Taliban'ın kadınlara yasakları

İlk gün kalabalık öğrenci toplulukları, “Okulları açın! Adalet! Adalet!”, “Eğitim temel hakkımız, politik bir plan değil!” diye haykırdılar. Aktivist kadınlardan dördü o günlerde tutuklandı ve haftalar sonra salıverildi.
İlk gün kalabalık öğrenci toplulukları, “Okulları açın! Adalet! Adalet!”, “Eğitim temel hakkımız, politik bir plan değil!” diye haykırdılar. Aktivist kadınlardan dördü o günlerde tutuklandı ve haftalar sonra salıverildi.

Geçen yılın Ağustos’unda Amerikan güçleri ülkeden çekildiğinde, yeniden iktidarı ele geçiren harekete “Taliban 2.0” adı konulmuş, Taliban’ın ikinci sürümü olarak tanımlanmıştı. Barış sürecinde ve sonrasında verdiği mesajlarla Taliban bu imaja göz kırparak muhalif kesimlerde dahi belli bir ümide vesile olmuştu. Gelgelelim zaman geçtikçe aslında Taliban’ın herhangi bir değişim geçirmediği ve eski tas eski hamam devam yanlısı olduğu yönündeki görüşler daha bir ağırlık kazandı. Bunun sebebi, şüphesiz ki Taliban’ın gündelik hayata müdahale biçimi ve zorla uygulamaya koyduğu yasaklardı.

23 Mart bu bakımdan en ciddi kırılma oldu. Eğitim yılının ikinci yarısının açılış gününde, 6’ncı sınıf üstü kızlar için de okulların yeniden açılacağına dair en üst düzey isimlerce verilen güvencelere rağmen lise dengi kızlar için kapılar kapalıydı ve itirazlara karşı Taliban güçleri tam teçhizatlı biçimde hazır bekliyordu.

25 Senede köprülerin altından akan sular

Hâlbuki 2021 Ağustos’unda Yüksek Eğitim Başkanı Abdülbaki Hakkanî “Afgan halkı, kız-erkek karışık bir ortamda olmaksızın, güvenlik içinde, şeriat kanunları ışığında yüksek öğrenimlerine devam edecek” diyordu. Keza hareketin sözcüsü Zebihullah Mücahid de “Kız kardeşlerimiz ve erkeklerimiz eşit haklara sahip” demiyor muydu?

Gel gör ki, eylül ayında sadece erkeklerin okula başlamalarına izin verildi, kızların durumu sürüncemeye bırakıldı. Eğitim Bakan Yardımcısı Hemat, yeni eğitim politikası onaylanana dek kızların liseye gitmesine izin verilmeyeceğini söyledi. “Güvenli bir ortam” diye vurguladığı hedefe ne zaman varmayı umduklarını ise söylemekten kaçındı.

Taliban 1996’da Kâbil’i ele geçirdiğinde, Kâbil Üniversitesi öğretmenlerinin yüzde 60’ı ve öğrencilerin yarıya yakını hanımdı. Kadınlar, devlet memurlarının Kâbil’de yüzde 70’ini, ülke genelinde ise yarısını teşkil ediyorlardı. Öğretmenlerin yüzde 70’i, doktorların yüzde 40’ı kadındı. Ne var ki Taliban, istatistiklere aldırmaksızın kadınları konumlarından alaşağı etmiş ve kafasındaki düzeni hayata geçirme adına her türlü ara çözüme sırtını dönmüştü.

Bugün de yaptığı öncekinden pek faklı değil, fakat Taliban şayet değişmediyse bile ülkenin sosyolojisi ciddi biçimde değişmişti. Geçen 25 senede köprülerin altından çok sular aktı. Kızların okumasıyla ilgili ciddi bir bilinçlenme ve duyarlılık söz konusu. Aslında Taliban da bunu kamuoyu baskısı olarak pekâlâ hissediyor. Belki ilk defa, alınan bir karara içeriden de muhalefet edildiğine şahit oluyor.

Örgüt içi muhalefet

Hareketin kadim destekçilerinden Herat’taki Dar-ul Ulum Medresesinin rehberi Celilullah Ahundzade, mart ayında kızların eğitimini destekleyen bir fetva yayınladı. Oğlu Muhibbullah, “Bir kadın eğitimliyse daha iyi çocuk yetiştirebilir ve daha iyi toplum inşâ edebilir” diyerek fetvayı savundu. Pakistanlı Muhammed Takî Osmanî ise en sert tepkiyi gösteren âlim oldu. Yasağın “düşmanların propaganda aracına dönüştüğü”nden yakındı ve İslam Emirliği’ni “kadınlara karşı olduğu izlenimini ortadan kaldırmaya” çağırdı.

Hakkanî grubunun hükümet içindeki temsilcisi, kudretli İçişleri Bakanı Siracuddin Hakkanî, kızların eğitim hakkını destekleyenler arasında. Az önce adı geçen yüksek eğitim başkanı da. Daha önemlisi Taliban’ın kurucularından Molla Birader de yasağın kalkmasından yana, ama hareket içindeki güç dengelerini lehlerine çevirme kudretinden mahrumlar.

Kandahar’daki hareket lideri ile Baş Kadı Abdülhakim Hakkanî, yasağın uzatılmasından yana ve kızların evlerinden çıkmaları fikrini kabul edilemez buluyorlar. Askerî kanat da büyük oranda onların ayak izince yürüyor. Dünya Bankası’nın sağlık, eğitim ve diğer sektörler için ayırdığı 600 milyon $ değerindeki 4 projeyi askıya aldığını açıklamasının, onları caydıracağını kimseler beklemiyor.

Haydi kızlar İran'a!

2001’de okullarda hepsi erkek 1 milyon çocuk varken, 2021’de en az 8 milyon çocuk onca engele rağmen eğitimlerine devam ediyordu ve bunun 1 milyonu lise çağındaki kızlardı. Bu 1 milyon kız, nevruz kutlamalarının ardından iyimser biçimde, 7 ay sonra da olsa açılacağı ümidiyle geldikleri okullarının kapısından “Şimdiye kadar okuduğunuz size yeter, şimdi evlerinize!” denerek yüz geri edildiğinde, bunun bir travma sebebi olacağı aşikârdı. Zira bunlardan bazıları, Taliban mensuplarının kızları, kız kardeşleri değildiyse bile yeğenleri ve akrabalarıydı.

İlk gün kalabalık öğrenci toplulukları, “Okulları açın! Adalet! Adalet!”, “Eğitim temel hakkımız, politik bir plan değil!” diye haykırdılar. Aktivist kadınlardan dördü o günlerde tutuklandı ve haftalar sonra salıverildi. Kalabalık günden güne azaldı ve kızlar mecburen evlerine döndü. Kayda değer bir kısmı da, İran’ın Meşhed kentindeki okullarda şansını denemek üzere mülteci oldu. Bakalım bunların kaçta kaçı Şii olarak hayatına devam edecek.

Kadın tesettüre uymazsa

Yasaklar eğitimle sınırlı kalmadı. Kadınların evden çıkarken tüm bedenlerini ve yüzlerini kapatmaları mecburi hâle getirildi. Taliban Lideri Hibetullah Ahundzade’nin emrini, Emri bil maruf ve Nehyi anil münker Bakanlığı Sözcüsü Muhacir bir basın açıklamasıyla duyurdu. “Kadınların başını ve tüm vücudunu örtmek sadece şeriatın bir parçası değil, aynı zamanda Afganistan’ın zengin kültürünün yaşayan bir geleneğidir” şeklinde konuştu.

“Burka en iyi tesettür türüdür” dediği konuşmasında, yasağa uymayanları bekleyen cezayı da açıkladı: “Kadın tesettüre uymazsa, vasisi (babası, kardeşi veya kocası) uyarılır. Daha sonra başörtüsü takılmamışsa vasisi çağrılır. Tekrarı hâlinde vasisi 3 gün hapis cezasına çarptırılır. Tekrarı hâlinde velisi daha fazla ceza almak üzere mahkemeye sevk edilir.” Ve elbette ki “İtaatsiz bir kadının vasileri, herhangi bir devlet dairesinde istihdam edilirlerse kovulacak” diye de ekledi. Devlet dairelerinde ve okullarda kendileri için casusluk yapanların beyanlarıyla memurların işlerine son vereceklerini ise söylemedi, ama uygulamanın bu şekilde olduğu herkesin malumu.

Bir İslami projenin akıbeti

Sözcü Muhacir, bakanlığının kadınlar için başka yasak kararlarını da duyurdu. Bunlardan biri, “kadınların 72 km’den uzak bir mesafeye, yakın bir aile ferdi eşlik etmeksizin araçlara binme teklifinde bulunamamaları” idi. Araçlarında müzik çalmama emri verilmiş şoförler, yanlarında yakınları olmayan kadın yolcuları da arabalarına almamakla yükümlü kılındı. Geçtiğimiz günlerde Taliban, iki Afgan havayolu şirketine de talimatı göndererek “Hiçbir kadının erkek akrabası olmadan iç ve dış hat uçuşlarında uçmasına izin verilmemesi” uygulamasını başlattı.

Mütesettir de olsa kadınların işletmeciliğini yaptığı lokanta gibi işyerlerinin kapatılması son uygulamalardan biri. “Taliban 2.0” bildiği yolda tam gaz ilerliyor. Bir İslamî projenin de akıbeti daha yolun başında kendini böylece belli ediyor.