Türkiye: Sen onu bıraksan da o seni bırakmaz

Yıllar boyunca Türkiye, tatillerini geçirmek için mâkul bir fiyata mükemmel imkânlar sunan bir ülke olarak Lübnan vatandaşlarını cezbetti. Tabii güzelliklerin büyüsü ile tarihi mekânların ihtişamı bir araya gelince Lübnanlılar yılda bir kez değil, birçok kez Türkiye’ye gitmeye başladılar. Bunda elbette Lübnan vatandaşlarına vize uygulanmıyor oluşunun da etkisi var. Türkiye’yi ziyaret edenlerin hemen hepsi orada yaşadıklarını büyük bir iştahla anlatıyor ve bilhassa kendi ülkelerinde göremedikleri tertip ve gelişme düzeyine hayranlıkla bakıyorlar. Ulaşım imkânlarının bol ve son derece ucuz oluşu, mükemmel bir lezzeti vadeden nezih ortamlarda yeme içme seçenekleri ve elbette bir alış veriş cenneti oluşu... Türkiye’yi ziyaret eden birisi, çeşit çeşit giyim mağazaları, tarihi pazar ve çarşıların içerisinde rahatlıkla kaybolabilir.

Lübnanlı vatandaşların kalbinde günden güne büyüyen Türkiye sevgisi, onları Türk dili öğrenmeye sevkediyor, bu da ülkede peşpeşe Türkçe öğreten kurumların açılmasına vesile oluyor.

Bazı okullar Türkçeyi seçmeli ikinci dil olarak öğrencilerine sunmaya başladı bile. Bunu nerden mi biliyorum? Çünkü ben Lübnan’da Türk dili ve kültürünü öğreten bir eğitimciyim. Lübnanlıların Türkiye’ye duyduğu ilginin olumlu pek çok yanlarının bulunduğuna inanıyorum. Orada edinilen bazı tecrübelerin Lübnan toplumuna yapacağı katkılar yanında, ticaret vb. konularda şahsi olarak da kişiye belli avantajlar sağlayacağını düşünüyorum.

Türkiye, çoğu Lübnanlı için örnek alınası bir ülke. Ülkelerinde görmek istedikleri pek çok şeyi görebildikleri, mutlu oldukları bir coğrafya. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti liderliğindeki ülke kalkınma yolunda büyük bir başarı gösterdi, yolsuzluklarla mücadelede belli bir başarı elde etti, ekonomik olarak ciddi hamleler yaptı ve özellikle özgürlükler alanında başarılı bir yönetim sergiledi. Bunu aslında bütün Lübnanlılar görüyor ama mahalle baskısı yüzünden bazıları itiraf edemiyor. Bilhassa Lübnan Sünnileri için Türkiye Ortadoğu’nun önde gelen ülkelerinden biri. Coğrafyadaki insan eksenli duruşu, mazlumların yanında yer alması alkış topluyor. Lübnan’daki Osmanlı mirasının restore edilmesi ve Türk asıllı Lübnan vatandaşlarıyla iletişime geçilmesi de yine olumlu tepkiler alıyor.

En önemlisi, Türkiye’nin Beyrut patlaması örneğinde görüldüğü gibi din ve mezhep ayırt etmeksizin bütün Lübnanlıları kucaklayan, birleştirici bir tavır göstermesi. En zor günündü Lübnan’ın, Lübnanlıların yanında olması. İşte bu her türlü sevgi ve saygıyı hak ediyor.