Trump’ın yahudilerle dansı

Trump’ın yahudilerle dansı
Trump’ın yahudilerle dansı

Milyarder kumarhane patronu Sheldon Adelson'ın dul eşi Miriam Adelson bu seçimde belirleyici bir rol üstlendi. 1o0 milyon dolar bağış, salt bağış sayılamazdı. Trump cömert hâmisiyle 19 Eylül’de Amerika'da ‘antisemitizmle mücadele’ başlıklı bir toplantıda boy gösterirken perde gerisinde bu ödemeye mukabil Trump’tan istenen şeyin Batı Şeria’nın ilhakını onaylamak olduğu söyleniyordu. Filhakika Trump İsrail’e büyükelçi olarak atadığı isimle böylesi gizli kapaklı bir anlaşmanın varlığını bilfiil onaylamış oldu. Batı Şeria diye bir toprak parçasının varlığını dahi inkâr eden Mike Huckabee, yahudilerin istila ettiği toprakları babasının kesesinden İsrail’e bağışlamaya hazırlanıyor.

ABD’nin 47. Başkanı oldu ve önceki tüm başkanlardan daha siyonist bir kabine teşkil etmekten gurur duyduğu aşikâr. Bir önceki döneminde İsrail için yaptıklarının uzun listesi de göz önüne alınırsa yeniden tahta geçişinin siyonist rejimde ve çevrelerde heyecana sebep olduğu ortada. Gelgelelim nüfusa nispetle son derece küçük ama nüfuzlu olan yahudi toplumuyla ilişkisinin epeyce karmaşık olduğu da vakıa.

Donald Trump’ın yahudilerle münasebetinin karmaşıklığı ta babasının gençliğinden neşet ediyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Amerikan düzeninde emlak işi yapan babası piyasanın iplerini elinde tutan yahudi muhataplarından Alman kökenini saklayarak kendisini İsveçli olarak tanıtıyordu. Oğlu Donald da uzunca bir süre bu yolu izlemek durumunda kaldı. Aşırı derecede gururlu biri olarak bu korkakça takiyenin Donald’ın kişiliğindeki travmatik kesitlerden biri olduğunu iddia etmek aşırılık olmasa gerektir.

Kızı Ivanka’nın bir yahudiyle evlenmesi az şeymiş gibi bir de üstüne din değiştirerek yahudiliğe geçmesi Trump ailesinin Hıristiyan siyonistler kadar doğrudan yahudi cemaati içinde de ünsiyetle anılmasına vesile olmuştu ki bu zaten umulanın ta kendisiydi. yahudi seçkinlerin vizesi ve referansının piyasanın ve siyasetin kilitlerini açacağını Donald’dan daha iyi kim bilebilirdi?

Onun bir iş adamı olarak mâzisindeki en mühim isimlerin hemen tamamının yahudi olması da şüphesiz ki tesadüf değildi. Hukûkî engelleri bertaraf etmesi, sistem içi ilişkileri tesis etmesi ve rakipleri caydırması için en büyük kozu, eski bir yargıç olan mafya avukatı Roy Cohn’du mesela. Cohn sadece avukatı veya gizli ortağı değil, onun akıl hocası ve rol modeliydi. Çırak filmine ilham veren de Donald’ın yahudi ustasına olan hayranlığıydı nitekim.

Yumuşak karnı para

Onun özgeçmişi eşelense bunun gibi çok kritik başka isimlerle karşılaşmak şaşırtıcı olmayacaktır. Siyasete atıldıktan sonraki evreye bakacak olursak öncelikle şu tespitle başlamak uygun olacaktır:

2016 seçimlerinde profesyonel siyâsî danışmanlarla iş tutarken bu seçimlerde daha ziyade sağcı medya patronlarıyla ve büyük bağışçılarla yol almayı tercih etti. Bu onun yumuşak karnı olan parayla ilgili bir yönelim olmanın yanı sıra şartlarla da irtibatlıydı.

Şöyle ki 7 Ekim sonrası Başkan Joe Biden israili donatmak için nice silah sevkiyatına onay vermiş olsa da ateşkes hususundaki söz dinlemezliği ve kitle katliamlarındaki pervasızlığı sebebiyle terör oluşumu sözde devlet israilin sözde başbakanı netanyahuya kısmî bir tavır olarak binlerce tonluk bir sevkiyatı askıya almasının akabinde yahudi cemaati içinde Biden’a karşı tam bir öfke patlaması yaşandı. Mayıs ayının ikinci yarısında yahudi bağışçılar Trump’a havale yapmak için birbiriyle yarıştı. Bunlar altı ve yedi haneli rakamlardı.

Bu tepki bağışları neyse de milyarder kumarhane patronu Sheldon Adelson'ın dul eşi Miriam Adelson bu seçimde belirleyici bir rol üstlendi. 1o0 milyon dolar bağış, salt bağış sayılamazdı. Trump cömert hamisiyle 19 Eylül’de Amerika'da “antisemitizmle mücadele” başlıklı bir toplantıda boy gösterirken perde gerisinde bu ödemeye mukabil Trump’tan istenen şeyin Batı Şeria’nın ilhakını onaylamak olduğu söyleniyordu.

Filhakika Trump israile sözde büyükelçi olarak atadığı isimle böylesi gizli kapaklı bir anlaşmanın varlığını bilfiil onaylamış oldu. Batı Şeria diye bir toprak parçasının varlığını dahi inkâr eden Mike Huckabee, yerleşimcilerin istila ettiği toprakları babasının kesesinden israile bağışlamaya hazırlanıyor.

‘Kafalarını muayene ettirmeliler’

İlk döneminde yaptıkları ikinci dönemde de yapacaklarının garantisi değil mi? Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, çoğunluğu Ortodoks gruplardan oluşan Batı Şeria’daki yerleşimci istilasının hukuka aykırı olmadığını açıklayarak ABD’nin kaç yıllık politikasını bir anda terk edivermişti; yeni dönemde bu defteri tamamen kapatacaklar. İsrail’in 1967 Savaşı’nda işgal ettiği Colan Tepeleri denen stratejik platoyu bir çırpıda israil toprağı olarak tanımamış mıydı Trump?

İmzayı atması için kendi kalemini netanyahuya jest olarak vermemiş miydi?

Hepsinden önemlisi Kudüs’ü “ebedi İsrail başkenti” olarak tanımamış mıydı?

Arap rejimlerini bir bir masaya oturtarak İsrail’i tanımaları için şantaj diplomasisini devreye sokmamış mıydı?

BM büyükelçisi olarak seçtiği Nikki Haley İsrail’in cansiperane avukatlığını yapmamış mıydı?

Kudüs Gücü lideri Kasım Süleymanî’nin suikast emrini bizzat vermemiş miydi?

Neylesin ki Amerikan yahudileri nezdinde beklediği teveccühü hâlâ kazanamamaktan şikâyetçiydi. Bunu 5 Kasım seçimleri öncesinde o kadar tekrarladı ki, sağcı bir radyoda kendisine oy vermemelerini “ya genetik bir arıza ya da akıl hastalığı” diye yorumladı ve “yahudi halkının kendi adına kötü kararlar alma geçmişi var” dedi. Başka bir yerde “kafalarını muayene ettirmeliler” diye konuştu. Başka bir zaman “Demokratlara oy veren herhangi bir yahudi dinlerinden nefret ediyor ve kendilerinden utanmalılar, çünkü İsrail yok edilecek” diye feveran ediyordu.

19 Eylül'de 100 milyon dolarlık bağışta bulunan Adelson’un yanında bile “çok basit ve olabildiğince nazik” konuştuğunu belirtip seçimlerde yenilme ihtimali olduğunu söyleyerek ekledi: “Eğer bu gerçekleşirse yahudi halkının bununla gerçekten çok ilgisi olacak çünkü (kendisine) %40 destek, halkın %60'ının düşmana oy verdiği anlamına geliyor.”

yahudi oyu

Dostunu sırtından bıçaklayan, kurtarıcılarını çarmıha geren yahudi imajına katkı yaptığı gerekçesiyle yahudi toplumunca bu beyanlar hiç ama hiç hoş karşılanmadı. Sözüm ona yahudi karşıtlığıyla mücadeleyle görevli Anti-Defamation League CEO'su Jonathan Greenblatt bir X gönderisiyle bunun iftira olduğunu ve “Amerikan yahudilerini muhtemel seçim kaybınız için önceden suçlamak, Amerikan yahudilerine hiçbir fayda sağlamaz” diye çıkıştı.

Şu da var ki Trump seçimleri kaybetmedi ve haddizatında istatistikî olarak salıncak eyaletlerdeki seçim ibresinin yönünü değiştirecek yahudi oyu da yoktu. Öte yandan yahudilerden %40 destek aldığı bile şüpheli olarak kaldı. “yahudi oyuyla ilgili en büyük haber, hiçbir haber olmamasıydı.”

Trump uğradığı nankörlüğün elbette ki farkında. İlk döneminde en yakın adamlarından, avukatı siyonist Michael Cohen’in ihaneti sonucu ceza almasını, kamuoyu önünde rüsva edilmesini unutmadığına emin olabilirsiniz. yahudiler onunla bir oyun oynuyor, Trump da kendi oyununu oynuyor. Yeni dönemde bu raksta yeni figürler görmemiz pekâlâ mümkün.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım