Sivas’ın fâili de tetikçisi de bulunmalı
Mâlum kibrit çöpünü gözünüze ne kadar yaklaştırırsanız ormandan o kadar uzaklaşırsınız. Tarih de böyledir. Yaşadığınız andan uzaklaştıkça tarihî hakikatlere vakıf olursunuz, lakin yaklaştıkça da birileri öğrenmenizi istemediği için uzaklaşırsınız. Bu yüzden cumhuriyet tarihi bizim için hâlâ büyük muammâlarla dolu.
Özal’ın, Eşref Bitlis’in, Uğur Mumcu’nun, Adnan Kahveci’nin öldürülmesi, Sivas, Başbağlar, Bingöl katliamları ve pek çok faili meçhuller, Türkiye’nin karanlık yılları olarak isimlendirilen 1990’larda yaşananlardan sadece birkaçı.
Salman Rüşdi adlı iblisin neşrettiği ve Aziz Nesin’in Türkçeye çevirdiği ileri sürülen ‘Şeytan Ayetleri’ adlı rezalet ve Nesin’in Sivas hâdiselerindeki rolü de bu karanlıklardan biri. Bir başka karanlık ise rüzgârgülü gibi dönmesi, her devirde ve pek çok hâdisenin içinden çıkması ile meşhur Doğu Perinçek ve Aydınlıkçıların Sivas cinayetlerindeki rolü…
Demirel’in Diyanet’ten sorumlu bakanının oğlu, sağcı, Maocu, Putinci, Baascı, Kemalist, Apocu, İngilizci, Ulusalcı ve hatta NATO’cu, kısaca kimden ve kim olduğu pek bilinmeyen Perinçek ile ilgili Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin ilginç bir iddia ortaya koydu. Nesin’e göre Perinçek, Sivas hâdisenin tetikçisi olarak yargılanmalı. Elinde çok sayıda bilgi ve belge olduğunu ve bunları savcılara vereceğini söylüyor.
“Şeytan ayetleri” şeytanlığını babasının değil, Perinçek’in yaptığını kaydediyor. Kendisi de babası gibi ateist bir solcu olan Nesin’in de, Aydınlıkçı geçmişi var ve birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Bu nedenle söyledikleri mühim.
Ayrıca Sivas davası hakkında görüş belirten herkes, dönemin derin devletinin işi olduğu, Sivas’ın yanı sıra Başbağlar’daki 33 kişi ile Bingöl’deki 33 er katliamının da aynı mahfillerce planlandığını dile getiriyor. Amaç ise Alevî-Sünni, Türk-Kürt çatışması…
- 24 Mayıs 1993’de Bingöl’de katledilen silahsız asker sayısı 33…
- Otel çalışanları istisna edildiğinde, 2 Temmuz 1993’de Madımak’ta ölen solcu, alevi, ateist kişi sayısı 33…
- Üç gün sonra 3 Temmuz’da Başbağlar’da katledilen Sünni Müslüman sayısı 33… Sayının hep 33 olması tesadüf mü?
Evveli ve sonrasındaki
- 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu
- 28 Ocak 1993 Jak Kamhi
- 5 Şubat 1993 Adnan Kahveci
- 17 Şubat 1993 Orgeneral Eşref Bitlis
- 17 Nisan 1993 Turgut Özal suikastları
- 2 Temmuz 1993 Şırnak’ta 16 erin katliamı,
- 18 Temmuz 1993 Bahçesaray’da 24 sivil katliamı
Fâiller ve mağdurların siyasî ve dînî görüşleri dikkate alındığında, Türkiye’nin bir iç savaşa sürüklenmek istediği açıkça görülür. Bu konuda kimi derin devlet, kimi Jitem, kimi Özel Harp, kimi başka adresleri işaret ediyor. Nesin ise ilaveten Aydınlıkçıların o zamandaki neşriyatları ve sonrasındaki tavırlarına dikkat çekiyor.
Sivas davasından mahkûm olmuş suçsuz günahsız pek çok mağdur var. O gün şehirde olmadığını ispat edenler, yalancı şahitlerin yanlış teşhislerine ve DGM’nin 3 ila 20 yıl arasında ceza verdiği, Yargıtay’ın bozarak idama mahkûm ettirdiği ve yeniden yargılama bekleyen insanlar…
Hepsinden önemlisi de toplum içindeki farklı inanç ve etnik yapıya sahip kitleler arasında imha edilen ve tamire muhtaç fay hatları…
Dosyalar karanlıkta kaldığı müddetçe bu fay hatları tamir edilemez. Aslında şahsî olmasa da zihniyet olarak Alevîleri Dersim’de katledenler ile Sivas’ta yakan eller aynı. Aynı el Başbağlar’ın da diğer cinayetlerin de fâili. Elbette tetikleri çeken ve insanları zehirleyenler farklı kimliklere sahip ama hepsi aynı yerin maşası.
Herkes celladına âşık olmadan bu meseleleri soğukkanlı değerlendirmeli. Perinçek ve adamlarının rolü titizlikle incelenmeli ama bu işte Aziz Nesin de mâsum değil. Bilerek konuşuyorduysa faillerden, kullanılmış ise profesyonel ahmak olmalıdır. Huzur ve bereketli günler niyazı ile vesselam!