SİHA'lar Karadeniz'de çocuklar gibi şendi
Odessa açıklarında Bayraktar TB2 tarafından takip edilip ateş açılan Raptor devriye botunun kaptanı, ölümle burun buruna geçirdiği birkaç dakika boyunca telsizden yardım dilendi. Türk milletinin o ses kaydını acı bir tebessümle dinlemesi için yeterince nedeni var.
- TARİH: 1 MAYIS 2022
- YER: YILAN ADASI - KARADENİZ
Bayraktar TB2 tarafından takip edilen bir Rus devriye botu, kendisine en yakın konumdaki savaş gemisinden acil koduyla yardım istemektedir.
(Ses kaydı için kısa link: https://lk.tc/mxZX4)
-85’ten 81’e! Hava desteği nerede? Hava desteği nerede!
-85... Ben 81. Hava desteği sana doğru yöneldi, sana doğru. Birazdan orada olur.
-Ne kadar zaman kaldı? Bu Bayraktar sürekli bizi takip ediyor, tepemizden uçuyor ve vuruyor.
-85... Ben 81. Bana doğru hareket etmeye başla.
-81... Ben 85. Zikzak çizerek size doğru ilerliyoruz. Hava saldırılarından korunmak için manevra yapıyoruz.
-Anlaşıldı, 82 seninle mi?
-82 ve 83, ikisi de vuruldu! İkisi de vuruldu!
-85... Ben 81. Mümkünse 82 ve 83’ü de kontrol edin. Tekrar ediyorum. 85... Ben 81. 82 ve 83 hareket edebiliyor mu?
-İkisi de hareket edebilecek durumda değil. Tekrar ediyorum, 82 ve 83 hareket edemiyor!
-81 konuşuyor, anlaşıldı. Sen yalnız git, onları kontrole gerek yok.
-Anlaşıldı, size doğru zikzak çizerek geliyoruz. (Birkaç dakika sonra...)
-81... Ben 85! Bayraktar bizi hâlâ takip ediyor! Tekrar ediyorum, hâlâ takip ediyor!
-81 konuşuyor, anlaşıldı, yalnız devam et.
-Havayı nereden kontrol ediyorsunuz?
-85... Ben 81. Mümkünse siz yine de 82 ve 83’e bir bakın. Yedeğinize alın.
-Bu Bayraktar hâlâ tepemde, ondan nasıl kurtulacağım peki? Diğerlerine bakmaya ateş altında mı gideyim? Bu ikisi hareketsizken bana doğru 3 roket fırlatıldı! (Saniyeler sonra...)
-81!.. 81!.. Dördüncü roketi fırlattılar! Bayraktar dördüncüyü fırlattı. Hava desteği nerede? Hava desteği nerede?
-(...)
-Dördüncü roket diyorum... Hava desteği nerede!
-(...)
-81... 81... Ben 85! Dördüncü roket bize ateşlendi! Hava desteği nerede diyorum! Hava desteği...
-85... Ben 81. Bilgiyi aldım, yetkililerle hatta kalarak bize anlattığın her şeyi onlara rapor ettim.
Bayraktar TB2, Raptor sınıfı 17 metrelik devriye gemisi/ botunu kullanan Rus denizciye ölüm korkusunu işte böyle yaşattı.
Odessa güneybatısında stratejik bir ada
Ukrayna işgalinin başladığı 24 Şubat’ta Karadeniz’de en yakın ana karaya 35, Odessa Limanı’na 140 kilometre uzaklıktaki Yılan Adası, Rus Genelkurmayı tarafından stratejik görülmüş olacak ki, denizciler ilk olarak bu adayı hedeflemişti. Topu topu 300 dönümlük bu minik kara parçası, Odessa açıklarından Moldova’daki Transdinyester bölgesi hava sahasına dek geniş bir alanda radar taramasına imkân sağlıyordu.
Adadaki az sayıda Ukrayna askerinin etkisiz hâle getirilmesiyle birlikte, Rus ordusu buraya tüm sistemleriyle yerleşti. Muhabere antenleri, alçak irtifa hava savunma sistemleri, komuta merkezi ve mühimmat depolarıyla Ruslar, Ukrayna’nın batı sahillerinde devriye gezen firkateynlerini bir süre buradan koordine etti.
Savaşın ilk birkaç haftasında Ukrayna’daki Rus yanlılarının da desteğiyle tüm ülkede hâkimiyeti sağlayıp, mevcut yönetimi devirmeyi hedefleyen Putin ve mağrur ordusu, cephede işlerin giderek çıkmaza girmesiyle planlarını değiştirmek zorunda kalmıştı. Şimdi hedef, Ukrayna’nın tamamı değildi; çizilen senaryoda Kiev’i denizsiz bırakmak vardı. Bunun için Donbas’tan Mariupol’e, oradan Kırım-Herson hattına, sonrasında da Odessa’ya uzanmak gerekiyordu.
Rusya'ya il büyük şok: Moskova batıyor
Takvimler 13 Nisan 2022 gece yarısını gösterirken, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Odessa’nın da kolay lokma olmadığını gösteren şok haberi aldı: Rus donanmasının en büyük platformlarından ‘amiral gemisi’ Moskova, ABD’nin ilettiği uydu koordinatları kullanılarak, Ukrayna yapımı Neptün füzeleriyle vurulmuştu. 186 metrelik dev kruvazör, suya yakın bir irtifada ilerleyen seyir füzelerine karşı hiçbir şey yapamamıştı. Saatler boyu alevler içinde kalan gemi önce yan yattı, sonra Karadeniz’in derinliklerinde belki yüzyıllar sürecek bir sessizliğe gömüldü.
İnsansız hava araçları, havan mermisi takılmış dronlar, güdümlü tanksavar füzeleri, mini kamikaze İHA’lar, topçu roketleri ve obüslerle sürdürülen direniş, Ukrayna ordusu tarafından artık denizlere taşınmıştı. Ne var ki, Moskova gemisinin batırılmasıyla Rus donanmasına vurulan bu esaslı darbe henüz başlangıçtı. Çünkü Türk silahlarına sahip Ukrayna ordusunun yeni hedefinde bu kez Rusların savaşın başında yerleştiği Yılan Adası vardı.
O gece birkaç SİHA çocuklar gibi şendi
Bayraktar TB2’lerden birkaçının aynı anda kullanıldığı baskın, 1 Mayıs gece yarısı geldi. Rus amfibi timleri, saatte yaklaşık 40 km hızla giden Raptor tipi devriye botlarıyla Yılan Adası çevresinde turluyordu. TB2 SİHA bu botlardan birini hareket hâlindeyken vurdu. ROKETSAN’ın SİHA’lar için özel ürettiği MAM-L mühimmatının YİPE türünden olduğu sanılan güdümlü roket, Raptor’u birdenbire alev topuna çevirdi. ‘Yüksek İnfilâklı Parçacık Etkili’ tabirinin kısaltmasıyla tanımlanan bu roketler, çarptığı aracı kısa sürede eritiyordu.
Hareketli Raptor’u vuran Bayraktar, daha sonra Yılan Adası sahilinde demirli başka bir Raptor’u daha imhâ etti. O esnada Ada’daki Rusların telaşını gösteren bir veri elimizde yok, ama TB2’nin üçüncü hedefi olan Rus denizcinin ölüm korkusunu telsiz kayıtlarından gayet iyi biliyoruz.
Her biri 3 mürettebat ve 20 de asker taşıyabilen Raptor devriye botlarının üçüncüsü, Yılan Adası açıklarında ne yapacağını şaşırmış vaziyette zikzak çizerek ilerliyordu. Keskin manevralarla zaman kazanmaya ve güdümlü roketten kaçınmaya çalışan Raptor’un kaptanı aynı zamanda telsizden en yakın gemiyle irtibat halindeydi. Diğer iki botun vurulduğunu görmüştü. Sıranın kendisine geldiğini biliyordu. Hatta TB2’ler ona doğru birkaç roket fırlatmıştı ama deniz hedefini vurmaya alışkın olmayan MAM-L, her nasılsa Raptor’u ıskalamış ve mühimmat muhtemelen birkaç metrelik farkla denize düşmüştü.
Bayraktarlardan biri, çığlığı telsiz kayıtlarına yansıyan o denizciye ölüm korkusunu yaşatırken diğerleri ise Yılan Adası görevine devam ediyordu. O gece adada tam anlamıyla şenlik vardı! Bir mühimmat deposu, bir muhabere merkezi, bir komuta noktası, Strela-10 ve TOR-M hava savunma sistemleri, ZU-23 tipi uçaksavar sistemi ve kıyıda bekleyen bir adet çıkarma gemisi TB2’lerce başarılı biçimde imhâ edildi. Türk SİHA’ları, aynı zamanda Ukraynalı pilotların kullandığı 2 adet Su-27 savaş uçağının alçaktan uçarak Yılan Adası’ndaki binaları bombalamasını da anbean görüntüledi.
Ve savaş tarihinde bir ilk gerçekleşiyor
Operasyonlar sırasında kaç Rus askerinin öldüğü şimdilik bilinmiyor. Fakat TB2 ile mücehhez Ukraynalıların gazabı o geceyle sınırlı kalmadı. Yılan Adası operasyonundan sonraki 2 gün boyunca Ruslar, 300 km’yi aşkın menzili bulunan Oniks seyir füzeleriyle Odessa’ya bomba yağdırdı. Kremlin’in tek amacı vardı: TB2’leri hangarlarında yok etmek! Bu amaca ulaşmakta ne kadar başarılı oldukları bilinmiyor, ancak Rus ordusu sonraki günlerde özellikle de 7 Mayıs günü ‘TB2’ konulu bir kâbus daha gördü.
İmhâ edilmiş sistemlerin durumunu görmek, ölen askerlerin cenazelerini toplamak ve adaya hangi araçların getirileceğini tespit etmek üzere Rusya, Yılan Adası’na yeni bir birlik gönderdi. Herson sahil bandında alçak uçuşla ilerleyerek ada istikametine yol alan Mi-8 tipi bir nakliye helikopteri, 3’ü mürettebat 27 personel taşıyordu. Ada’ya sağ salim ulaşan helikopter yere teker koymadı. Yerden 10-15 metre yüksekte bulunan helikopterdeki komandolar kayalıklara ip yardımıyla hızla iniyordu. Mi-8 pilotları, ‘hava indirme’nin tamamlanmasının ardından o bölgeden hemen ayrılmayı planlıyordu. Tabii ki birazdan savaş tarihinde bir ilkin gerçekleşeceğini bilmiyorlardı.
Helikopteri çok daha yüksek irtifalardan takip etmekte olan Bayraktar TB2, askerler Mi-8’i ipe tutunarak terk ederken, kanadının altındaki MAML’lerden birini ateşlemişti bile. Güdümlü mühimmat, saniyeler sonra havadaki helikoptere çarptı. Pervanesi dönerken patlayıp yere çakılan helikopter, karaya daha yeni ayak basmış askerlerin üzerine düştü. Böylelikle tarihte ilk kez bir SİHA, havadaki bir helikopteri vurarak imhâ etmiş oldu.
TB2’lerin denizde Raptor avlayıp, havada da helikopter vurması, dünyanın dikkatini bir kez daha Türk SİHA’larına çevirdi. Bu ölümcül hava araçlarının yeni tip savaştaki etkileri üzerine analizler birbirini kovaladı. Denizin ortasında TB2 roketlerinden kurtulmayı başaran Rus denizcinin telsiz kayıtları ise dünyada en çok Türk halkının ilgisini çekti. Zira milyonlarca vatandaşın o kaydı acı bir tebessümle dinlemesi için çok haklı nedenleri vardı.
- TARİH: 27 ŞUBAT 2020
- YER: İDLİB - SURİYE
Esed rejimi ve İran destekli teröristler İdlib’e yığılmış, 3 milyonu aşkın Sünni Müslüman’ı katletmek yahut Türkiye topraklarına sürmek için yarış halindeydi. Türk ordusu ise Astana Mutabakatı ile belirlenmiş sınırlar dâhilinde bu bölgedeki Suriyelileri rejimin saldırılarından koruyor, temas hattına kurduğu gözlem noktaları ile üslerde konuşlanıyordu.
27 Nisan 2020 günü Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrantiev, Ankara’da Dışişlerinden Sedat Önal ile görüşme halindeydi. Masaya silahıyla oturmaya alışmış Moskova’nın korkunç bir eylemde bulunacağını, o gün Ruslar ve Şam yönetimi haricinde belki de hiç kimse bilmiyordu.
Cilvegözü’ne 60 kilometre uzaklıktaki Cebel Zaviye bölgesinde bulunan Balyun köyünde Türk birlikleri gözlem noktasına doğru intikal halindeydi. Zırhlı araçlarla hareket esnasında Mehmetçik, Suriye’nin çeşitli noktalarındaki üslerden kalkan Rus uçakları tarafından saldırıya uğradı. İlk bombalar düştükten sonra araçlarından çıkarak çevredeki binalarda konuşlanan askerler, durumu saniyeler içinde merkez karargâha bildirdi. Devreye giren Genelkurmay, Rus ordusu ile irtibata geçerek “Oradaki bizim askerlerimiz. Bombardımanı derhal kesin!” talimatı iletti. Ancak karşı taraf, bu ifadeleri duymazlıktan geldi; savaş uçakları Mehmetçiğin konuşlandığı binalara da bomba yağdırdı.
10 uçağın bomba yağdırdığı binalar yıkıldı. Enkaz altında kalan Türk askerlerinden 34’ü şehit düştü. Genelkurmay’ın defalarca kez uyarı göndermesine rağmen ve üstelik intikal istikametinin daha önce bildirilmiş olmasına rağmen, Rus tarafı kasten, bilerek ve isteyerek bombardımana devam etti. Bölgeye yollanan ambulanslar bile vuruldu. Balyun’da planlı bir operasyon dâhilinde Mehmetçiğin kanını akıtan Rus ordusu, saldırıları tam 5 saat boyunca sürdürdü. Ruslar, yaralıların tahliyesi için gönderilmek istenen bir helikopteri bile vurmakla tehdit etti. Bu saldırı doğrudan Türk devletine yapılmış ve hafızalardan asla silinmeyecek bir meydan okumaydı.
20 bini aşkın Rus askeri öldürüldü ama...
Şimdi kaseti başa saralım. Ukrayna işgalinin başladığı 24 Şubat’tan beri Rus ordusunda görevli 20 binden fazla personel öldürüldü. Kiev kaynakları, mayıs sonu itibariyle bu sayının 30 bine dayandığını söylüyor. Bir o kadar askerin de yaralanarak savaş dışı kaldığı belirtiliyor. Bunun yanında Ruslar savaş süresince 204 uçak, 170’i aşkın helikopter, 1300’e yakın tank, 3 bin 100 zırhlı araç, 600 top, yüzlerce roketatar ve 100’ün üzerinde hava savunma sistemini kaybetti. Kremlin’in 13 gemi ve teknesi batırıldı, çeşitli boylarda 460 insansız hava aracı da düşürüldü. Ukrayna envanterinde bulunan 30’u aşkın Bayraktar TB2 SİHA, savaş süresince 800’den fazla operasyona imza attı.
Sıcak savaş ortamının yol açtığı tüm bu ağır tabloya rağmen, Türk milletinin 27 Şubat 2020 acısı dinmedi. O gün akıtılan her damla kanın intikamı bizzat Mehmedçik tarafından alınana kadar da bu acı hep taze kalacak.
İdlib’deki kalleşliği unutmadık, unutmayacağız.