Teröre, darbeye sonsuz kredi Sen kimin trolüsün Twitter?

Terör örgütleri FETÖ ile PKK/YPG’nin ne kadar bot hesabı, ne kadar şebekesi varsa dokunmayacak; Şahin Cilo ve Ekrem Dumanlı gibi terör örgütlerinin elebaşlarına VİP muamelesi yapacaksın. Ondan sonra da yok demokratik müzakere, yok sahte hesaplarla mücadele diyerek aklınca bize ders vermeye kalkacaksın. Sen önce kendine bakacaksın ey Twitter!
Terör örgütleri FETÖ ile PKK/YPG’nin ne kadar bot hesabı, ne kadar şebekesi varsa dokunmayacak; Şahin Cilo ve Ekrem Dumanlı gibi terör örgütlerinin elebaşlarına VİP muamelesi yapacaksın. Ondan sonra da yok demokratik müzakere, yok sahte hesaplarla mücadele diyerek aklınca bize ders vermeye kalkacaksın. Sen önce kendine bakacaksın ey Twitter!

Gezi provokasyonu sırasında kaç sahte hesaba, kaç yalan habere, kaç uyduruk fotoğrafa ev sahipliği yaptığını açıklasana bize? Haydi, bekliyoruz. O zaman neredeydi şu sahtelikle mücadele takıntın? Ne oldu, dilini mi yuttun? Şimdi söyle bakalım... Sen kimin trolüsün Twitter?

Twitter tarafından Türkiye'deki 7 bin 340 hesabın yayından kaldırıldığı açıklamasının hemen ardından ‘Stanford İnternet Gözlemevi’ 23 sayfalık bir rapor yayınladı.Twitter ile ortak çalışan kurumun hazırladığı rapor, yapılan işlemin bir nevi gerekçelendirilmesi maksadını taşıyordu. Raporun ilk cümleleri şöyle diyordu:

HDP Ve CHP’yi Eleştirmişler

Stanford İnternet Gözlemevi Türkiye Raporu
Stanford İnternet Gözlemevi Türkiye Raporu

“11 Haziran 2020’de Twitter, Türkiye'de iktidarda bulunan AK Parti’nin gençlik koluyla ilişkilendirilen 7 bin 340 hesabı yayından kaldırdı. Twitter bu şebekeyi 3 Haziran'da Stanford İnternet Gözlemevi ile paylaştı ve biz bu hesapların daha ziyade Türk vatandaşlarını hedef aldıklarını gördük. Yaklaşık 37 milyon tweet atılan şebeke AK Parti’yi destekledi ve muhalefette bulunan HDP ile CHP’yi eleştirdi. Şebeke, AK Parti yanlısı birkaç retweet halkasını ve sadece bir konuda yayın yapan sahte hesapları içeriyordu. Twitter'a göre, şebeke aynı zamanda bir merkezden kontrol edilen sızılmış hesapları da barındırıyordu. Sonuç olarak, yayından kaldırılanların içinde hükümeti eleştiren gruplar ile bağlantılı hesaplar da mevcut. Fakat bunlar hackerlar tarafından sürekli hedef alınmış durumda.”

YPG’ye Karşı Seferber Olmuşlar

Devam ediyoruz, bu da ikinci paragraf...

“Bu, Türk vatandaşlarını hedef alan ve AK Parti'yi destekleyen içerikleri öne çıkaran ilk Twitter dezenformasyon kampanyası değil.

2013 yazındaki hükümet aleyhine geniş çaplı ayaklanmaya karşılık vermek için AK Parti 6 bin kişilik bir sosyal medya ekibi oluşturdu.

AK troller denilen kamuoyunu yönlendirme ve hükümet karşıtı yorumları cevaplama amacıyla kolları sıvayan bu ekip, sistematik olarak gazetecileri, siyasetçileri ve hükümeti eleştirenleri taciz etti, onların sosyal medya hesaplarına saldırıda bulundu. Ekim 2019’da DFRLab, Türk hükümetinin YPG’ye karşı savaşına destek verme amacıyla seferber olan kimliği belirsiz bir şebekeyi açığa çıkardı. Bizim burada tanımladığımız şebeke, önceki operasyonlarla aynı ifade şeklini ve taktik benzerlikleri barındırıyor.”

Bu açıklama aslında her şeyi gayet net bir şekilde ortaya koyuyor: HDP ve CHP’yi eleştirmek için velev ki tek satırlık bir tweet bile atmayacaksın. YPG’ye karşı kendi askerine, kendi hükümetine kesinlikle destek vermeyeceksin.

İçimizdeki Ahmaklar Kime Hizmet Ediyor?

Twitter'da dolanan yalanlardan bazıları...
Twitter'da dolanan yalanlardan bazıları...

Mesele 7 bin küsur hesap değil. Mesele bir zihniyetin ifşası. Bunu kavramaktan aciz kimileri, Twitter ve Stanford İnternet Gözlemevi’nin avukatlığına soyunup bin dereden su getirmeye çalışıyorlar. Mealen diyorlar ki:

“İyi de kardeşim! İktidar Twitter’a kızıyor ama daha iki ay önce benzer bir operasyon bu kez Türkiye karşıtı devletlere, BAE, Suudi Arabistan ve Mısır'a karşı yapılmış; Türkiye aleyhine örgütlenen binlerce sahte hesap silinmişti.”

E, ne yapalım şimdi? BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ı hedef alıyor diye HDP’yi, YPG’yi tepemize çıkaranlara “Vallahi bravo, çok iyi yaptınız” mı diyelim?

Demokratik Müzakere Mi?

Ha, bir de gerekçe diye sundukları şey, beleşe avukatlığını yaptıkları Twitter nâmına Stanford İnternet Gözlemevi’nden yapılan açıklamayla da hiç uyuşmuyor. Çünkü deniyor ki:

“Gerekçe; bu organize ağlar ve sahte hesaplarla demokratik müzakerenin altının oyulduğuydu.”

Sormak lazım, hangi demokratik müzakere! Terör örgütü YPG ile mi demokratik müzakere? Yahut “sırtımızı YPG’ye dayıyoruz” diyerek 83 milyona karşı aklı sıra dayılanan HDP ile mi demokratik müzakere?

PKK/PYD/YPG, artık her ne karın ağrısı ise, daha dün Şırnak'ın Silopi ilçesinde yol yapım çalışması yapan 4 işçiye kıymadı mı?

8 Haziran günü Van Çatak'ta, yine yol çalışması yapan sivil servis aracına saldırı düzenleyip 2 işçiyi öldürüp 8’ini yaralamadı mı?

14 Mayıs’ta Özalp ilçesine bağlı Eğribelen Mahallesi'ne yardım götüren Vefa Sosyal Destek Grubu'nu taşıyan araca saldırıp 2 masum sivili katletmedi mi?

Ne yani, birilerini ikna etmek için oturup binlerce masumun nasıl hedef alındığını tek tek yazmak mı gerekiyor?

Önce Kendine Bakacaksın!

Terör örgütleri FETÖ ile PKK/YPG’nin ne kadar bot hesabı, ne kadar şebekesi varsa dokunmayacak; Şahin Cilo ve Ekrem Dumanlı gibi terör örgütlerinin elebaşlarına VIP muamelesi yapacaksın. Ondan sonra da yok demokratik müzakere, yok sahte hesaplarla mücadele diyerek aklınca bize ders vermeye kalkışacaksın. Sen önce kendine bakacaksın ey Twitter! Sen önce kendinle çelişmeyi bırakacaksın. Sahte hesaplarla mücadele mavrasıyla demokratik teamülle iktidara gelmiş yönetimlere racon kesme hakkını sen kimden alıyorsun?

Bak, kendi ifadenle nasıl da yakalandın... AK Parti'nin Gezi provokasyonu sonrası sosyal medya işine ciddiyetle el atma ihtiyacı hissettiğini söylüyorsun. Niçin acaba? Gezi provokasyonu sırasında kaç sahte hesaba, kaç yalan habere, kaç uyduruk fotoğrafa ev sahipliği yaptığını açıklasana bize? Haydi, bekliyoruz. O zaman neredeydi şu sahtelikle mücadele takıntın? Ne oldu, dilini mi yuttun? Biz açıklayalım öyleyse...

Al Sana Gezi Yalanları

● 31 Mayıs'ta Türkiye genelinde dakikada 3 bin tweet atıldı. Bu tweetlerde mesela Esed rejiminin vurduğu bir çocuğun fotoğrafı Türkiye'de çekilmiş gibi gösterildi.

● "Taksim'de panzerle ezilen genç resmi" denilerek paylaşılan fotoğrafın aslında yabancı bir ülkede yaralanan kişiye ait olduğu ortaya çıktı.

● Gezi Parkı'na dikilmesi için getirilen ağaçlar, sökülüp götürülüyormuş gibi lanse edildi.

● "Diren Türk Polisi Hakkâri Askeri Seninle" yazısı photoshop'la "Diren Gezi Parkı Hakkari Askeri Seninle" şeklinde verildi.

● On binlerce kişinin Taksim'e toplandığı şeklinde sunulan fotoğrafın, aslında Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan Tahrir Meydanı’nı gösterdiği anlaşıldı.

● Eylemcilerin köprüden geçerek Taksim'e gittiği de yalandı. Fotoğraf, 2012 Avrasya Maratonu'na aitti.

● "Köpeğe biber gazı sıkan polis"in İtalyan polisi olduğu üzerindeki üniformadan belliydi. Ama Türk polisi diyerek takdim edildi.

● Polislerin ilaçlı suyla göstericileri bayılttığı şeklindeki sahte paylaşım on binlerce tık aldı.

● Çarşı grubunun bir tomayı ele geçirerek polisleri kovaladığı yalanı ortaya atıldı.

● "NTVsondakika" adıyla bir fake hesap açıldı. İstanbul Emniyet Müdürü'nün görevden alındığı ve binlerce polisin istifa ettiği saçmalığı yayılmaya çalışıldı.

● Cevahir AVM'nin zaptedildiği uyduruldu.

● Eylemler 48 saat daha devam ederse AB kararlarına göre hükümetin düşeceği yalanıyla çatışmaların şiddetlenmesi amaçlandı.

● Polislerin biber gazını bırakarak kimyasal gaz kullandığı şeklinde tamamen yalan bir ifade ile insanlar provoke edildi.

  • Sadece bunlar değil, elde mebzul miktarda var. Pehlivan tefrikası gibi maşallah.
  • Şimdi söyle bakalım...
  • Sen kimin trolüsün Twitter?