olarak adlandırılırken, bazılarıysa bunun bir devrim olduğuna inanıyor. Bu olaylar, Türkiye ile ilişkilerin giderek geliştiği bir zamanda gerçekleşiyor. Bilhassa son zamanlarda Türk insansız hava araçlarının birçok ülkenin savunma alanında önemli bir yer edinmesi dikkat çekiyor.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Afrika'daki etkisini artırarak askeri dron alanındaki uzmanlığını ortaya koydu. Bu strateji, Erdoğan'ın Angola, Nijerya ve Togo ziyaretlerinde Türk dronlarına olan ilginin artmasıyla müşahhas hale gelmiş durumda. Bilhassa Bayraktar TB2 gibi Türk dronlarının başarısı, Libya ve Azerbaycan'ın yaşadığı çatışma alanlarında gösterdiği performansla dikkatleri üzerinde topladı.
Etiyopya bölünmekten kurtuldu
Türkiye'nin amacı net: Afrika'da savunma sektörünü geliştirerek kaliteli askeri ekipmanları rekabetçi fiyatlarla sunmak ve aynı zamanda eğitim ile teknik destek sağlamak. Bu yaklaşım Fas, Tunus ve Angola gibi ülkeleri etkiledi, bu ülkeler Türk dronlarını edindi, bu teknolojiye ilgilerini gösterdi.
Kanlı bir iç savaşın içine giren Etiyopya, bölünme tehlikesinden Türk dronları sayesinde kurtuldu. Batı basınında çıkan taraflı haberler kimi zaman insan hakları ihlâllerini gündeme getirse de Etiyopya'nın savunma alanında Türkiye ile yaptığı işbirliği daha da genişledi ve çeşitlendi.
Sadece satış yok işbirliği var
Türkiye'nin Afrika'daki stratejisi sadece İHA-SİHA satışıyla sınırlı değil. Ankara eğitim, silah modernizasyonu ve mayın temizleme araçları gibi askeri işbirliğinin diğer yönlerine de odaklanıyor.
Türkiye'nin Afrika stratejisini yansıtan bir diğer unsur ise özellikle medya tarafından nasıl ele alındığı konusu. Türkiye 2000'li yılların başından beri Avrupa, Ortadoğu ve Afrika arasında köprü olma hedefiyle kıtada cesur bir şekilde ilerleyen ülke imajına sahip. Türk dronlarının ticari başarısının arkasında bu imaj ve elbette rekabetçi fiyat politikası var. Türkiye'nin dışa açık bir ihracat politikası da süreci akışkan hale getiriyor.
Türkiye hızla değişen bir jeopolitik ortamda önemli bir askerî teçhizat sağlayıcısı olarak Afrika'daki konumunu her geçen gün daha da pekiştiriyor.