Sorgulama devrimini başlatan Türkiye
“Batılı aydın, kendi ilkelliğini gizlemek için, bireyselliğini kurmaca bir Doğulu ezikiği üzerinden kurar” diyen rahmetli Edward Said’i tam da burada hatırlamak gerek. Aynı mercekten bakınca, belki de bizim Ekşi Sözlük gençliği, koyun gibi hiç sorgulamadan Elon Musk’ın attığı bütün tweetlere inanmak istiyor, kendi varoluş bunalımına böylesi iyi geliyor belki de.
Dış politikada artık haritaları da çizen bir nesil bizimkisi, Miryokefalon’da Mohaç’ta, Conkbayırı’nda düşmanı er meydanında bertaraf etmenin yüzyıllar sonraki nihai birikimi olarak.
Ancak son 50 yıllık parazit kültürler, özellikle genç nesillerimiz üzerinde muazzam bir tahribat yapmış, öylesine yaralar açmış ki, herkes her sözün, her siyasi veya dış politika hamlesinin altında bir bit yeniği arıyor.
ABD’ye 120 saat, Rusya’ya 150 saat “mühlet” veren bir Türkiye herkesin, her kesimin kafasını karıştırmış, yadırgıyorlar.
Millî maçlarda atılan son dakika beraberlik gollerine, Erovizyon şarkı yarışmalarında alınan mansiyon ödüllerine benzemediğinden bu gelişmeler, gençler nasıl tepki vereceklerini şaşırmış.
Öyle ya, Türk milletine aşağılık kompleksi zerk eden vesayet sistemi, işin bu ayağını iyi düşünmüş.
Bu zincirlerden yavaş yavaş kurtuluyoruz artık, batı karşısında el pençe durmayan siyasi irade, aynı zamanda toplumda müthiş bir dönüşümün tetikleyicisi oluyor.
Rojava devriminin ölü doğması değil asıl mesele, Diyarbakır annelerinin PKK’nın siyasi kolu olduğu bariz olan ama işte benzer “aşağılık kompleksleri” ile felce uğramış beyinlerin sorgulamaktan imtina ettiği gerçekleri, yani HDP yalanını sorgulamaya başladığı gibi ABD’nin süper güç olmadığını da sorgulamaya başlıyoruz.
ATOMDAN DAHA ETKİLİ SİLAH
Operasyon yapıyoruz, dolar artmıyor.
Trump’ın mektubuna, Putin’in aba altından gösterdiği sopaya sahada cevap veriyoruz.
Vermekle kalmıyoruz, bütün dengeleri, basmakalıpları sorgulama cesareti de veriyoruz, sadece askerimizin başarısı değil artık konuşulan.
Bir parça ilham zerresi, bazen atom silahlarından daha etkili olabiliyormuş demek ki.
Lübnanlı gençler de sokakta.
Protestoları sonucu belki hükümet değişmeyecek.
Onlar da biliyor, 30 kilometre, daha azı veya daha fazlası değil önemli olan güvenli bölge için.
‘ERDOĞAN, SANA CANIMIZ FEDA’
“Erdoğan, sana canımız feda” diye bağırıyor Lübnan gençliği, kendi hükümetlerini protesto ederken.
Onların dertleri o anda ne “konjüktür”, ne Suriye’nin geleceği, ne de Türkiye’ye kapağı atmak.
Sadece “korkmadan sorgulamaya” ihtiyaçları vardı ve Erdoğan liderliğinde Türkiye artık onlara bunun ilhamını verdi.
‘EY ABD VE RUS, DUR Bİ DAKKA’
Sorgulamak istedikleri yüzyıldır bu coğrafyanın cetvelle çizilmiş kaderi.
Oluyormuş demek ki, ABD’ye de, Rusya’ya da “dur bi dakka”, denilebiliyormuş.
Lübnanlı gençler bütün bunları Erdoğan’a bakarak anlıyorlar, emin olun ki güncel siyasette yaşanan gelişmeleri anlık takip etmeleri de gerekmiyor, zira zaten bu ilhama ihtiyaçları var, çünkü bir şeylerin ters gittiği, müesses nizamın hep kendilerini kandırmaya, sindirmeye, aşağılık kompleksleri içinde boğulmaya ittiğini anlamışlar.
Erdoğan’ı seviyorlar, zira sisteme başkaldırmayı “istiyorlar”.
Bunun sembolü olarak, gerçek anlamda bu direnişin mihenk taşı olarak Erdoğan’ı görüyorlar, onun “Dünya beşten büyüktür” vecizesini çok iyi kavramışlar.
Onlar bunu başarmış da, neden bizim ekşimiş sözlüklerde takılan gençler olan bitene hâlâ bu kadar duyarsız? “Ağababaları CHP zihniyetinden besleniyor da ondan” diye kestirip atmak kolay, ama söz konusu bu gençliğin, üstelik Türk toplumunda sesleri, cazgırlıkları çok fazla çıkan bu gezici zihniyetin aslında neden bu kadar aşağılık kompleksleri içinde kıvrandıklarını iyice anlamak gerek.
ELON MUSK: ŞARLATAN, ESRARKEŞ HOKKABAZ
Mesela, onlar Elon Musk gibi bir şarlatan, esrarkeş hokkabazın gerçekten Mars’ta koloni kuracağına inanıyor, zira Elon bey öyle tweet atmış.
Onlar, böyle tiplerin attığı her tweete inanıyor, inanmak istiyor.
“Batılı aydın, kendi ilkelliğini gizlemek için, bireyselliğini kurmaca bir Doğulu ezikliği üzerinden kurar” diyen rahmetli Edward Said’i tam da burada hatırlamak gerek.
Aynı mercekten bakınca, belki de bizim ekşi sözlük gençliği, koyun gibi hiç sorgulamadan Elon Musk’ın attığı bütün tweetlere inanmak istiyor, kendi varoluş bunalımına böylesi iyi geliyor belki de.
Elon Musk şimdilerde “Starlink” diye bir zırvalık uydurmuş, aslında tüm dünyanın internet data trafiğini faşizan bir şekilde kontrol etmek istiyorlar ama bizim ekşicilere göre “Elon Musk yani çağın innovatif teknoloji peygamberiymiş”
Oysa Selçuk Bayraktar bey ile sürekli dalga geçmek için fırsat kollayan bir kesim bu, İHA ve SİHA teknolojisinde yapılan muazzam gelişmeler onları ilgilendirmiyor, niyeyse, “sıkışan” kalplerini sadece Elon Muskgillerin tweetleri açıveriyor, bu şarlatanın yaptığı her “uzay çalışması” her türlü bilimsel temelden yoksun olup, sadece göz boyama odaklı olsa da.
SİYONİSTLERİN ‘ROJAVA’ SAFSATASI ÇÖPE
İşte bu yüzden, son 2 haftada Türkiye sadece Siyonistlerin “Rojava” safsatalarını toprağa gömmekle kalmadı, tüm dünya gençliğine “ABD’nin mutlak otoritesi sorgulanamaz diye bir şey yoktur” mesajı veriyor.
Siyonizmi de sorguladığımız gibi,
Küresel güçlerin bankacılık, ilaç ve gıda sektörleri, NASA gibi aslında ezoterik tarikat olan sözde bilim kurumlarını sorgulayacağımız güzel günler bizi bekliyor, ekşimiş sözlükçülere inat.
Bunu sorgulama devriminin kıvılcımını Türkiye, Erdoğan liderliğinde çoktan verdi, pek çok dünya milleti bunun farkında, kaderin cilvesi belki de en son tam teşeküllü olarak Türk milleti de bunu, toplumun bütün kesimleri ile birlikte kavrayacak.
Sorgulanamaz denilen her şeyi kurcalayacak bir cesaret Türk gençliğinin yeni nesil ilham kaynağı olacak.
‘AMERİKA KİM ULAN’ DİYE HAYKIRMAK
Dünyanın beşten büyük olduğunu da kabul edecekler, “Amerika kim ulan?” diye haykırmak sadece bir temenni olarak kalmayacak, herkesin idrakine yerleşecek...
Dünyanın faize dayalı para sistemlerinin sorgulandığı gibi, batının sözde bilimsel kurumlarının saçmaladığı her “tweet” mutlak dogmatik doğru olarak kabul edilmeyecek.
Devrim dediğiniz öyle ABD tasması ile Rojava hayalleri üzerinden olmaz, böyle olur.
İşte böyle Türk askeri sadece düşman hatlarını yarmaz, doğru başkomutan baştaysa eğer, tüm önyargıları da yıkar geçer...