Terör örgütünün yol haritası: 'FETÖ insanları nasıl etkiledi?

Terörist başı Gülen, insanları etkilemek için çok sayıda farklı yöntem kullandı.
Terörist başı Gülen, insanları etkilemek için çok sayıda farklı yöntem kullandı.

Terör örgütü FETÖ’nün yüzbinlerce mensubu/müntesibi yahut müdavimi var. Mensubiyetle, müdavimliği her zaman ayırt etmek gerekir. Mensup, örgütün hedef ve sırlarına vakıf kimselerden oluşur. Elbette bunlar da derece derecedir. Tıpkı masonların 33 basamaklı derece sistemi gibi. FETÖ’nün oluşturduğu bu sistem insanları kandırmak için adım adım işletildi.

FETÖ'nün müdavimleri gerçekte örgütle ilişiği olmayan, sömürülen, biraz saf, biraz da boşlukta kalıp sığınacak dal arayan ve ilk buldukları dala tutunan kimselerdir. Örgütün tabanı denilen kimseler müdavimler, orta ve tavanı ise müntesiplerdir.

Müntesiplere gerçeği anlatmak, deveye hendek atlatmaktan elbette zordur. Çünkü onlar, özel yetiştirilmiş kimselerdir. Bunlar, bazı sırları da bildikleri için ayrılmaları durumunda öldürülme veya ailelerine zarar verilmesi endişesi yaşarlar.

Müdavimler, İslam’ı anlatıyorlar, çocuk okutuyorlar, yurt dışında yabancılara Türkçe ve İslam’ı öğretiyorlar gibi düşünüp, örgütün çeşitli fiil ve sözleri ile kandırılmış kimselerdir. Bunlar çoğu kez istemeden kendilerini sömürtmüş, bilmeden örgütü desteklemişlerdir. Gerçeği gördüklerinde, yanlıştan dönmeye ve tövbe etmeye meyyaldirler. Bu yüzden bunlara kızmak ve dışlamak yerine, anlamak ve geri kazanmak gerekiyor.

FETÖ ele başı.
FETÖ ele başı.

FETÖ insanların zaaflarını kullanırdı

İnsanları etkilemeye gelince… Pek çok insanın zaafları vardır. Bunlardan biri din, bir diğeri memleket, bir başkası ise çocuklarının geleceğidir. Aslına bakarsanız bunlar zaaf değil hassasiyetlerdir. Ancak örgüt bunu zaaf olarak değerlendirip, ona göre strateji geliştirmiştir. Öncelikle sizin çocuğunuzun başarılı bir lisede okumasını, üniversite kazanmasını ve iyi bir meslek sahibi olmasını istediğinizde örgüt ile yolunuz bir şekilde kesişecektir. O da, sizin aile yapınızı inceleyecek, çocuğunuzu testlerden geçirecek ve kendisi için uygun bir namzet olduğu kanaatine vardığında ağları örmeye başlayacaktır.

Mesela 28 Şubat’ın, İmam Hatip Liselerinin önüne koyduğu katsayı zulmü, en çok FETÖ’nün işine yaramış ve dindar ailelerin çocuklarının bu ağa düşmesini sağlamıştır. Siz, iş ve dünyanızla meşgulken, onlar sizin çocuğunuzla ilgilenmeye başlayacak, bir süre sonra da siz çocuğunuzdan etkilenip, ağa kendi ellerinizle düşeceksiniz. Terör örgütü FETÖ, Moon, Cizvit, Opes Dei, Sayntoloji gibi örnek aldığı Hıristiyan terör örgütlerinin tecrübeleri ile kendi tecrübesini birleştirip, Anadolu insanının zaaf veya hassasiyetleriyle sentezledi. Ardından yeni bir hipnoz ve büyüleme tekniği geliştirerek avını kaptı.

Çok sayıda müsibet yapıyla ortak çalışıldı

Kullanılan teknikler, başarılarından memnun olduğunuz çocuğunuzun sizden uzaklaşmasını bile fark etmemenize ve hatta bundan keyif almanıza neden olabilmekteydi. Neticede karşımızda, şeytanla saf tutan, şeytanın ve şeytanî yapıların rahle-i tedrisinden geçmiş, CIA, MOSSAD, BND, MI6, Sion ve Vatikan gibi yapılarla ortak çalışan musibet bir yapı vardı.

CIA, FETÖ'nün işbirliği yaptığı tehlikeli yapılardan sadece biriydi.
CIA, FETÖ'nün işbirliği yaptığı tehlikeli yapılardan sadece biriydi.

Onunla aşık atmak kolay değildi. Öte yandan çocuğunuzun dışı tam sizin istediğiniz gibi, 5 vakit namaz kılan, orucunu tutan, iyiliklerde bulunan, çalışkan, vefakâr ve iyi bir makama gelmiş bir kimse olmuştu. İçi ise tam bir münafıktı ama sizin tıkanan basiret ve feraset kanallarınız bunu görmeyi engelliyordu. Ayrıca evladınızın içiyle dışı arasına örülen duvarları fark edip, muttaki ile şeytan arasındaki kalın bağdan bir ejderha çıkacağını kestirmeniz de hakikaten kolay değildi. Ama karşınızdaki örgüt, eskilerin tabiriyle, kuru söğüt dalından düdük çıkaracak kadar mahir bir yapıydı.

Temel mesele, yanlış öncelikler, yitirilen yürek sızısı ve kaybedilen hassasiyetlerdi. İnşaallah bin nasihatin kâr etmediği bir dünyada, 15 Temmuzda cereyan eden ve musibet gibi görünen nîmeti fark etmişizdir.

İslam’ın, Müslümanların, Türklerin ve insanlığın düşmanı bir terör örgütünün bir asra dayanan hikâyesinin özetini okuyacaksınız. Elbette bunların bazıları pek çok kişinin mâlûmu. Biz, ‘ettekrarü ahsen velev kâne yüz seksen’ kâbilinden bile olsa bazı şeyleri özellikle tekrar ettik. Ettik ki, zihinlerde daha sağlam yer etsin. Burada yer alan tüm bilgiler belgelere dayanıyor.

Türkler anesteziden uyandı

Hâlâ ‘Gülen terörist mi’ diye düşünen müdavimler olabilir. Hatta müntesipler arasında bile aklıyla vicdanı arasında sıkışıp kalmışlar olabilir. Kim bilir, belki teröristin büyülü sözleriyle bastırdıkları ve üzerine hipnoz külü döktükleri vicdanlarından yükselen samimi sızıya kulak verip gerçeğe yönelirler.

O gerçek, hiç kimsenin tekelinde olmayan İslam’dır. O İslam, vahyedildiği gün gibi sapasağlamdır. Kur’an-ı Kerim, Allah’ın koruması altındadır. Hz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in Sünnet-i Seniyyesi ve Hadis-i Şerifleri dimdik ayaktadır. İslam’ın bayraktarı Türkler iki asırlık anestezi ve bir asırlık ameliyattan uyanmış olup, insanlığın vicdanı olmaya devam etmektedir.